Naber?
Sınava girenler varsaaaa bu bölüm sizin için vişne marmelatlarımmmmm
diyip vıcık vıcıkdbsjsb
Bölüm bayağı bir soru işaretinizi silecek :D
Bence :D Sizce :DYorum ve desteğiniz için teşekkür ediyorum şimdiden 💕
Şarkı önerim belli :)
***
"Bir insanın ölü olması için kalbinin durması değil,
Vazgeçilmiş olması gerekir.
Unutulmak, en ölümcül ceza
Dünyadaki cehennemdir.
-Hoseok"***
Bae Ra, derin bir nefes verip ekmeğinden bir parça alarak lokmasını bitirmeye çalıştı. Yemeğe oturdukları andan itibaren Hoseok hariç diğerlerinin gürültüsü giderek kesilmiş, çatal-kaşık ve ufak mırıldanmalar haricinde - ki bunlar da şunu uzat gibi konuşmalardı- çıtlarını çıkarmıyorlardı. Namjoon kaşlarını çatmış, atomu parçalıyormuş gibi bir dikkatle balığının kılçığını ayıklıyor, Jimin ise masanın altından gözükmediğini zannettiği telefonuyla uğraşıyordu. Jungkook hemen yanında, her zamanki düz suratıyla yemeğini yerken yanaklarının dolu olmasını umursamadan yosun yaprağının üstüne tavuk-pilav yapıp sosluyor ve ağzına sığıp sığmayacağını deniyordu.
Hayır, yani... buraya boşuna mı toplanmışlardı? Neler olduğunu merak eden bir tek kendisi olamazdı sonuçta. Niye biri lafı açmıyordu ya da direkt birbirleriyle olan sorunlarını çözmeye çalışmıyordu?
Ama genç kızın yavaş yavaş tepesine çıkmaya başlayan sinirin asıl sebebi sadece bu sessizlik değil, hemen çaprazında oturan ilkokul çocuğuydu. Kim Taehyung, nasıl olduysa kavgalı olduğu Jin ile karşı karşıya yemek zorunda kalmışlardı. Tamam, bunda biraz Bae Ra'nın katkısı olabilirdi fakat eğer Taehyung'un böyle davranacağını bilseydi ikisini de en uç noktalara yerleştirir, aralarına da perde çekerdi.
Genç olan; hyungundan gözünü ayırmıyor, çorbasını hüpürdetiyor, tavuk butunu ısırırken sanki birisi üzerinde şiddet uygularcasına garip ifadeler sergiliyordu. Tam bir ilkokul çocuğuydu -ki birazdan Bae Ra bu tavırlarını yüzüne vuracak olsa ''hııı, sen öyle san hıı...'' deyip masayı bile terk edebilir, hatta ve hatta koridordaki halıyı tekmeleyebilirdi.
Genç kız kafasını iki yana sallayıp kaşığını öylece çorbanın içinde gezdirirken, yüzünü buruşturmamaya çalıştı. Yemeğin başında ortam garip bir sessizliğe bürünmesin, sohbet devam etsin diye Hoseok'a çorbanın çok güzel olduğundan bahsetmiş ve lafı uzatmak için tarifini sormuştu. Fakat şöyle bir sorun vardı ki, Bae Ra pırasadan nefret ederdi ve Hoseok bol proteinli bir sebze çorbası yapmak için içine pırasa da koymuştu. Herkes ikinci kasesini alırken Hoseok sormasın diye gıdım gıdım içmiş fakat üçüncüyü isteyene, ''O Bae Ra'nın hakkı,'' diyerek çorbanın geri kalanını ayırdığını belirtmişti. Son kaşığını alırken çiçekli önlüğünü hala çıkarmamış olan Hoseok'un ayaklandığını gördüğünde, omuzları yavaşça düştü. Hayatındaki yeterli pırasa takviyesini bir öğünde almıştı. Dudaklarını birbirine bastırarak tabağını uzattı ama Jungkook ondan önce davrandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
cuHd | Jungkook
Fanfictamamlandı• Gürültünün çirkinliği ne kadar tırmalarsa zihnini, sessizliğin uğursuzluğu da o kadar uyuşturur bedenini. Ortası yok ve geç bile kaldık. Kurtlar ulumaya başladı. Zamanı geldi. Çalan davulları duyabiliyor musun? ...