"53

576 52 2
                                    

Eve girdikten sonra kendimi iyi hissediyor gibiydim çünkü aklımda, ona eskiden arkadaş olduğumuzu ve onun ilk aşkı olduğumu söylemek vardı ki bu her şeyi değiştirebilirdi. Yeniden beni sevmesini sağlayabilirdim belki de.. ama bu bekletilebilecek bir şey değildi. Aslında, belki onun içindeki şey yitip gidebilirdi bu uzun sürede. O kişi her kimse, ondan vazgeçebilirdi. Bu yüzden yeniden Snowball fikrine döndüm. Bana kim olduğunu söylemesini istiyordum ama o kişiye bunu söylemesini istemiyordum. Uhh aynı o da benim gibi bana o kişiyi o zaman söyleyecekti ama hem sevdiği kişi hem de ben o zaman öğrenecektim. Aynı benim gibi... kalbimin ritmi değişti. Sadece bir an, gerçekten bir an düşündüm. Öyle bir ihtimal var mıydı gerçekten? Olabilir miydi? Kendimi ne kadar kaptırmamam gerektiğini bilsem bile, mutluluktan iki damla gözyaşı dökmüştüm çoktan. Abim yanıma oturdu.
"Yine mi aynı konu Will? Neler oldu?"
"Jonathan.. Jonathan." delirmiş gibi bakıyordum abimin suratına. Mutluluk bedenimi öylesine sarmıştı ki, bu bir rüyaysa dahi uyandırılmak istemiyordum.
"Ne oldu Will? Sakin ol." Gözlerimi kocaman açtım.
"Mike... beni seviyor olabilir mi?"
"Hey hey hey, buna nereden vardın?" Beni sakince yerimde tutmaya çalışırken.
"Sadece, bilmiyorum. Ona snowball'da söyleyeceğim ve ona 'Snowball'da sen de öğreneceksin.' demiştim. Çünkü sevdiğim kişi o, ve o da bana aynı şeyleri söylemişti. Onun sevdiği kişiyi öğreneceğim ve onun sevdiği kişi de bunu öğrenecek. Aynı anda, aynı benimki gibi. Aynı kişi de olabilir mi?"
"Mantıklı ama, bilemiyorum Will. Umutlanıp üzülmeni istemiyorum." Büyük bir darbe yemiş gibi yerime oturdum.
"Sence hiç mi ihtimal yok?"
"Varsa, çok sevineceksin ama yoksa.. umutlanıp üzülme lütfen."
"Abin haklı." diye çıkageldi annem. "Olabilir, ama kesin bir şey olmadan sana da umut veremeyiz Will." Gerçekten de haklılardı. Ondan bunu bekleyip sonra başka birine gitmesi, durumu olduğundan daha kötü hale getirebilirdi. Bensem, her şey çok güzel olacaktı ama değilsem belki o anda bunu değiştirebilirdim. Ondan önce söylemeliydim onu sevdiğimi.
"Uhh haklısınız. Üzülmeyeceğim, her şey her an değişebilir."
"Evet." dedi abim.
"Bu arada, bu cuma onlara gidebilirim değil mi?"
"Evet, yani eğer iyi olacaksan."
"İyiyim anne." dedim üzerine basa basa. Kendime söz vermiştim bundan umutlanmayacağıma ama aklımın hep bir köşesinde duruyordu. Sadece çok istiyordum ve elimden hiçbir şey gelmiyordu. Aslında eğer bana aşık oluyorsa benim yanımda, benim yaşadıklarımın aynısını yaşamalıydı değil mi? Kalbi hızlanmalıydı, yüzü kızarmalıydı. Kekelemeliydi. Bunların hiçbirini daha önce görmemiştim. Gerçekten de böyle bir şey yoktu belki de. Bunları aklımdan şimdilik çıkarmalıydım çünkü gerçekten okula üzgün gidip orada zombi gibi gezmek dünyanın en kötü şeylerinden biri olabilirdi ki bu, herkesin senin etrafına toplanıp "Ne oldu? İyi misin?" demesiydi ve bunlara karnım toktu.
Bir sonraki sabah biraz daha iyi hissediyordum. Çünkü sevdiğini düşünmekten çok benimle takılıyordu. Yakın arkadaşı olmak bile çok güzel bir hediyeydi bana Tanrı'dan. Tüm hafta birlikte dönecektik eve. Bu sürelerde sevdiği kişiden bahsetmiyordu ve hareketlerinden de kimi sevdiğini çıkartamıyordum. Gerçekten de sormak istiyordum ama öğrenirsem daha da kötü olabilirdim. Aslında, öğrenmenin bir yolu vardı ama bu yol biraz tehlikeliydi. Yapmayı, yapmamaktan daha fazla istiyordum. Güzel olabilirdi, yani belki benim için. Deneyebilirdim.
Cuma günü geldiğinde her şey normal görünüyordu ki benim, sevdiği kişiyi öğrenmek için yapacağım şeyden kimsenin haberi yoktu. Çok kötü bir şey değildi ama yine de sonunda bir şeyler olmasından korkuyordum, aynı eskiden olduğu gibi. Hepimiz okul çıkışında Mike'ı gördüğümüzde bisikletlerimizi sürmeye başlamıştık. Evin önüne gelince D&D oynamak tabiki ilk hedefimizdi.
"Merhaba Karen teyze." diyorduk hep bir ağızdan, yaşananlardan sonra.
"Merhaba çocuklar. Sizi uzun zaman sonra gördüğüme çok sevindim."
"Biz de." Gülümsedik ve her zaman olduğu gibi bodruma indik. Oyunu hazırlarken Dustin ile Lucas konuşuyorlardı.
"Evde çoğu eşyanın yeri değişmiş Mike."

beni bulduğun zaman ⇢ bylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin