"İşte misafirim de geldi"dediğinde Gamze gülerek arkasını döndü. Bu olamazdı. Neden her seferinde maydanoz misali çıkıyordu her yerden . Gamze hırsla önüne döndü.
Bu sırada Mustafa da masaya yaklaşıp "Merhaba "demişti. Gamze ise ona baktı.
"Sen ! Senin burada ne işi var !"dedi.
"Buraya geçmişin düğümünü çözmeye geldim."dediğinde Gamze , "Sen neyi çözebilirsin ki ya ? Olmayan bir şeyi nasıl çözeceksin ? "diyerek yerinden kalkmaya hazırlanırken Bartu ,
"Gamze lütfen bak bu çok önemli sadece beş dakika"diyerek boyun bükerken Gamze kaltığı sandalyeye geri oturara ellerini birbirine bağladı. Bir yanı kalkıp gitmek için direnirken diğer tarafı burada kalıp bir kez olsun dinlemek istiyordu.
"Pekala Bartu senin hatrına bir kaç dakika daha katlanabilirim buna "diyerek Bartu'ya dikti gözlerini.
Bartu üzerinde iki çift gözün dikildiğini görünce bir anlığına nefesinin boğazına tıkandığını hissetti. Büyük bir ihtimalle bundan sonra iki arkadaşını da kaybedecekti. Ancak dürüstlüğün kanunlarına uymalıydı.
"Gamze ve Mustafa eminimki ikiniz de o günü iyi hatırlıyorsunuz. Yani Mustafa'nın yurt dışına kaçtığı o günü"dedi. Gamze dişlerini sıkıp hırsla Mustafa'ya baktı,
"İnsan kırıldığı günü unutamıyor , hele bir de doğum gününde unutunca"dediğinde Bartu , "Biliyorum birazdan bana çok kızacaksınız"dedi. Boğazındaki baskı şiddetini arttırıp nefesini keserek karnında sancılara neden oluyordu.
"Mustafa'nın babası Vehmi amca , bir sene önce onu evlenmeye zorlamış ve Mustafa kaçarım diyerek karşı durmaya çalışınca da akşamki nişana kadar evde kalması için onu eve kitlemişti. Kimseyle görüşmesine izin yoktu. Telefonu da elinden alınmıştı. Yani telefonların o yüzden cevapsız kaldı"diyerek duraksadı. İkilinin yüzüne utanarak baktığında niyeti sadece tepkilerini ölçmekti. Gamze'nin az önceki keskin kaşları şimdi biraz daha yumuşamıştı.
**********
Restorantı gören binanın çatı katında konuşlanmış olan keskin nişancı cebinden sakızı çıkardı. Tek seferde kağıdından kurtulup ağzına atarken telsizden bir ses yükseldi.
"Durum raporu ver Kartal "dediğinde işinin ehli olan keskin nişancı bir gözübü yeniden dürbününe dayarken "Bekliyorum efendim, çıkışta halledeceğim"demişti. Albastı gülerek ,"Pekala güzel haberlerini bekliyorum"diyerek oturduğu kafenin çatısındaki keskin nişancısı ile olan bağlantısını kesmişti. Albastı gene kan dökmeye hazırlanırken bilmediği bir şey vardı. O da bu bir oyundu ve her oyunda her zaman kazanan olmazdı.
Kurulmuş olan büyük santrançın ana oyuncularından olan Beyfendi ise bir kaç günlüğüne ortadan kaybolmuş olan en yakın adamı Eren'le sohbet ediyordu. Yıllardır yanında olan Eren'in sadakatinden o kadar emindi ki en azından onun yanındayken gözleirni bir kaç saniyeliğine kapatabiliyordu.
"Ne diyorsun Eren , sence de artık biraz değişikliğin zamanı gelmedi mi ?"dedi. Eren , "Ne gibi efendim?"diyerek cevapladığından Beyfendi yalandan bir kahkaha attı.
"Yıllarca oğlumun yanında kaldın. Ondan sonra da Hoca'nın adamlarını eğitip, içerinden en iyilerini benim adamım yapmak şartıyla, yüzlerce adam yetiştirdin teşkilatın içine. Artık seni de bir koltuğa oturtturmalı mı ?"dediğinde Eren ,
"Ben sahada olmaktan memnunum efendim. Ayrıca sizleri bırakıp gitmek benim için zor olacaktır"diyerek nazikçe reddederken Beyfendi, "Ama bir gün öleceğim ve yerime oğlum veya kızım geçecek o zaman seni kovarsalar ne olacak ?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namlu -1
ActionÜlkede kanser gibi yayılmış olan hainleri temizleme işi tecrübeli istihbaratçı Asım Gündüz Aka'ya düşünce o da kendine verilen yetkiyle eşi benzeri olmayan bir ekip kurmaya karar verir. Bunun için birbirinden bağımsız insanları bir araya toplar ve...