tamamlandı•
Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık.
Kurtlar ulumaya başladı.
Zamanı geldi.
Çalan davulları duyabiliyor musun?
...
Genç adam merdivenleri çıkıp ilk kata ulaştığında kendi odasını es geçerek sağdaki koridora girdi. Kapıyı çalmayı tenezzül etmeden odadan içeri daldığında, aldığı tepki ve karşısındaki görüntü onu şaşırtmadığı için elindeki poşeti çalışma masasının üzerine bırakarak yatağa oturdu.
''Şu siktiğimin kapısını bir kez olsun çalmayı dener misin?''
Jimin sinirle homurdanıp belindeki havluyu sıkılaştırdığında, omzundaki küçükle de saçlarını kurulamaya devam etti.
''Sana her zaman ortalıkta çıplak dolaşmamanı söylüyorum ve etraftan tepki alan yine ben oluyorum.''
''Ortalık dediğin yer; odam. Ayrıca daha yeni çıktım duştan, paşa gönlünün arzusunu yerine getirerek kıyafetlerle girerim bir dahakine. Odanın dışında da çarşafla dolaşırım artık.''
Jungkook, omuz silkip sarışın olanın söylenmesini umursamadan, ''Sizi kıskanıyorum,'' diyerek yatakta kendini geriye attı. ''Banyolarınız ne güzel odalarınızda, bense ortak banyoyu kullanıyorum.''
Jimin, kıyafetlerini alıp banyoya girdiğinde sesini duyurmak için bağırdı. ''Evet, o ortak banyo da odanın hemen karşısında. Ayrıca el yıkamanın haricinde bizden kimse orayı kullanmıyor.''
Jungkook, büyük olanın görmemesine rağmen inatla omuzlarını kaldırdı. ''Duş aldıktan sonra koridordan geçerken cereyan yapıyor, üşüyorum. Üstelik yabancılarda kullanıyor.''
Birkaç dakika sonra üstü giyinik çıkan Jimin, havluyla saçlarını iyice karıştırdıktan sonra, ''Bu eve yabancı kimse girmediğine göre Irene'den bahsetmiyorsundur herhalde,'' diyerek kaşlarını kaldırdı. ''Çünkü kız sadece mutfağı görebilme şerefine erişti. Keza senin şu okuldan olan kız arkadaşın da öyle. Onlar haricinde Bae Ra'ya da hala yabancı muamelesi yapıyorsan--''
''Yapmıyorum,'' Çünkü o zaten bir yabancı. Öyle olmak zorunda.
Tavana doğru uzatmış olduğu eli kendi halinde şekiller çizerken, bakışları bileğindeki kıza ait olan bandajı buldu. ''Sadece çok döküntülü ve gürültücü, en olur olmadık yerlerde belirip ortada bir şeyini bırakabiliyor.''
Sınıfta, odamda ve damağımda...
Jimin, küçüğün söylenişine anlam veremediği için kafasını iki yana salladı. Gözleri Jungkook'un bıraktığı poşeti bulduğunda, yanına adımlayarak içine baktı.
