Bölüm 37 : AVCI

20K 1.2K 717
                                    

 " ve eğer güneş yiterse ansızın

yiter ve ışımazsa bir daha;

bize ışık için cehennemden

gidip alev getiren biri çıkar mutlaka."

İvan Minçov Vazov

Bölüm sonu duyurusunu okumayı unutmayın Eşkıya Ailesi. 
Keyifli okumalar. 

Asude :

Atın üzerinde atan kalbimin sesi eski konağın duvarlarına çarparak kırılıyordu. Aşağı indim ve gözlerini kaçıran Hatice'ye baktım uzun müddet. Timur ile göz teması kurmaktan kaçınıyordum ki bu mümkün değildi. Uzun boynunun arkasından eski konağa göz gezdirmek istedimse de içerisi oldukça karanlık görünüyordu. Orada ne gördüklerini onlardan önce biliyor olmam gerekirdi. Oysa şimdi ne sorsalar cevapsızdım. Hangi taşa oynayacağımı bilmiyordum.

İlk konuşan Timur oldu.

"Nereden geliyorsun böyle nefes nefese?"

Arkamdan koşarak gelen adamları, benden önce yanıtladı bu soruyu. "Asude Hatun'u çamlığa tırmanan vadide baygın bulduk Ağa'm. Biz dokunup görmüş değiliz ama başını taşa çarpış ola ki..."

O an anımsadım, alnımdan aşağı akan kanı. Kana yapışan saçlarımı geriye çekere Timur'un da görmesini sağladım. Onu bir yalanı örtebilecek olan bu gerçeğe inandırmak istiyordum. Oyunumu anlayacak kadar zeki, aldırış etmeyecek kadar kurnazdı.

Başımdaki örtü yolda bir yerlerde düşmüş olmalıydı. Timur, yarama aldırış etmeden sorularını sormaya devam etti.

"Pekala, neden buraya geliyorsun? Böyle nefes nefese..." bunu sorarken tek kaşını havaya kaldırmış, ellerini pantolonunun ceplerine sokmuştu.

Yine benden evvel arkamda duran, benden daha çok harlamış olan adamlar atıldılar. "Biz dedik Ağa'm. Biz dedik, Hatice Hatun'la burada olduğunu." Timur, adamlarına ölümcül bir bakış fırlattı. Sustular.

"Asude Hatun! Sana soruyorum... Neden nefes nefesesin? Ne bu acele?"

"Çünkü neden burada olduğunuzu biliyorum!" dedim, tereddütsüz. Hatice'nin gözleri velfecri okuyordu.  

"Demek suçunu kabul ediyorsun!" diye öne atıldı. "Gördünüz mü Ağa'm, hiç sakınması da yok."

"Sakınacak bir şeyim yok!"

"O hoca ile kaçacak olmanın nesinde sakınacak bir şey yokmuş?" diye çığırttı. İşini yapan bahçıvan, çoban, hizmetli kim varsa ellerindekini bırakıp bize kulak kesildi. Bunu kasten yaptığını en az benim kadar Timur da biliyordu.

"Kafi!" diye bağırdı Timur. İşaret parmağını yüzüme doğrulttu. "Sen benimle geliyorsun." dedi ve arkasına bakmadan, elleri cebinde yürümeye başladı. Peşine takılmış giderken gözlerim etrafta Ali'yi arıyordu. 

Hizmetlilerin kaçamak bakışları arasından yakamı paçamı cin bakan gözlerinden sıyırarak ilerledim. Timur'un hemen arkasında, bir nefes kadar yakınında el pençe yürüyordum. O konağın kapısında ne yapacağını bilemeyen Hatice de takılmıştı peşimize. Meramını anlatmak istiyordu fakat Timur'un onu dinlemeye niyeti yoktu. Ellerini arkasında kavuşturmuş, istikametine kimseyi sokmadan ilerliyordu. Odasının kapısına geldiğinde durdu, sırtına çarpmaktan son anda kurtularak bir adım geriledim. Bunu hissetmişçesine bedeni bir direk misali gerildi.

EŞKIYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin