Ülkede kanser gibi yayılmış olan hainleri temizleme işi tecrübeli istihbaratçı Asım Gündüz Aka'ya düşünce o da kendine verilen yetkiyle eşi benzeri olmayan bir ekip kurmaya karar verir.
Bunun için birbirinden bağımsız insanları bir araya toplar ve...
Merhabalar .Umarım bölümü beğenirsiniz . Medya : Küçüğüm-Sezen Aksu . Özellikle bölüm sonu için harika oluyor
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"İnsan , yaşı kaç olursa olsun , ağlarken yalnız bir çocuktur" Özdemir Asaf
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Evde her şeyden habersiz olan Çağla kurduğu sofraya bardakları getirirken bir yandan da omzuna sıkıştırdığı telefonla konuşuyordu. Çağla yüzüncü defa aradığı kardeşine söyleniyordu,
"Of ya aç be şu telefon Çağatay. Hayır iki dakikada nereye kayboldunuz? Diyerek bardakları bıraktı. Telefonu eline alarak yeniden arayacaktı ki Cenk aradı. Bu adam neyin peşindeydi şimdi. Çağla telefonu açtı.
"Efendim" dediğinde Cenk,
"Şey nasılsın" dediğinde Çağla," Sabahtan da olduğu gibi iyiyim. Diyerek alt perdeden aramanın gereksiz olduğunu söylerken Cenk,
"Şey diyorum ki, sekizden önce buluşup kitapçıya gidebiliriz. Böylece orada karar vermek daha kolay olur" dediğinde Çağla, "Neden olmasın? Dedi. Bu sırada açık olan televizyondan bir haber geçiyordu.
"Sayın seyirciler, size son dakika gelişmesi vermek için yayınımıza ara veriyoruz. Geçen gün yaptığı açıklamalarla kamuoyunu rahatlatan savcı Evin Aka'nın bu akşam saatlerinde evine silahlı saldırı düzenlendi. Henüz kimsenin sahiplenmediği saldırıda iki koruma şehit olurken bir korumanın da ağır yaralandığı biliniyor. Polis bunun diğer saldırı ile aynı kişi tarafından yapılmış olabileceğini söyledi. Dediğinde Çağla telefon elinde kaldı. Bir eli yumruk olurken bir anda kendini savunmasız hissederek dizlerinin üzerine çöktü.
"Çağla Çağla iyi misin?" demişti karşısındaki ses. Ancak o duymak yerine televizyondaki habere odaklanmıştı. Beyni bunu kabul etmezken gözleri ona gerçeği haykırıyordu. Gözlerinin gerisinde hazır bekleyen yaşlar hızla aklamaya başlarken telefonu tuttuğu eli yere düşerken bağırdı.
"Çağatayyyyyyy "dedi. Yerdeki halının tüylerine sarılırken çenesi titriyordu. "Bana bunu yapma Çağatay. Gitmiş olma Çağatay! Ben daha buna hazır değilim! Anlıyor musun değilim! Daha çok küçüğüm" demişti.
