Daha bir ay olmuş olmasına rağmen sanki okulun sonuna yaklaşmış gibiydik. Snowball'u tekrar duyurmuşlardı ve ben, Mike, Dustin ve Lucas beraber gidecektik. Tabiki Jane ile Max'de gelecekti...
Cuma günü gelmişti ve okuldan sonra hepimiz bizim evin önüne gelmiştik. Mike'ın herhangi bir şey hatırlamamasını umarak içeri girdik. Annemi hepsiyle tanıştırdıktan sonra salona geçtik.
"Evet çocuklar ne yapmak istersiniz?" diye sordum.
"Açıkçası odanı çok merak ediyorum Byers." dedi Lucas.
"Tamam, hadi odama çıkalım. Ama önce ben biraz düzenliyim. Etraf dağınık olabilir." dedim. Gidip etrafta eskiden Mike ile olan anılarımızdan neler kaldıysa hepsini saklamam gerekiyordu. Odaya çıktım ve etraftaki bir kaç resmi çekmeceye koydum. Kalem de oradaydı zaten. Orayı açacaklarını düşünmüyordum. Ortalığı toparlayıp onları odaya çağırdım.
"Odanı beğendim dostum." dedi Dustin. "Benimkinden biraz daha büyük."
"Öyle mi?" dedim.
"Evet." dedi.
"Acaba şuradaki oyunu mu oynasak?" dedi Lucas, bir kutu oyunu bulmuştu.
"Tamam." dedim oyunu alıp, ve hepimiz aşağı indik.
Oyunu oynamayı bitirirdek hemen sonra Lucas ile Dustin'in gitme saati gelmişti. Annem ne kadar kalın dese de annelerinin gelin dediklerini söyleyip gitmek zorunda kaldılar.
"Sen biraz daha kalsan olur mu Mike?" dedim ve güldüm. "Tekken benim de canım çok sıkılıyor."
"Tamam." dedi ve o da güldü.
Odama çıkıp ödevlerden, okuldan, kitaplardan ve çoğu şey hakkında konuştuk. Bir saat sonra yağmur yağıyormuş gibi sesler duydum. Çok şiddetliydi. Bir kaç dakika sonra elektrikler kesilmişti.
"Will?" dedi.
"İyi misin?" dedim. Bir ses gelmişti onun olduğu yerden.
"Evet, sadece ayağımı bu masaya çarptım." dedi. "Biraz acıyor."
"Dur bekle ben geleyim oraya." dedim.
"Yok bekle ben geleyim." dedi. İkimizde yatağın kenarından dolaşırken bir anda o benim ayağıma bastı ve ben geriye, o da üstüme düştü. Bir kaç saniye sonra elektrikler gelmişti. Biz yine birbirimize fazlasıyla yakındık. O haldeyken bile gözlerimiz birbirden ayrılmıyordu. Nefesimi ve kalp atışlarımı kontrol edemiyordum. Karnımdaki kelebekleri tutamıyordum. O kadar yakındık ki onun nefesini hissedebiliyordum. Fakat bu büyülü anı bozmalıydım. İçeri annem girebilirdi.
"Mike?" dedim.
"Evet?" dedi ve bir kaç saniye sonra kendine gelip ayağa kalktı. Bana elini uzattı ve elini tutup ayağa kalktım.
"Özür dilerim." dedi. "Ayağına bastığım ve şey olduğu için.." Başka yöne bakıyordu.
"Ben de özür dilerim." dedim. "Ayağın nasıl? Çok acıyor mu?"
"H-hayır, iyi." dedi. Böyle konuşurken içeriye abim girdi.
"İyi misiniz çocuklar? Sesler geliyordu da." dedi.
"İyiyiz abi. Ne oldu? Yani dışarıda." dedim.
"Fırtına çıktı, çok yağmur yağıyor." dedi abim.
"Olamaz." dedi Mike.
"Ne oldu?" dedim biraz endişeli bir şekilde.
"Sadece eve nasıl gideceğimi düşünüyordum. Bu yağmurda bisikletle dönemem ve arabamızı da tamire vermiştik." dedi.
"Ben seni bırakabilirim." dedi abim.
"Gerçekten mi?" dedi Mike gülümseyip.
"Evet, ama hemen çıkalım. Yağmur daha da hızlanmadan gidelim." dedi.
Mike başını salladı ve hepimiz kapıya indik. Hoşçakal dedikten sonra arabaya bindiler. Çok yağmur yağdığı için arabaya bile zor gitmişlerdi. Bir kaç dakika bekledim fakat abim arabayı çalıştırmıyordu. Arabadan Mike'ı da indirip eve doğru koştular. İçeri girdiklerinde az da olsa ıslanmışlardı.
"Ne oldu Jonathan?" dedim.
"Araba çalışmıyor, benzini bitmişti galiba. Bu yağmurda gidip alamam." dedi. Annem hepimizi kapıdan içeriye aldı.
Ne yapacağımızı tartışıyorduk ki annemin aklına bir fikir gelmişti. Benim için iyi bir fikir olabilirdi bu.
"Mike'çım istersen bu gece burada kal. Zaten eviniz uzak değil. Sabah ilk iş evine götürürüz biz seni." dedi. Bu güzel bir fikirdi aslında. Zaten yapacak başka bir şey yokmuş gibi görünüyordu. Az da olsa heyecanlanmıştım.
"T-tamam olabilir. Önce annemi arar mısın peki Joyce teyze?" dedi Mike.
"Tabi canım arıyorum." dedi annem. "Bu arada yatağını nereye yapalım?" Mike bir bana bir de anneme bakıyordu.
"Benim odama yapalım Mike. Hem sabah çabucak toplamak daha kolay olur." dedim.
"Tamam." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beni bulduğun zaman ⇢ byler
Fiksi Penggemar{tamamlandı} • Mike.. deliler gibi aşık olduğum o insan. - "Günlerden cuma... bugün Mike'a aşkımı itiraf edeceğim." Sabah sabah aynanın karşısında kendimi süzüyordum. Akşama kadar dayanmak, bilemiyordum. Hala hayal gibiydi, bu zamanın hiç gelmeyeceğ...