"24

730 66 5
                                    

"Evet, Karen teyzene çok ısrar etti. Aslında onun bir şeyler hatırlamış olabileceğini düşündük ama hayır." dedi. "Yine de burada kalacak." Güldü. Mutlu olmuştum.
15 dakika daha geçmeden abim ve Mike geldi.
"Mike, burada kalmana ne gerek vardı?" dedim. Sesimde 'Seni de rahatsız etmek istemem.' dermişim gibi bir ton vardı.
"Önemli değil." dedi ve gülümsedi. Abime baktım.
'Sen dünyanın en şanslı kişisisin.' gibi bir bakış attı bana. Ben de gülümseyebildim sadece.
1 saat sonra herkes uykuya dalmıştı. Bana en yakın Mike vardı. Tekli bir koltukta uyumuştu. Karşıdaki büyük koltukta ise annem ile abim birbirlerine doğru kıvrılmışlardı. Gözüme nedensizce uyku girmiyordu. Sadece Mike'a bakıyordum. Onun yüzünü inceliyordum. Bizde kaldığı günki gibiydi. Yine yanımdaydı. Yine yakındık, yine seviyordum onu. Çok seviyordum. Bir kaç dakika sonra Mike kötü bir rüya görüyor olmalıydı ki kafasını sağa sola çevirmeye başlamıştı. Anlamıştım öyle olduğunu. Bana da oluyordu. Hemen elini tuttum. Mike bir anda uyandı ve ellerimize baktı. Sonra da bana baktı.
"İyi misin?" dedim endişeli bir surat ifadesiyle.
"E-evet." dedi. Gülümseyecekmiş gibi bir hali vardı. Her şey o günkü gibiydi. Bu sefer ben yardım etmiştim atlatmasına. Biz hep bunu yapıyorduk zaten. Hep birbirimizin yanındaydık. Birbirimize ihtiyacımız olduğunda hep birbirimizleydik. Bu yüzden ona aşık olmakta dünyanın en güzel şeyiydi. İyi ki ona aşıktım.
Bir süre gülümsedikten sonra elimi çektim ve uykuya dalabildik.
Sabah kendimi çok daha iyi hissediyordum. Fakat doktor beni taburcu etmeyeceğini söyledi. Bugün yürümeye çalışmam gerekiyordu. Yani ayaklarımı hissedebiliyordum ama her şeyi bilmelilerdi. Öğleden sonra doktor yanıma gelip yürümemi söyledi. Annem ile abim yanımdaydı. Kolumdan tutuyorlardı. Mike arkada duruyordu.
"Hadi Will." dedi annem. "Bunu yapabilirsin."
"Tamam." dedim ve ayaklarımı aşağı indirdim. Yürüyebiliyordum. Bacaklarımda bir sorun olmamasına sevinmiştim. Bu, kazayı sorunsuz atlatacağım anlamına geliyordu. Bir kaç dakika sonra annem ile abim kolumu bıraktılar ve kendim yürümeye başladım. Normal yürüyordum işte. Ama hiçbir zaman yürüyebildiğime bu kadar mutlu olmamıştım. Bir anneme, bir abime bir de Mike'a bakıp gülüyordum. Mutluydular, benim için. Gidip yatağa oturdum. Doktorum çok iyi olduğumu söyledi. Buna biraz daha çalışmam gerektiğini de söyledi, böylece beni yarın taburcu edebilecekti. Kafamı salladım ve doktor "Tekrar geçmiş olsun" deyip çıktı. Hepimiz yarın hastaneden çıkabilme ihtimalime sevinmiştik. Ben de bu hastanede kalmak istemiyordum zaten.
Akşamüzeri odada tek başıma yatıyordum. Aslında Mike'ın birazdan geleceğini söylemişti abim. Onu bekliyordum. Dustin ile Lucas gün içinde yeniden aileleri ile ziyarete gelmişlerdi. Arkadaşlarımın yanımda olması beni mutlu ediyordu, özellikle de Mike'ın. Bu kazadan sonra hiçbir şeyi geciktirmemem gerektiğini anlamıştım. Snowball'ı beklemeli miydim bilmiyordum. Yani, beklemeliydim sanırım. Sadece bazı şeyleri bazı insanlara söyleme zamanım gelmiş olmalıydı. Anneme Mike'ı sevdiğimi söylecektim. Bu biraz zor olacaktı ama beni anlayacağına emindim. Tıpkı abim gibi. Abim demişken, Nancy ablayla çıkmaya başlamışlardı sanırım. Bunu ona soracaktım. Sadece, hem Nancy ablayla sevgili olup hem de Steve abi ile arkadaş olmaları garip geliyordu. Ama böyle bir şey mümkündü tabi. Bu düşüncelerden biraz uzaklaşmaya karar verdim. Ayağa kalkıp yürümeye devam edecektim. Ne kadar çabuk yaparsam bu işi, o kadar çabuk taburcu ederlerdi beni. Ayağa kalkmaya çalıştım ama sanki sabahkinden daha zordu. Kapının açılma sesini duydum ve kafamı hızla o yöne çevirdim. Kapının solunda bir duvar olduğu için kim olduğunu görememiştim en başta. Kafamı hızla çevirdim için de bir saniyeliğine tökezledim ve geriye doğru düşmeye başladım. Gözlerimi sımsıkı kapatmıştım. Bir an durduğumu hissettim, düşmüyordum. Sanki biri beni yakalamıştı. Gözlerimi yavaşça açtım. Karşımda Mike duruyordu. Gözlerini kocaman açmış, endişeli bir şekilde bana bakıyordu. Bir an, heyecandan kendimi geri çekmek istedim. Yeniden yere düşer gibi olmuştum.

beni bulduğun zaman ⇢ bylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin