"İnsan onurunun bir kısmı alın yazısının, en ağır olanının bile gözünün içine bakma gücünden oluşur."
Pascal Mercier
ÖNEMLİ
Merhaba Eşkıya Ailesi.
Bu yolculukta hala benimle olan herkese teşekkür ederim. Bu süreçte onur kırıcı mesajlar da okudum, gönül okşayan mesajlarınızı da. Hepsinin özünü görüyorum. Sıkıntı duymuyorum. Hayat serüvenime gösterdiğiniz saygı için ayrıca minnettarım. Bir özrü de borç bilirim. Meskenimden bu kadar ayrı kalmayı ben de istemezdim. Er geç yeniden birlikteyiz. Sizleri ve hikayemi çok özledim..
Bilhassa bana zor zamanlarımda destek olanlar, hatta bugün yeniden dönmem için teşvik eden, üzerimde emeği olanlar var aranızda... Yüce gönül ne demekmiş, gönül bağı neymiş onlar sayesinde anladım.. Eksik olmasınlar. Kalpleri kalbimin üstüne olsun..
LAKİN
Ben hikayemi "bırakmak zorunda kaldığımda" özelden yahut duvarımda bana sitem edip çirkinleşenleri gördüm. Beni sabote etmek, bu zamana kadar bu hikayeye ve bana ne yorum atarak ne oy vererek destek olmayan kimsenin haddi değil. Tespit ettiklerimi engelleyip bu hikayeyi okumasına mani olacağım. Emeğimi, ben arkamı döner dönmez zayi etmenize izin vermem. (Gerçekten en az benim kadar bu hikayeye destek verip sahip çıkmış olanları kayırıyorum..)
Sizden ricam, hayalet okuyucu faslını artık kapatmanız. Ben yeniden kazandığım hevesimi ve yazma sevincimi kaybetmek istemiyorum. Yorumlarınız ve oylarınız benim için bir teşvik, "ben buradayım" deme şekli. Hayat rutinim eskisi kadar rahat değil. Aksi halde Eşkıya'yı bitirip wattpad faslını kapatmak zorunda kalacağım.
Keyifli okumalar Eşkıya Ailesi.
Sevgilerimle. ✨
İçimizde kaynayan volkanı söndüremeyen sağanaklar, derin mülakatlarla aşılabilecek bir engel midir? Geçmiş ve geçecek zaman boyu ciğerparemizi kül eden yangınları üfleyerek söndürmek mümkün müdür? İnsan, düştüğü kuyudan çıkmanın yolunu kuyuyu düşünerek aramamalı. Çamurla çok fazla konuşacak olursanız, elbet çamur da sizin isminizi sorar. Ve tanışmak, yabancıyla sonunda benzeşmektir. Eğer isminizi söyleyecek olursanız; düşünüp durduklarınız önünde sonunda volkana, ciğerinizden çıkan nefes de onu yakıp kavuran yangına benzer. Ve yarasıyla tanışan, elbet yarasına benzer.Arslan da, davasını yarasıyla tanıştırmıştı. Şimdi davası mı yaraya dönüşecek, yarası mı davası olacaktı? Bunu düşünüp durmak da benim en derin mülakatımdı. Tanrım, şu üstümüzü örten geceleri biz kulların, yılanın deri değiştirmesi gibi acı ve elem değiştirsinler diye mi yarattın? Ben sayamaz oldum, söküp attığım bunca kederden hangisi bir diğerinin eseridir. Ben böyle iken, Arslan nicedir?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EŞKIYA
General FictionGece boyu izledim; Çadıra düşen gölgesini. Peçesini indirişini, Sigarayı yakışını.. Üfleyişini geceye.. Yer yer çadıra dönüp bakışını.. Nefes alıp verişini.. Gözlerinde hiç korku yoktu, deli cesareti okunuyordu yüzünün her köşesinden. Büyük kalabal...