| ENES |
"Konuşuyorlar mı şuan?"
"Kör müsün?"
Ata'nın ensesine bir tane çakıp Sina'nın arkasına saklandım. Ata hemen tekme atmaya çalışmıştı. Oç.
Neyse bunu kaçıramam. Eren ve Aysu konuşuyordu şu anda. Duyamıyorduk ama sakin duruyorlardı yani. Emre de yanlarındaydı. Aysu'ya da helal olsun lan. Adam gibi kız. DELİKANLI BİR KARDEŞİMİZ. KALBİ TEMİZ. İYİ NİYETLİ. MELEK. KRALIMIZ ÇOK YAŞA.
"Evet sayın seyirciler ve sayın amınakodum Ata'sı, şu an da Eren ve Aysu sarılıyor. Aralarını düzeltmişler yani omg. Aysu, affetmiş gözüküyor. Bağışlayıcı bir kardeşimiz. Eli öpülesi bir insan. Yüce kalpli. Ben olsam affetmem. Aldatmak olmaz yani ayıp."
"Enes, Beyza'yı benimle aldattın."
"Sina sus. Evet sayın seyirciler ve sayın amınakodum Ata'sı, Aysu gidiyor. Emre buraya yaklaşıyor, Eren de peşinde. Annelerimiz çaylarını bitirmiş, geliyor. Olamaz. Ağlama seansları. Gözyaşları sel olacak sayın seyirciler ve sayın amınakodum Ata'sı."
"Sus bir be."
Oğuz beni itip annesine sarılmıştı. Can da burdaydı ama Oğuz'la bir soğuktular. Hiç öpüşmediler mesela. Yani birbirinizi kaç ay göremeyeceksiniz amk insan bir sarılır, öpüşür, koklaşır. Yanlışım varsa düzeltin.
Sonra herkesin annesi teyzeler ve benim annem ağlamaya başlamıştı. Uzay yine gülüyordu ve herkesi video çekiyordu. Melih'le çok öpüşmüştüler mesela. Halbuki bir hafta göremeyecekler birbirini ama Oğuz ve Can'a bir haller olmuş yani. Herneyse bol gözyaşılı ve sümüklü anlardan sonra otobüse binebilmiştik. Yolculuk sırasında Sina'yla sohbet etmiştik, oyun oynamıştık. Ata'yla birbirimize ayakkabılarımızı koklatmıştık ama Yavuz toplum içindesiniz deyip bizi durdurmuştu. Ben de çıkarıp Saftirik'imi okumaya başlamıştım.
Ya sen olmasan ben ne yapardım? @saftirik
***
"Ay amk evi bok götürüyor."
"Leş gibi ya."
"Amk yerde ölü böcek var."
"Hami?" deyip yerdeki ölü böceği aramaya başladım. Yoo... Olamaz.
"Of şimdi kim temizleyecek ya?"
"Giderken toplu değil miydi bu ev?"
"Ne zaman evi topladınız da giderken toplayacaksınız?" diyerek son sözü koymuştu Yavuz. Ölen böceğin Hami olmadığını gördüğümde rahatlamıştım. Hami'nin bir ayağı yoktu, ordan ayırt ediyordum.
Herkes eşyalarını yerleştirdikten sonra kendi odasını temizlemişti. Bizim odayı çoğunlukla Sina temizlemişti. Benim sildiğim yerleri bir daha siliyordu. En son "Siktir git odadan! Daha çok dağıtıyorsun!" diye bağırmıştı. "Ne bağırıyorsun ki." deyip çıkmıştım. Safritik'imi okuyacak yer arıyordum ama her yer toz içindeydi. Odaya geri dönmek zorunda kalmıştım. Gülümseyerek odaya girerken "Yardım etmeye geldim." dedim. "Vicdanım el vermedi tek başına tüm işi yapmana."