Hikaye hoşunuza gidiyor mu? Ya da fikirleriniz var mı?
Belirtirseniz sevinirim :)
İyi okumalar 🌗''Canımız pahasına söz verdik.
Bütün dünyaya karşı durabilirmiş gibi... -Jin''***
"Üç Tex-Mex, iki light kola ve bir sprite... Siparişinizi onaylıyor musunuz?"
Kasanın önündeki kızlar kafalarını salladıklarında, Bae Ra gülümseyerek işlemi onayladı. Ücreti aldıktan sonra kendilerini çağıracağını söyleyip siparişin hazırlanması için fişi mutfağın önündeki mantar panoya sabitlerken gözlerini mekanın içerisinde gezdirdi.
Yaklaşık bir saat önce öğrencilerin sıklıkla takıldığı caddede küçük bir Amerikan fast-food kafesine denk geldiğinde zaten az olan harçlığını hala alışamadığı Kore yemeklerindense buradaki herhangi bir şeye vermeye kararlıydı. Fakat buna gerek kalmamıştı. Sipariş için kasaya geldiğinde, arkadaki iş ilanını görüp anlık kararla meydandaki kahve kokulu, egzotik kafeden vazgeçerek şansını denedi ve bam! İşe alınmıştı.
Biraz önce gelen kızlarla birlikte bugün aldığı dördüncü siparişiydi ve daha öğle arasına yarım saat vardı. Küçük olmasına rağmen -eğer tahmin ettiği gibi giderse- kafe tercih edilen bir yer olmalıydı. Patronu olan orta yaşlı adam yemeği bizzat kendisi yapıyordu ve dediğine göre kendi yardımcısının haricinde çalışan liseli biri daha vardı. Fakat o da derslerinden dolayı yakında ayrılmayı düşünüyordu. Şimdilik Bae Ra'nın işi hafta içi okul çıkışına kadar, hafta sonu ise 5'ten sonraydı. Konuştukları ücret ise fazla harcamaya girmediği müddetçe kendisine yeterliydi.
Hazır olan siparişi mutfaktan alıp tezgahın üzerine koyarak bekleyen kişilere seslendiğinde kapının açıldığını ve yeni bir arkadaş grubunun geldiğini gördü. Hızla kasaya geçtiğinde yüzlerine bakmadan bollaşan önlüğünün iplerini düzelterek, "Hoşgeldiniz," dedi. "Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Aç değilim. Siz alın istediğinizi."
Duyduğu sesle kafasını kaldırdı. Bakışları kapıdan giren Jungkook'u bulduğunda şaşırmadan edemedi. Genç adam kulağındaki kablosuz kulaklığıyla elindeki kartona benzeyen malzemeleri boş masalardan birine götürdüğünde, kendisini görmediği belliydi. Burada ne işi olduğunu düşünürken okuduğu üniversitenin bu yol üzerinde olduğunu hatırladı. Şu an elini alnına çarpmamak için kendini zor tutuyordu. Gerçi Bae Ra için hava hoştu, fakat içten içe Jungkook'un sinirlerini bozacağını da biliyordu.
Uzun saçlı kız omzunu silkerek menüye baktığında, "Ah boşver," dedi. " Tatlı bir şey alırız ona. Önce biz seçelim."
Yanındaki iki erkek de kızın dediğini yaparak önlerine döndü. Menüyü inceleyip denemedikleri tatları Bae Ra'ya sorduklarında, Jungkook çoktan arkası dönük bir şekilde çalışmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cuHd | Jungkook
Fanfictamamlandı• Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık. Kurtlar ulumaya başladı. Zamanı geldi. Çalan davulları duyabiliyor musun? ...