PSK 1,5
yasin, oğuz2'yi gruba ekledi.
Eren: isa musa sen bizi kutsa
Enes: BU NE DEMEK OLUYOOR
Eray: YOKSAAA?
Yasin: OH YES YES YES YES YES
Enes: ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne ne, ne?
Melih: omg
Oğuz: yasin
Yasin: BENİ SUSTURAMAZSIN SUSMAM
Burak: NE
Sarper: y*h
***
1 saat önce
| YASİN |
Bir haftadır herkes kendi halinde takılıyordu. Bazıları odasından çıkmıyordu bile. Mesela Sinan'ı o kadar uzun zamandır görmüyordum ki yolda görsem tanımazdım herhalde.
Ama bir kaos profesörü olarak şunu söyleyebilirim ki bu bir haftalık sakinlik büyük bir kaosun habercisi. Fırtına öncesi sessizlik diyelim kısaca.
"Şarj aletini alabilir miyim?"
Oğuz2, Oğuz'un odasından çıkıp geldiğinde prize takılı şarj aletini gösterdim. "Orada, al."
"Sağ ol," deyip odadan çıkmıştı.
Bu arada Oğuz2'yi her gün ve her saat görmeye başlamıştım. Sürekli Oğuz'la birlikte odasında bir şeyler yapıyoruz ayağına takılıyorlardı. Bir de Die Hard izliyoruz diye filmin sesini son ses açmaları yok mu...
Bir şeyler karıştırıyorlardı ama üstelemiyordum.
Online sınavımın olduğuna dair kurduğum alarm çaldığında kalkıp Eray'ın yanına gittim. Ata'yla uyuyorlardı. Uyandırmak zorunda kalmıştım.
Saçları birbirine girmiş yüzü gözü kaymış ama hala yakışıklı bir şekilde bana bakıyordu. "Noldu," diye mırıldandı.
"İngilizce sınavım var, yapsana."
"Sina'ya yaptırsana gerizekalı."
"Doğru," deyip odanın kapısına doğru yürürken mırıldanıp, büyük ihtimalle sövüp tekrar uyumaya dönmüştü.
Sina'nın yanına gittiğimde Enes'le meşgul olduğunu görmüştüm. Akıcı bir şekilde okuması için egzersiz yapıyorlardı.
...
"Aşkım ben buna çalışana kadar sen şu garibanın sınavını yap." dedi. Sina kafa sallayıp laptopı kucağına alırken Enes'in yanına oturup kolumu omzuna attım. "Oğlum utanmıyor musun lan?"
"Noldu?"
"Üniversiteye gidiyorsun hala akıcı okuyamıyorsun."
