tamamlandı•
Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık.
Kurtlar ulumaya başladı.
Zamanı geldi.
Çalan davulları duyabiliyor musun?
...
Agust D- So Far Away (feat, Jin, JK versiyon) hani Jin-JK-Yoongi üçlüsü :"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
***
Genç adam bacağını titrettiğini fark edince oturduğu koltuktan ayağa kalktı. Derin bir nefes verip yüzünü sertçe ovuştururken, Yoongi'nin konumunu bulmak için tekrar bilgisayarının başına oturdu. Ama tahmin ettiği gibi telefonu hala kapalıydı.
Sabahın erken saatlerinde hiçbir şey demeden çıkmış, Jimin'in vermek istediği elektroniklerden sadece telefonunu almıştı. Jimin çok iyi biliyordu ki, sırf nerede olduğunu bulamasın ama içini rahatlatsın diye almıştı o telefonu. Büyük ihtimalle, her nereye gittiyse Jinsoul de yanındaydı. Ondan başka bir iletişim cihazı bulabilirdi.
Gözlerini emniyet müdürlüğünün son yayınladığı bildiride, Jungkook'un resminin üzerinde gezinirken dışarıdan gelen araba sesiyle yerinden fırladı. Merdivenlerden inerken kapının açılmasıyla görüş alanına giren Yoongi ile, ''Neredeydin sen?'' diyerek yakınmaya başladı. ''Jungkook'u devletin gizli dosyalarını hacklemekle suçluyorlar, sabah kontrol ettim, wild4 kelimesini aratmış birçok yazılımda. Hiçbir bilginin olmadığını biliyor, kasten kendini gizlememiş olabilir mi--''
''Jimin,'' dedi Yoongi, onu susturarak. Daha sonra gözleriyle arkasını işaret ederek yukarıya yöneldiğinde, Jimin tekrar huysuzlanmaya başlayacaktı -ki onu gördü.
Bae Ra'yı.
Yoongi'nin ardından içeriye giren zayıf bedenle göz göze geldiğinde olduğu yerde kalırken, sözü bu sefer kendiliğinden yarıda kesildi.
Hayır, olamaz. Yoongi bu kadar ileri gidemez. Jungkook nerede, nasıl izin verir onun gelmesine? Bae, benim gibi değil... nasıl bırakır onları geride?
İkisinin de gözleri ardına kadar açılmışken, şaşkınlığı üzerinden atarak ilk harekete geçen Bae Ra oldu.
''Bae, ben--''
Genç adamın başı, yediği tokatla yana doğru düşerken dolgun dudakları aralandı. Elinin tersi refleks olarak yanağına gittiğinde dudağının kenarının kanadığını fark etti ama bakışlarını karşısında öfke saçan gözlerden ayıramadı.
''Sen,'' dedi genç kız sıktığı dişlerinin arasından. Göz çevresi oldukça kızarmıştı, şu an öfkeden mi yorgunluktan mı titrediği belli olmuyordu. Ama buna rağmen sesi, Jimin'i kanatacak kadar keskindi. ''Her şeyi mahvettin.''
Başka hiçbir şey demeden Jimin'in yanından geçtiğinde, onu takip eden sarışın dudaklarını kıvırdı. ''Bu kızla hiç anlaşamayacağımızı düşünmüştüm,'' dedi Jimin'e orta parmağını gösterirken. ''Ama bir anda kanım ısındı.''