tamamlandı•
Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık.
Kurtlar ulumaya başladı.
Zamanı geldi.
Çalan davulları duyabiliyor musun?
...
Bölüm sonundaki not, kurgu için oldukça önemli. Okumayı unutmayın, olur mu?
İyi okumalar💕
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Yeteneğinin olmaması mı, yoksa onu kullanamamak mı? Özel hissettiğin anlarda bile sıradan olmaya çalışmak mı? -H"
***
''O lensleri daha ne kadar kullanmayı düşünüyorsun?''
Jimin ilaç damlattığı için kızaran gözleriyle, aynadan arkasında duran arkadaşına baktı. Taehyung banyo kapısının kirişine yaslanmış, uysal bir tavırla onu izliyordu. Ellerini kenardaki havluyla kuruladıktan sonra günlük lensleri çöp kutusuna atarak çıkışa yöneldi. ''Havada gördüğüm toz tarzı şeyleri biraz olsun engelleyebiliyor, yoksa ben de gözümü çıkartmanın derdinde değilim.''
Taehyung, bu durumu anlamsız bulduğu için suratını buruşturdu. ''O küçücük şeyin seni rahatlatması hem iyi hem de saçma. Bu net çeken bir kamerayı nefesinle hohlayarak buğulatmak gibi.''
Jimin gözlerini devirdi. ''Örneklendirmene bayıldım. Lütfen bir daha yapma.''
Taehyung gülerek, odasına yönelen sarışının omzunu kavrayarak onu merdivenlere çektiğinde, ''Hiçbir yere gidemezsin,'' dedi. ''Film gecesi yapmaya karar verdik; Sen, ben ve Hoseokie hyung.''
Jimin de, Taehyung'un biraz önceki tepkisini taklit edip suratını buluştururken, ''Peki bundan şeyin haberi var mı? Park Haftaya Finalleri Başlayan Jimin'in, yani...'' diyerek parmağı ile kendisini işaret etti. ''...benim?''
Genç adam düzenli olarak boyasını yenilediği kırmızı saçlarını geriye atarken, homurdanan arkadaşının itirazlarını umursamadan aşağı sürükledi. Jimin'in dediği gibi sınavlar başlamadan ufak bir kaçamak yapmaları gerekiyordu. Oturma odasına girip Hoseok'un bir orduya yetecek kadar patlattığı mısırlarlar ve paketli atıştırmalıklarla karşılaştıklarında, ''Çüş,'' dedi Jimin, kendini tutamayarak. ''Marketteki rafı boşalttığını görevlilere söyleseydin de, üreticiler stokları yenileselerdi.''
''Abartma.'' Hoseok gözlerini devirdi. Taehyung'un elinde bir kasa bira ile sırıtarak odaya girdiğini gördüğünde, ''Sen de, TaeTae.'' dedi. ''Çok içmek yok, sonra sizi halıdan kazımak zorunda kalıyorum.''
Taehyung kaşlarını kaldırarak biralardan birer tane uzatıp diğerlerini sehpaya dizmeye başladı. ''Bu kadar bira ile yere yapışan tek kişi Jimin olur; ona da iki şişe veririz, merak etme. Kimse bizim alkol eşiğimizi sorgulamasın.'' diyerek sona doğru alayla arkadaşına baktı.
''Dedi, gecenin sonunda körkütük sarhoş olup liseli kıza yavşayan adam.''
''Dedi, barın ortasındaki masaya çıkıp striptiz dansı yapan yavşak.''
