Bölüm 20 | Tehdit

3.6K 236 65
                                    

...

|Soyeon'dan...|

İnsan yanında biri olduğunda tüm dertlerini unutabilir mi? Ben unutabiliyorum .Sanki onun yanında, kollarının arasında olduğum süre boyunca herhangi bir şey bana dokunamaz, zarar veremez gibi geliyor. Onunla olmanın tadını işte o zaman çıkarıyorum.

O kokusunu duyabilmek, ellerini vücudumda hissedebilmek, her şeyden önce kalbinin atışını, göğsüne kafamı yasladığım zaman hissedebilmek beni özel güçleri olan biri yapıyor.

Bana bunları nasıl yaşatıyor bilmiyorum.Başta merak ediyordum ama şu an merak etmiyorum.
Nasıl olduğu önemli değildi.Sonuçta yapıyordu.Beni mutlu ediyor,ağlatıyor,bazen canımı yakıyor,güldürüyor...Ve daha sayamadığım onlarca şey...

Bunları bana yaşatan tek kişiydi.Hala öyle.O da bana aynı şeyleri söylüyordu.Ben bildim bileli yanımdaydı.Sevgilim,arkadaşım fark etmez.Ne olursa olsun yanımdaydı.

Hala da öyle olduğuna emindim.Hoseok ne kadar gitti dese de gitmezdi.Benden gitmezdi.

Ne zaman olursa olsun gitmezdi ama hele böyle bir zamanda hiç gitmezdi.

Güçsüz hissediyordum.Şu an Nora gelse beni öldürebilirdi.O kadar güçsüz hissediyordum ki...

Tek gücümün o olması da ne kadar tuhaftı...

Acıyla gülümsedim.

Çalan kapı zilini de o sırada duymuştum.Başımı hızla kaldırmış ve aceleyle ayağa kalkmıştım.

Koşarak kapıya ulaştım ve hızla kapıyı açtım ama karşımda beklediğim bedeni göremememle omuzlarımı düşürmüştüm.

"Merhaba tatlım!"

Karşımda sırıtarak konuşmasıyla yumruğumu sıkmaya çalıştım ama gücüm ona bile yetmiyordu.

"Duyduğuma göre tesselliye ihtiyacın varmış.Ben de geleyim yardım edeyim dedim."

Kaşlarımı çattım.Nereden biliyordu?

Eve girmeye çalışınca onu durdurdum ve kapıyı kapatıp dışarı çıktım.

"Seni eve almayacağım!"

Başını salladı ve geri çekildi.Çıplak ayaklarıma aldırmadan bahçede ilerledim ve biraz ilerideki sandalyelere ilerledim.

Oturmadan bekledim.O benim aksime sandalyelerden birine oturdu ve arkasına yaslandı.

Şu an iyi hissetseydim o kafasını...

"Tatlım üzülme bence artık.Gidene gel denmezmiş.Grursuzluk olur bu.O kaybeder."

Dalga geçer gibi çıkan sesi midemi bulandırıyordu.Ne gibisi ya basbaya dalga geçiyordu.

Bacak bacak üzerine atıp bu sefer daha normal bir sesle konuştu.

"Belki de baba olmak daha mantıklı gelmiştir?"

Gözlerimi kapattım.Hayır izin vermemeliydim.Beni sinirlendirip canımı yakmasına izin vermemeliydim!

Baba olmak mı?Hah!Yoongi bunu isterdi evet ama bil bakalım kimden isterdi?

"Ne istiyorsun?!"
Sakin kalmaya çalışarak konuştuğumda dikleşti ve ayağa kalktı.Tam önümde durup yüzüme bakmaya başladı.

Suratı ciddiydi.

"Benim istediğim belli.Yoongiyi istiyorum!Eninde sonunda benim olacak!"

"Hayır olmayacak!"

Birden elini boynuma götürdü ve sıkmaya başladı.Gözlerim şaşkınlıkla açılırken o sıkmaya devam etti.

