50.Bölüm

725 47 200
                                    

Finale adım adım giderken bölümleri uzatma kararı aldım arkadaşlar. Eğer memnun değilseniz elimdeki on bölümü on beş yapabilirim. Her neyse çok konuştum. İyi okumalar

"Bir insanın güvenilirliğini nasıl anlarsın? "

Anadolu Hanım'ın uykusuz geçen gecelerinden birini daha yaşanıyordu. İki gündür ekibinden beklediği tek haber ses analizinden çıkacak isimdi. Teknik ekibin çalıştığı yerde yeniden güneşin doğmasını bekliyordu. Bekliyor ancak biraz da geriliyordu. Bir an önce çıkacak raporu alıp Gündüz'e haini söyleyerek bu sabaha hainlerden temizlenmiş bir ekiple uyanmak istiyordu. Haninin kimliğinin deşifre olması sonucunda açığa çıkacak kadro açıklığını engellemek için yeni bir isimi bile bulmuştu. Aylar önceki listede yedek olarak bekleyen o isimle irtibata geçmesi için tek yapması gereken telefonunu eline almaktı.

Kapının çalınma sesi onu yeniden dünyaya döndürürken o "Gel" dedi. İçeriye ceketini düzelterek Gündüz girdi.

"Efendim beni çağırmışsınız "

"Gel Gündüz Bey gel. Birazdan hainin kim olduğunu öğreneceğiz "diyerek salonuna kabul ederken Gündüz, "Ne acı resmen hainin ismini öğrenmek için bekliyoruz" dedi. Anadolu Hanım," Zarar vermesini beklemekten iyidir. Umalım da bu hamle bize asıl haini getirsin. Halit'in davranışları çok önemli" diyerek konuşurken konuşmayı kapının çalması bozdu. Anadolu Hanım'ın otoriter sesi "Gel" dedi ve kapı açıldı. Genç görevli elinde tuttuğu saman renkli zarfı Anadolu Hanım'a uzatarak "Efendim ismi getirdik. Sonunda bir ipucu bulduk" diyerek karşısına geçerken Anadolu Hanım, "Tamam çıkabilirsin" dedi ve dışarıya yolladı.

Ağzı kapatılmış bu zarfa baktı önce Anadolu Hanım, daha sonra zarfa bakan Gündüz'e döndü, "Demek bu kadar yakın artık "diyerek gözlüklerini gözüne takıp zarfın altındaki açma yerini yırttı ve içindeki kağıdı aldı. Kâğıda şöyle bir göz gezdikten sonra yüzü asıldı.

"Ne yaptın sen çocuğum ? "dedi ve kağıdı ona merakla bakan Gündüz'e verdi. Gündüz kağıdı aldığında tipik bir yaşlı gibi gözlerine gözlüklerini takarak kağıda baktı. Yazan isim çok manidardı. 'Ekrem Üzümcü'

Gündüz, "Çağatay haklıydı. O operasyonda arkada kan üç kişi demişti. Bu Cem'i neden öldürdüğünü açıklıyor" dediğinde kâğıdı masanın üzerine geri bıraktı. Anadolu Hanım, "Ben hemen ekiplere haber veriyorum. Ekrem'i alıyorlar ve sen de ekibini topluyorsun. Evin, Akif, Seher hatta gerekirse Çağatay'ı bile. Akif'in operasyonu olabilir. Ancak sabah kadar işimize yarar" dediğinde Gündüz,

"Peki efendim. Hemen" dedi ve yerinden kalkıp telefonunu çıkardı. İlk olarak Evin'i arayacaktı.

O sırada Evin ise akşam görüşme saatinin bitmesine on dakika kala görmeye geldiği sevgilisini daha fazla görebilmek için yalvar yakar izin koparmayı başarmış şimdi de kahkaha atıyordu. Çağatay,

"Bir an öne dönmek istiyorum merkeze" dediğinde Çağla , "O biraz zor, daha iyileşmedin" dediğinde Çağatay ,"Tabi zaten sana soracaktım" dedi. Evin Çağatay'ın elini tuttu, "Çağatay, sen önce iyileş sonra dönersin merkeze" dediğinde telefon çalınca Evin Çağatay'ın elini bırakıp telefonun ekranına bakmadan açtı.

"Efendim "

"Evin , hemen gel. Ekibin içindeki haini bulduk" dediğinde Evin bulunduğu ortamı heyecandan unutarak "Ne ? kimmiş peki o hain? "dedi ve yerinden kalktı. Hain lafını duyan Çağatay'ın gülümsemesi soldu.

"Hain mi? "dedi ve Evin'in bitirmesini bekledi. "Ta tamam ben hemen geliyorum" diyerek telefonu kapattığında ondan hesap soran iki çift gözü hızlıca süzerek "Ekibin içindeki hain bulunmuş, evine operasyonla almaya gidiyorlarmış bizi de hazır olarak bekli" cümlesini Çağatay'ın bir hışımla üzerindeki pikeyi atıp kalkması bozdu.

Namlu -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin