Bütün okuyucuların anne Yeliz'e sinir olduğunu biliyorum. Size söz veriyorum ki yaptığı yanına kar kalmayacak .
Savcı Evin kendini hastaneye attığında derince soluklandı.Amcası niye erken gelmedin diye söylenecekti yine, haklı olarak.Neyse ki suikast haberini alınca amcasının iyi olduğunu öğrenmişti. Zira ailesinden geriye kalan tek kişi için bu kadar sakin olması akıl kârı olmazdı. Koşarak sekreter deskine gitti. Nefes nefese "Şey, buraya bir müdür getirildi. İsmi Gündüz Aka . Ben de yeğeni Evin Aka."dediğinde sekreter bir iki tuşa basarak "Zemin kat 105.odada "dedi.Evin oda numarasını öğrenir öğrenmez hemen odaların olduğu koridora döndü. Hastane bildiği bir yer olduğundan odayı bulması kolaydı. Hızlı adımlarla gidiyordu ki, biriyle çarpışmıştı.
"Ben özür dilerim."dedi.Ama kim olduğuna bakmamıştı. Amcasının yanında olmak gene de görmek istiyordu.
"Hanımefendi dikkat etsenize ! Burası hastane!"dediğinde Evin,"Bakın özür dilerim. Ama gerçekten acelem var. Hem basit bir çarpışma. "Dedi ve adamı şöyle bir süzüp,
"Hem gördüğüm kadarıyla öyle ölümcül hasta da değilsiniz. Benim hastam ölümden döndü. Kurşunlar tepesinde uçtu! " dediğinde Çağatay,"Asıl benim tepemden uçtu be kurşunlar küçük hanım"dedi.
Çağatay sınır bozucu bir şekilde tam ağzını açmıştı ki Evin tekrar konuştu.
" Ay her neyse. Ben gidiyorum , sizin de hastanıza şifa dilerim" diyerek 105 nolu odaya dönüp korumalara selam verdi. Korumalar onun kim olduğunu bildiği için izin verdiğinde içeri girdi. Tartıştığı adamın da içeri girmesi onu sinirlendirmişti. Hem korumalar nasıl izin vermişti ?"Aaa beyefendi bu yaptığınız takip etmek resmen. Siz kimi takip..."
O sırada amcası Çağatay'a " Hoşgeldin delikanlı " deyince cümlesi yarıda kesilmişti doğal olarak Evin'in. Amcasına ne oluyor gibi bakınca Gündüz Bey ,
"Kızım bu delikanlı beni son anda kurtardı. Eğer bu delikanlı fark edipte beni kenarı atıp herkesi uyarmasaydı , belki de hakkın rahmetine kavuşmuştum ama yaşayacak günümüz varmış ki Allah karşıma çıkardı. " Bunun üzerine Çağatay da Evin de birine bakarak utanmıştı."Eeeh delikanlı, bu benim yeğenim Evin. Kendisi savcıdır. Kızım bu delikanlının adı da Çağatay. Telefonda sık boğaz ederek merak ettiğin delikanlı "dedi . Evin,
"Şey tamam teşekkür ederim Çağatay bey! "demişti utana sıkıla . Az önce bu adamla kavga ettiği için gerçekten ezilmiş , ilk defa yaptığından pişman olmuştu.
"Bir daha ki sefere insanları yargılamadan önce iki kere düşünün küçük hanim!"
Evin kendi kendine
" Aradığım adam olmasaydın bir ton laf etmiştim de hadi yine iyisin" dediğinde Çağatay kendisine söylendiği fark etmişti." Daha yüksek sesle konuşun ki ne demek istediğinizi anlayabileyim Savcı Evin Hanım. "
Evin ne diyeceğini şaşırmıştı ve her şeye bir cevap alması gün içinde sinir ortalamasını baya zorlamasına sebep olacaktı anlaşılan.Çağatay da daha fazla durmasını gereksiz bularak çıkmak için müsaade istemişti.
" İyi olduğunuza göre müsaadenizle ben artık gideyim Gündüz Bey."
" Müsade senin delikanlı. Çok yakında yeniden karşılaşacağız "dediğinde Çağatay gülerek "Aslına bakarsanız ben öyle düşünmüyorum"dedi.
Evin,
"Allah annenize sabır versin."Dediğinde Çağatay çıkmadan cevapladı,
"Merak etmeyin Evin hanım, başımızda durmaya tenezzül eden bir annemiz olmadı o yüzden sabır dilemeye gerekte yok."dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namlu -1
ActionÜlkede kanser gibi yayılmış olan hainleri temizleme işi tecrübeli istihbaratçı Asım Gündüz Aka'ya düşünce o da kendine verilen yetkiyle eşi benzeri olmayan bir ekip kurmaya karar verir. Bunun için birbirinden bağımsız insanları bir araya toplar ve...