"72

569 57 2
                                    

Bu haftanın böyle geçmesiyle endişelerim kat kat artıyordu. Tam endişe de denemezdi gerçi, heyecandı içimdeki. Tabi biraz da korku vardı. 1 hafta kalmıştı, her şeyin ortaya çıkmasına sadece 1 hafta... yapacaktım. Bazen okulda oluyorduk bazen de dışarı çıkıp geziyorduk. Annemin haberi vardı, bu yüzden eğelenmek için rahat rahat gezebiliyordum. Mike ile oldukça yakındık, fazlası değil. Onu öpmeye kalkmamıştım tabiki, Snowball yakındı. Cuma okul çıkışı zamanında, abimle eve döneceğim için okulun bahçesine dönmüştük.
"Sonra 'Saçmalama!' diye bağırdı." Gülmeye devam ediyorduk.
"Tanrım, inanılmaz." Gözlerimiz kenetlenirken yavaş yavaş gülmeyi bırakıp birbirimize yaklaşıyorduk.
"W-will?" dedi. Aramızda birkaç santim varken kendime geldim.
"Ha?" Açıklama yapmama ya da özür dilememe fırsat kalmadan abim yanımıza geldi.
"Çocuklar!" diye bağırdı. Olayı görmüştü ve iyi ki zamanında yetişmişti.
"Hadi, eve gitmeliyiz." Beni kolumdan tuttu.
"Ta-tamam abi, sakin ol." dedim birden.
"Bir şey mi oldu?" dedi Mike endişeyle.
"Hayır, eve gideceğiz sadece. Biraz fazla mı tepki gösterdim?"
"Uhh olabilir." İstemsiz gülümsedim ama durumu kurtarması iyidi. Mike'a döndüm.
"Iı haftaya gelecek misin?"
"Emin değilim. Annem göndermeyeceğini söyleyip duruyor ama gelmek istiyorum." Olay bir anda unutlumuştu. Kendime hakim olmalıydım.
"Üzüldüm. O zaman ben de gelmeyeceğim." dedim. Göz teması kurmak istememiştim ama gitmeden önce sorduğu soru dikkatimi çekince yüzüne bakmak zorundaydım.
"O zaman Snowball'da mı görüşeceğiz, yeniden?" Az kalmıştı, her şeye çok az kalmıştı ve benim kalbim hızlanmaya başlıyordu.
"E-evet. Sanırım." Biraz durdum. "Y-yani hafta içi görüşmemiz gerekirse, parkta buluşabiliriz." Aklıma o sokak lambası gelmişti. O dans, ömrüm boyunca unutmayacağım bir danstı. Kafasını sallarken normal bir şekilde gülümsedi.
"O zaman, görüşürüz." Son defa o gülüşe baktım. Bir daha bana öyle gülümser miydi?
"Görüşürüz." dedim ve son kez nefes verip gülümsedim. Gidiyordu.
"Bir daha böyle güler mi?" dedim abime, onun arkasından bakarken.
"Güler William, güler."
"Onu çok seviyorum."
"Biliyorum." İkimizde güldükten sonra arabaya binip eve gidiyorduk. Anneme bu hafta gitmeyeceğimi çünkü Mike'ın gelmediğini söylemiştim.
"Anne, zaten evde durup Dustin ve Lucas ile konuşmak daha iyi geliyor." Onların tavsiyeleriyle sakinleşiyordum. Tabi, Mike'ı görünce hepsini unutacak olmamı hesaba katmıyorduk ama yapabileceğim şeyler de kafamda yer ediyordu. Haftasonunu öyle heyecanlı geçirmiştim ki, zaman çok yavaşlamış gibiydi. Bunu istiyordum aslında ama ne olursa olsun söyleyecektim. Onu kaybetmeyi göze almak değildi bu, onu kaybetmemek için verdiğim bir savaşın son adımıydı.
Hafta içi ise dünyanın en hızlı günleriymiş gibi geçmeye başlamıştı.
"Günlerden pazartesi.." dedim kendi kendime. "4 gün kaldı." Bunu her sabah kendime söyleyecektim. Herkes Snowball'da ne giyeceğini düşünürken, ben Mike'a bazı gerçekleri nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Evde ara sıra istemsiz olarak volta atmak da hobilerim arasına girmişti ki annem ya da abim beni her gördüğünde koltuğa oturtuyorlardı.
"Günlerden salı.. 3 gün kaldı." Hayal gibiydi. Her gece yatarken o anın nasıl olabileceğini düşlemek.. annem ve abim yanıma gelip beni sürekli sakinleştirmeye çalışınca Dustin ya da Lucas'ı arıyordum. Onlar da beni rahatlatmayı iyi biliyorlardı. Fakat onlar da bu aralar biraz meşguldüler, nedeni bilinmez. Aradığımda cevap vermedikleri de oluyordu.
"Günlerden çarşamba.. 2 gün kaldı." Hala cuma günü olabileceğimden daha sakindim. İçimi bir korku kaplıyordu ama abim ve annem de benimle sürekli konuşuyorlardı. Gerçekten içimde bir rahatlama vardı. Bunu yapabilirdim ki gerçekten yapacaktım zaten. Mia'nın söyledikleri aklıma geliyordu bazen. Belki de çok mutlu olacaktık, buna inanabiliyordum.
"Günlerden perşembe.. yalnızca 1 gün kaldı." 'Yarın olacak, yarın olacak.' diye evde gezinmenin güzel yanları vardı elbet ama içimdeki heyecan ve korkunun yerini hiçbir şey tutamıyordu. Aldığımız eşyaları son kez deniyordum bugün. Yarın ne olacağını bilmiyordum ama bildiğim bir şey vardı, ondan hiç vazgeçmeyecektim.

beni bulduğun zaman ⇢ bylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin