tamamlandı•
Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık.
Kurtlar ulumaya başladı.
Zamanı geldi.
Çalan davulları duyabiliyor musun?
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
''Gözlerindeki ışıltı, yalnızca birbirlerine bakarken ortaya çıkıyor. Bilerek yalan söylüyorum... Ama kimse gerçeği duymak istemiyor. -B''
***
Hoseok'un benzersiz sevinç dansı ve Namjoon'un şok ifadesini atlattıktan sonra yemek hazırlama işi yarım kalmış, herkes oturma odasına geçmişti. Evde önem gösterilen ve eksiksiz toplanılan tek yer mutfak olduğu için kimse odadaki koltuk eksikliğinin farkında değildi. Ta ki 94-line rahatça üçlü koltukta yayılırken, -geniş omuzlu adam daha yukarıdan inmemişti- Jimin ile Taehyung tekli koltukta birbirleriyle üst üste oturana kadar...
Jungkook ise ayakta kalmış ve her an odayı terk etmeye meyilli, kapının girişine yaslanarak dik bakışlarını sandalyede oturan kıza sabitlemişti. Geçenki karşılaşmalarından sonra Bae Ra'nın başına bela olmak ve sinirlerini daha çok germek için geldiğine emindi. Kapıdan girer girmez genç adamın gözlerine meydan okuyarak bakmış, daha sonra Hoseok'un boynuna atlamasıyla yarıda kesilmişti. Şimdi ise kıza aynı bakışları atan kendisiydi.
Kimseden çıt çıkmazken kızın yaptığı tek şey, ayağıyla yere gelişigüzel atılmış olan kilimin kenarını kıvırmaktı. Uzun zaman sonra bulduğu çocukluk arkadaşları... çok büyümüşlerdi. Gergin hissetmekten kendini alamıyordu. Bunun yanında sormak istediği birçok şey birikmişti kafasında ve dili açıldığında hepsini sıralamaktan korkuyordu.
Jungkook-Jimin ikilisinin aksine diğerleri tarafından sıcak karşılanmıştı. Her ne kadar Taehyung'un, Jimin'in bacağını parmağıyla kıstırarak ittiğini görmesi içini yumuşatıp bir şeylerin hala aynı kaldığını hissettirse de o, her şeyi bilmek istiyordu.
Böylesine büyük bir evi tutacak kadar durumları iyi miydi? Hangi üniversitede, ne okuyorlardı? Namjoon'un babaannesi hala hayatta mıydı? Jimin'in küçükken ameliyat geçirdiğini hatırlıyordu... Gözlerinde rahatsızlık olmasına rağmen nasıl o lensi kullanabiliyordu, mikrop kapmaz mıydı? Aileleri de onlarla mı gelmişti? Taehyung o lüks kafede işe girmeyi nasıl başarmıştı? Kapıda kendisine ilgili davranan, sarı saçlı ve tamamiyle omuzdan yapılma adamla nasıl tanışmışlardı? Hoseok mutfak önlüğünü üzerinde unutmuştu, küçükken ete bile dokunamazken şimdi yemek görevi onda mıydı? Nasıl büyüdükleri şehri arkalarında hiçbir iz bırakmadan terkedebilmişlerdi?
Peki ya Junghyun- hayır, Jungkook... ismini değiştirecek kadar -Taehyung gelirken özellikle bu konuda soru sormamasını tembihlemişti- büyük bir olay mı yaşamıştı? Neden bu kadar temkinliydi kendisine karşı?
Hayır, Jungkook böyle yaparak kendisinden uzaklaştıracağını düşünüyorsa yanılıyordu çünkü tam aksine... Bae Ra'yı daha çok kamçılamış, sonuna kadar gitmek istemesine neden olmuştu.
