"45

606 59 0
                                    

"Sadece saklanıyorum unutma beni-" Mike uyuyordu ama bir anda uykusunda konuşmaya başladı.
"Söyle nerdesin...bulmalıyım seni" O-o hatırlıyordu. Uyanık değildi, buna emindim ama o andaki şaşkınlığımı tarif etmem mümkün değildi. Ya sabah bunu söylediğini hatırlarsa? Ya beni yarın hatırlarsa? Bunu istemiyordum. Belki de sadece, kendiliğinden söylemişti. Sabah hatırlayacağını zannetmiyordum. Birkaç saniyeliğine neler olabileceğini düşündüm ama sonra uyuduğundan emin olduğum için çok fazla önemsemedim. Uykusunda gülümsüyor muydu yoksa bana mı öyle geliyordu emin değildim ama ben de onunla gülümsüyordum. Biraz sonra yüzü asıldı ve kıvrıldı, rahat uyuyamadığını düşünmüştüm. Belki de burada tek yatabilirdi. Ne kadar onunla kalmak istesem de onun iyi olmasını daha çok istiyordum. Abimin yanına gidebilirdim. Ayağa kalktım yavaşça. Tam bir adım atacaktım ki sağ elimden biri tuttu. Durdum ve arkamı dönüp Mike'a baktım. Elimden tutuyordu ama hala, uyuyordu.
"Lütfen." dedi.
"Mike, ne oldu?" dedim. Belki uykusunda cevap verebilirdi.
"Lütfen." dedi yeniden.
"Lütfen ne?"
"G-gitme." Tuttuğum nefesimi yavaşça verdim. Yatağa tekrar oturdum ama elimi bırakmıyordu.
"Tamam Mike, gitmeyeceğim." dedim. Belki de beni başkası sanıyordu ama bu anın bozulmamasını istemiştim ben de. Tekrar yatağın içine girdim ama ellerimiz hiç ayrılmamıştı. Öyleyken, uykuya daldık. Sabah bizi kimin uyandıracağını önemsemeden...
Sabah bizi kimsenin uyandırmasına gerek yoktu çünkü biraz erken gözlerimi açmıştım. Mike uyumuyordu. Aksine, gözlerimi açtığımda sanki dakikalardır bana bakıyormuş gibiydi. Bir anda gülmeye başladı.
"Ne, ne oldu?" Ben de gülümsemeye başladım onun gülüşüyle. Kendini kaybetmiş gibiydi.
"Sadece, saçlarına güldüm." dedi.
"Uh evet." Saçlarımı düzeltmeye çalıştım ama sanki tam olmuyordu. Gülerken kendini toparladı ve bana döndü.
"Sadece şurayı, biraz..." dedi ve önüme düşen saçlarımı düzeltirken, göz göze geldik. Gözlerim dudaklarına gitmedi değil ama hayır, yapmayacaktım. Snowball'a kadar olmazdı. Kalbim hızlanmaya başladı ama bu anı bozmamak için ne geriye ne de ileriye hareket edebilirdim. O da hareket etmiyordu. "Lütfen Mike, bir şeyler yap. Kendimi kaybetmek istemiyorum. Kendi mutluluğun için bir şeyler yap." diye geçiriyordum içimden. Bunları düşünürken saçlarıma geri döndü ve düzeltti. Sonra normal bir şekilde konuşmaya devam etti.
"Evet, şimdi daha iyi." dedi gülümseyip. Birkaç dakika sonra kendime gelince konuştum.
"Teşekkür ederim."
İkimiz de doğrulup oturduk. Sonra bir anda, dün olan olay aklıma geldi. Acaba hatırlıyor muydu? Dikkat çekmeden ona baktım. Normaldi, hatırladığını sanmıyordum. Bir anda istemsizce bir soru sormuş bulundum.
"Mike, dün rüyanda ne görüyordun?" Önce anlamsızca bana baktı, sonra düşündü.
"Ben uhh, neler olduğunu hatırlıyorum ama bir yüz yok."
"Yine de, anlatabilirsin. Yani merak ettim." Konuşma garipleşiyor gibiydi ama o beni, ben de onu anlıyordum. Anlatacaktı.
"Yine onu gördüm. Yani, yüzünu hatırlayamıyorum ama o yanımdaydı. Ayağa kalkıp gidecekti ve ben bir anda onun elinden tuttum." Beni anlatıyordu, kimi gördüğünü anlayabilecektim.
"Peki, kim o?" dedim. "Kimin elini tutuyordun?"
"İlk arkadaşımın." Ortam o kadar sessiz olmuştu ki kızarıp kızarmadığımı bile umursamadan kalbimin o yükselen sesini bastırmaya çalışıyordum. "Lütfen yüksek sesle çarpma, lütfen." diyordum kendime.
"Peki, sonra?" diyebildim.
"Bana ne olduğunu sordu. Ona 'Gitme' dedim. 'Gitmeyeceğim' dedi. O kadar güzeldi ki, keşke gerçekten buralarda olsaydı." Konuşurken gözlerimin içine bakıyordu ama hala anlayamıyordu. Önündeydim ama bilmiyordu. İkimiz de birbirimizi seviyorduk belki de ama ikimiz de birbirimize söyleyemiyorduk.
"Onu bulacağına eminim." dedim. "Ya da o seni bulacak."
"Umarım." dedi ve gülümsedi. Zaten birbirimizi bulmuşken söyleyememek... ya bana sonunda kızarsa? Bir anda aklıma bu düşünce geldi. En başta söylememi isterdi eminim ama beni anlayacaktı. O da bir erkekten hoşlanıyordu ve bu, belki de ona garip gelmeyecekti.
"Kahvaltıya inmeliyiz." dedim bir anda, kalbimi engellemeliydim.

beni bulduğun zaman ⇢ bylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin