tamamlandı•
Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık.
Kurtlar ulumaya başladı.
Zamanı geldi.
Çalan davulları duyabiliyor musun?
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Herkes fazlalık olmaktan korkardı. Korktuğumuz, korktuğunuz... Kabul edin; İstenmemek sizin de korkunuz. -Jk''
***
Ekim-2004
Busan, Güney Kore
Küçük kız karanlıkta bir yere çarpmamaya çalışıyordu. Bu yüzden önünü görebilmek için yeni aldığı ışıklı kalemini kullanmak zorunda kalmıştı. Parmak uçlarında dış kapıya ulaştığında daha kapıyı açmadan dışarıda gülüşen çocukların sesi evin içine doluyordu. Neyseki anne ve babasının uykusu hafif değildi. Kapıyı açtığında bahçenin içinde kıpırtılar oldu.
"Şşş... hyung, geldi."
Derin bir nefes alarak terliklerini ayağına geçirdi. "Babamdan bu kadar korkup gece gece nasıl bahçeyi basıyorsunuz, anlamıyorum. Çok gürültücüsünüz!"
Söylenerek kendisini bekleyen çocuklara yaklaştığında hepsini süzmeden edemedi. Maknae hariç diğerlerinin üzerinde garip bir kıpırtı vardı, içinden "acaba yine ne karıştırıyorlar?" diye düşünürken kare gülümsemesini sunan çocuk hızla yanına gelerek koluna girdi.
"Bae Ra-ah, sana güzel bir sürpriz hazırladık. Bizimle gelmeye ne dersin?"
'Sürpriz' kelimesini duyduğu anda gözleri heyecanla açılan kız, yanındaki çocuktan önce davranarak diğerlerinin yanına koşmaya başladı. Ama Tae hyungu-5 erkeğin arasında büyüdüğü için oppadan daha çok böyle demeyi tercih ediyordu- kendisine yetişerek gözlerini kapatınca durmak zorunda kaldı. "Hani nerede, nerede? Arkanızda mı?"
Jimin kolunu Hoseok'a yaslarken kıza takıldı. "Daha demin ses yaptığımız için huysuzlanan sen değil miydin, Bae?"
Küçük kız umursamadan omuzlarını silkti. "Tata hyung, hadi ama!"
Aralarında en uzun olan, gamzeli hyungu bir adım öne çıkarak diğerlerinin de çekilmesini işaret etti.
"Neyse, şimdi bakabilirsin."
Gözleri açıldığında ilk odağını bulamadı ama daha sonra arkalarında, neredeyse omzuna gelen kocaman bir bisiklet gördüğünde şoktan kıpırdayamadı. "Bu ne?"
Jimin, Tae'nin koluna sertçe geçirdi. "Gözünü oydun değil mi kızın! Göremiyor senin yüzünden."
Tae bastırmadığını söylerken aslında kız şaşkınlıktan ne olduğunu anlayamadığı için böyle bir tepki vermişti. Hoseok, başına ters taktığı şapkasını biraz daha geriye çekerek gri bisikleti kıza doğru yaklaştırdığında "Gelsene," diyerek cesaretlendirdi. "Bunu yazın çalıştığımız işten kazandığımız parayı birleştirerek aldık. Artık o arka tekeri kırık olan dörtlüyü bırakman lazımdı. Hem boyun uzadığı için sığmıyorsun zaten."
