| Eray |
"Ayakta duracak halim kalmadı."
Eve doğru yürürken kolumu Ata'nın omzuna yasladım. "Saat kaç?"
"2'ye geliyor." dedi saatine bakıp.
"Sevgililer günü bitmiş." dedim.
Durup eğildi. Ne yaptığını anlamaya çalışarak ona baktım. "Atla." dedi. Gülerek "Ciddi misin?" dedim.
"Hadi." dediğinde sırtına atladım. Ellerimi boynuna dolayıp sıkı tutunmaya çalıştım. Yürümeye başladığında güldüm.
"Biraz daha yürürsem bayılacaktım."
"Fark ettim."
Eve girerken de böyle girmiştik. Sırtından inmeye çalışsam da izin vermemişti. Kapıyı ayağıyla itip kapattıktan sonra odama yöneldi. Açık kapıdan içeriye girdikten sonra beni yavaşça yatağa bıraktı.
"Anneannen nasıl?"
"Aynı. Annem hala onun yanında. Babam arada geliyor sonra annemin yanına gidiyor."
Kafa sallayıp ceketini çıkardı. Ben de kıyafetlerimi çıkartıp eşofman giymiştim. Sandalyeye yaslanıp beni izlemeye başlamıştı. Güldüğümde o da güldü.
Kalkıp dolaptan onun için bir şeyler çıkardıktan sonra üzerine doğru attım. "Soyun."
Gülerek üstünü değiştirip yanıma uzanmıştı. Vücudumu ona doğru çevirdim. O zaten bana dönüktü. İç çekip gözünü kapattı. Yarım dakika sonra "Portakal suyu?" dedi ve gözlerini açtı. Kafa salladığımda ayağa kalkmıştı. O önden mutfağa giderken yerdeki kıyafetlerimi dolabın içine atıp peşinden gittim. Portakalları sıkmaya başlamıştı bile. Evdeki her şeyin yerini bilmesi hoşuma gidiyordu. Benim bilmediğim şeyleri bile biliyordu.
Oturup onu izlemeye başladım. İşi bittiğinde bardakları önüme koyup karşıma geçmişti. Bir yudum alıp ona baktım.
"Sence hala iki yakın arkadaş mıyız?" dedi. Portakal suyundan bir yudum alıp kafamı sağa sola salladım.
"Arkadaşım olduğunuzu sanmıyorum. Adınız neydi?"
Kahkaha atarak bana bakmaya devam ediyordu. Ben ise portakal suyumu içmeye devam ediyordum.
"Adımı hatırlamamanızı anlarım ama o öpücüğü nasıl hatırlamazsınız?" dedi.
"Şimdi portakal suyundan daha çok ilgimi çektiniz ama hangi öpücük?"
Dolanıp yanıma gelmişti. Gelirken de "İsterseniz hatırlatabilirim." demişti. Bardağı itip ağzımı sildim.
"Bir şeyler hatırlar gibiyim ama tam çıkaramadım. Siz hatırlatın bana. Lütfen."
Kulağımın arkasındaki saçlarla oynamaya başlamıştı. Yüzünü yakınlaştırıp gözlerimin içine baktı. Sonrasında ise dudaklarımı öpüp geri çekilmişti. Tekrar gözlerime baktı. Tekrar öptü. Ama bu sefer basit bir öpücük değildi. Oturduğum yerden kalkıp bir elimi boynuna dolamıştım.