"Bana karşı durabileceğini mi sanıyorsun?Hamile olduğumu biliyorsun.Karnımdaki bebeğin babası da Yoongi bunu anla artık!Hala onun yanında durman canımı sıkıyor!Seni son defa uyarıyorum.Bir dahakine karışmam!"

Sözleri bittiğinde boynumu var gücüyle sıkıp bıraktı.

Öksürerek yere oturdum.Daha doğrusu düştüm.Elimi boynuma götürken saçlarımı tutmasıyla başım arkaya düşmüştü.

"Bu arada merak esiyorsan Yoongi iyiymiş endişelenme.Daha buraya gelmeden konuştum.Benim telefonlarımı açıyor da."

Saçlarımı da bırakıp yanımdan uzaklaştığında hala öksürüyordum.Nefes dahi alamamak delirmeme neden oluyordu.

Hiçbir şeyi umursamadan seslice ağlamaya başladım.Toparlanamasam da zorla ayağa kalkıp eve ilerledim.Dışarda duran yedek anahtarla kapıyı zar zor açıp içeriye girdim.

Salona ilerleyip kedimi yere attım.Öksürmem biraz daha azalmıştı ama boğazım acıyordu.

Hıçkırıklarımın arasında üzerimi çıkardım.Iç çamaşırlarımla kalana kadar üzerimdeki her şeyi çıkardım.Üzüldüğümde gelende böyle yapardım.

Şu an ona o kadar ihtiyacım vardı ki...Yanan canımı tek o iyileştirebilirdi.Yaralarımı o sarabilirdi.

Nefes alamıyordum.Şu an ölmek isteyecek kadar kötü hissediyordum.

Kalbimdeki sızı da eklenince tam olmuştu gerçekten.Kalbimi deşiyorlarmış gibi hissediyordum.Kalbimi deşip deşip ona ulaşmaya çalışıyorlardı sanki...

"Soyeon!"
Harika.Sesini de duymaya başlamıştım.Delirmek bu oluyordu galiba?Burada olmadığı halde sesini duyuyordum.

Sonra birden yanımda hissettiğim hareketlilik ile başımı yavaşça kaldırdım.Tam gözlerimin önündeki gözlerini gördüğümde ne yapamam gerektiğini bilmiyordum.

Elleri kollarımda öylece bana bakıyordu.Acıyla gülümsedim.Burada mıydı gerçekten?

"Yoongi?Gerçekten burada mısın?"

Güçsüz çıkan sesime karşı omuzlarını düşürdü ve beni kendine çekip sarıldı.Burnuma dolan kokuyla anında rahatlamıştım.

Sadece bir koku ile...

"Buradayım Soyeon...Buradayım."

Dakikalarca öyle durmam ile artık rahat rahat nefes alıyordum.

Geri çekildi ve ellerini yanaklarıma yaslayıp gözlerime baktı.

"Özür dilerim sevgilim.Çok özür dilerim.Ben olmazsam sana zarar vermez diye düşünüp gitmeye karar vermiştim ama...Ama yapamadım.Az önce olanları görünce ben...Ah!Özür dilerim güzelim.Özür dilerim."

Sesi acı çekiyormuş gibi geliyordu.Dudaklarımı ısırdım ve kollarımı kaldırıp boynuna doladım.Yaptığım bu hareketle onun da kolları belime dolanmış başı da omzuma gömülmüştü.

Derin bir nefes aldım.Bir gün görmemiştim sadece bir gün.Sanki içimdeki ateşe su dökmüş gibiydim.O gelince yanan içim ferahlıyordu sanki.

"Eğer beni bırakıp gitmeyi bir daha düşünürsen...Seni doğduğuna pişman ederim!Bu tehdidimi dikkate alırsan sevinirim."

Başını salladı ve dudaklarını boynuma uzun bir süre bastırdı.

"Dikkate alacağımdan emin olabilirsin güzelim."

Snowman? | MYGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin