"55

556 52 1
                                    

Aynaya bakarken Mike buraya gelmeye ihtiyacım olmadığını anlamıştı.
"Ş-şey ben.. kendimi oyuna kaptırmıştım ve özür dilerim. Söylemeyeceğiz demiştik ve bu durumu nasıl düzeltebileceğimi bil-" Delirmiş gibi onun yakınına sokuldum. Burnum neredeyse burnuna değiyordu. Dudaklarına baktım ve hızlıca nefes alıp verdim.
"Söyle Mike."
"N-neyi?"
"Beni.. öpmekten gerçekten hoşlandın mı?" Hareket etmeden gözlerimi gözlerine diktim. Hiçbir şey yapmıyorduk. Birbirimizin nefes alıp verişlerini dinliyorduk sadece. Bir süre sonra uyumlu atmaya başladı kalplerimiz.
"Ben.. sadece seni öptüm Will, bilmiyorum." dedi sakinlercesine. Gözlerini kaçırdı ve daha fazla üstüne gitmek istemedim. Geriye çekildim.
"Sorun değil, kim olduğunu söylemek zorunda değilsin. Yani, kimi öptüğünü."
"Evet, istemiyorsan söylemeyeceğim."
"Biraz garip kaçar, bu yüzden.."
"Bence de." dedi. Çıkmadan önce son bir şey söylemeliydim.
"Uhh bir de, az önce sorduğum soru.. hiç sormamışım gibi yapsak?" Gülümsemeye çalıştım ama tam içten olmuyordu ki az önce yaptıklarımı tekrar tekrar düşündükçe kendi kendime deliriyordum.
"Uh evet, o-olabilir." dedi o da sırf garip davranmamak için gülümserken. İndiğimizde Dustin ile Lucas neredeyse üzerimize atlıyorlardı.
"Mike, söyle işte."
"Hayır Lucas. Dedim ya, kazaydı. Bilinmesini istemiyorum. Bunu söylediğime şükredin."
"Aslında haklısın, huyunu suyunu biliriz biz senin."
"İnatçısın sen." diye ekledi Dustin, Lucas'ın sözü ardından. Hepimiz gülmeye başladık.
"Tamam, kızma."
"Kızmadım." diye üsteledi Mike ve tekrar gülümsedi. Onun gülüşüyle kendime geldim. Yere bakıp gülümsedim, ta ki aklımı az önce yaptığım şey tüm detaylarıyla sarana kadar. Ben buna nasıl cesaret etmiştim? Onun yanına bile oturamayacakken nasıl, nasıl yapabilmiştim bunu? Ona dokunmaya bile kıyamayacakken neyin nesiydi? Uhh Mike'ın tepki vermeyişini düşündükçe bile kendime gelemiyordum. Bu kadar kısa sürede normale gelmemiz ise gerçekten büyük bir gizemdi. Hele o soru.. uhh kendimden nefret etmiştim. Onu öyle bir durumda bırakmak, Tanrım bu bir kabus olmalıydı. Ayrıca Mike, nasıl olur da hala onu sevdiğimi anlamaz? Bu mümkün müydü, insan bir an olsun düşünmez miydi? Kafamı kaldırdığımda odada bir bağırışma vardı.
"Hayır Lucas, anla işte!"
"Evet istiyorsun Dustin, ben anlamıştım zaten."
"Onu sevmesem neden onunla sevgili olayım?"
"Ayrılmayı planlıyorsun çünkü!"
"Bunu da nereden çıkardın!?"
"Dostum sakin olur musunuz biraz?" diye araya girdi Mike.
"Neler oluyor Mike?" diyerek yanına geldim, hiçbir şey olmamış gibi. Tabi, şu anki konu biz değildik.
"Lucas Dustin'e soru soruyordu ve ona 'Jane'i sevmiyorsun ve ayrılacaksın değil mi?' dedi. Bunu nasıl dedi bilmiyorum ama Dustin çok sinirlendi. Lucas da onu duyduğunu iddia ediyor ama bilmiyorum."
"Tanrım Lucas, kes şunu!"
"Gerçekleri söylemem hoşuna gitmiyor değil mi? Onu sevmediğini kendi kulaklarımla duydum!"
"Sen ne saçmalıyorsun!?"
"Yeter!" diyerek sesimi yükselttim ama o kadar yüksek sesle bağırışıyorlardı ki sesim neredeyse hiç duyulmuyordu. Aralarına girmek için iki üç adım attım ve tam o sırada Dustin üstüme gelmeye başladı. Halbuki Lucas'a gidiyordu ama arada olduğum için beni ittirecek gibi hissetmiştim. Tüm bunlar bir kaç saniye içinde gerçekleşirken Mike, kolumu kavrayıp beni kendine çekti. Dustin'in de Lucas'ı ittirmesine izin vermiş olmasıydı bu.
"Bekle." deyip araya girmeye gitti.
"Lucas, kes şunu. Dustin sen de bağırma. Aramızda çözeceğiz."
"Ben bu yalancıyla konuşmak istemiyorum." dedi 'yalancı' kelimesinin üstüne basa basa.
"Uhh benim de çok umrumda değilsin açıkçası."
"Lucas hem suçlusun hem güçlüsün. Neden inanmıyorsun?"
"Uhh size sonra anlatırım çocuklar." Çantasını sırtına taktı ve kapıya yöneldi. "Ama şimdi gitmeliyim. Geç oldu." Mike arkasından gitti.
"Lucas!" Odada Dustin ile ikimiz kalınca ona sordum.
"Bunların gerçek olmadığını biliyoruz Dustin. Bazen Lucas abartıyor."
"Uhh bilmez miyim?" Gözlerini devirdi. Çantasını sırtına taktı.
"Ben de gitsem iyi olacak. Haftaya görüşürüz Will."
"G-görüşürüz." O kadar ani çıkmıştı ki bir şey diyemedim.
Kapıya doğru giderken Mike ile göz göze geldik.

beni bulduğun zaman ⇢ bylerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin