Merhabalar Dostlarım. Size upuzun bir bölüm getirdim. Umarım sıkılmadan okursunuz. Beğenirseniz oyları ve yorumları unutmayın
Medya ; Çinare Melikzade İhtiyacı var.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil, ne de bir kol. (Yahya Kemal)
Ekibin beyleri söylenen adrese gelmişti. Kenar köşe semtlerden birinde bir gece konduydu. Çağatay ve Akif önde, Yavuz ve Ekrem de arkada olacak şekilde kapının önüne dizildiklerinde Çağatay zile bastı.
Kapıyı ilk çalışta kim o bile demeden birisi açmıştı. Beklenenin aksine kapıyı açanın kadın olduğunu gördüklerinde beylerin dili tutulmuştu. Açıkçası bir kadın beklememişlerdi. Hadi kadın olması neyse de giyimi bir silah kaçakçısından çok, bir ev hanımına benziyordu.
"Buyurun kime bakmıştınız?" dediğinde Çağatay kimliğini ve silahını çaktırmadan gösterdi,
"Suat Zaim sen misin? Diyerek kimlik teyit etmeye çalışırken kadın başını salladı, "Evet Benim ne vardı? "Dedi. Çağatay,
"Hiç. Öyle geçiyorduk uğradık. Polislerden sana selam getirdik "dediğinde kadın, "Ne için geldiyseniz ben o işleri bıraktım. Uğraşmıyorum! "dedi kapıyı kapatacaktı ki Akif ayağını oyarak kapıyı geri ittirdi.
"Ama olmaz böyle. Sadece ufak bir bilgi alacağız. Yani buraya bir ekiple gelmediğimize göre "dediğinde kadın kapıyı açtı.
"Pekâlâ ama sadece iki kişi "dedi. Çağatay, "O zaman Yavuz'la ben gireyim "dediğinde Yavuz,
"Yok Akif ile sen gir. Bir durumda benim uzaktan müdahale etmem daha kolay olur "dediğinde Akif başını sallayınca Çağatay ve Akif içeri girdi. İkili hala şaşkınlıklarını üzerinden atmamışken kadın onları salona buyur edip neredeyse mahvolmuş çekyatlara oturttu. Kadın,
"Artık şaşkınlığınızı attıysanız konuşacak mısınız? Ne istiyorsunuz?" diyerek uyarda bulunurken Çağatay,
"Faysal Öztuna ve tüm bağlantıları tanıyor musun * "dedi. Kadın'ın yüz ifadesi değişmişti.
"Yo ben öyle birini tanımıyorum. "dedi. Akif,"Ama bize senden daha iyisi yok dendi. Bak işimize yaramayacaksan "diyerek ceketinin cebinden plastik kelepçe çıkarttı. "Yani özgür kalmanın da anlamı yok "dediğinde kadın,
"Size o herifi tanımadığımı söyledim "dediğinde Çağatay elini burnunun bitimde anlının başladığı noktaya koydu,
"Bak ben öyle uzun uzadıya işlerden nefret ederim. Ya konuş ya da..."dedi ve belinden silahını çekip kadının kafasına dayadı.
"Ya da son duanı et! Hapishaneye yollayıp seni de devlete yük etmeyelim ha?"dediğinde kadın, "Bilmiyorum dedim." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Namlu -1
ActionÜlkede kanser gibi yayılmış olan hainleri temizleme işi tecrübeli istihbaratçı Asım Gündüz Aka'ya düşünce o da kendine verilen yetkiyle eşi benzeri olmayan bir ekip kurmaya karar verir. Bunun için birbirinden bağımsız insanları bir araya toplar ve...