47.Bölüm

656 45 146
                                    

Merhabalar canlarım. Gene uzun bir bölüm ile geldim. Sizce gelişme var mı bende ?  Handi yorumlarda buluşalım.

İhanet, sonu olmayan dipsiz bir bataklık gibidir. İçinde girdikten sonra dönüşü yoktur ta ki sana biri  doğru zmanda dal uzatana kadar  ama sen gene de o dala güvenip dalma ihanet bataklığına.

Birkaç gün öncesi (Kaza günü)

Poyraz, anlını direksiyona çarptığı araçta kafasını ağır ağır kaldırırken görüntünün bulanık olmasını umursamadan kafasını kaldırdı. Kafasını kaldırdığı anda boynunda hissettiği ağrı ile yüzünü buruşturduğunda nefesi kesilecekti.

Devrilmiş bir arabada Faysal arkada karısı ile beraber kanlar içindeydi. Kendisinin hiçbir çiziği dahi yoktu. Yutkundu," Allah kahretsin ben ne yapacağım şimdi? "Dedi. Öyle ya kalsa sonu hapis, kaçsa ölümdü. Ancak hapse girdiğinde de sonu ölümdü. Eğer kaçarsa bir süreliğine de olsa yaşayabilirdi. Hemen emniyet kemerini açarak araçtan indi. Parmak izi kalıp ortalığı karıştıracaktı ama bu karşılık ona kaçması için yetecek süreyi tanıyacaktı. Hemen arka kapıyı açıp para dolu çantayı alarak yürümeye başladı. Koşarak kaçarken bir merkeze çıkıp taksi tutmayı planlıyordu. İki gün için kalabileceği bir yer bulmalıydı.

*********

Gündüz aşağıya inerken Akif, müdürden önce gelmişti toplantı odasına. Asansörde beklemekten sıkılmış olan genç adam koşarcasına içeriye daldığında herkes ona döndü. Seher," Ne oldu Akif? "Diyerek gözlerini belertirken Akif, "Sıkı durun ekip bomba haberlerim var!" dediğinde Yavuz kulağındaki telefonu indirerek "Neymiş o?" dedi.

"Çağatay gözlerini açtı!" dedi. Çocuklar gibi sevinirken Seher ellerini yüzüne sürüp ayağı kalktı. "Allah'ım sana şükürler olsun" dedi. Yavuz ve Ekrem ise yumruklaşıp sevincini paylaşırken Gamze ve Seher birbirine sarıldı. Sevinçlerini birbirleri ile paylaşırken odaya Gündüz Bey'in girmesi ile hepsi bir anda hareketlerini kesti. Gündüz,

"Hayırdır neyi kutluyordunuz? "Dedi. Akif, "Şey müdürüm Çağatay gözlerini açtı da onu kutluyorduk. "Dedi. Gündüz, "Şükürler olsun." Dedi. Akif'in omzuna vurup yerine geçerken ekip Gündüz Bey'in habere rağmen değişmen yüzünü gördüklerinde herkesin yüzüne aynı ciddiyet çöktü.

"Çocuklar, size bunu şimdi açıkladığım için üzgünüm ama bir sorun var" dedi. Yavuz kaşlarını çatarak "Ne oldu amirim? Yukarısı ile ilgili mi?" dediğinde Gündüz, "Çocuklar, sadece kod adını bildiğimiz hoca adlı şahıs bize düşündüğümüzden daha yakın." dedi.

"Çağla bir süredir tehdit ediliyordu. Biz de tehditleri engellemesi için bir koruma ayarladık. Koruma bu sabah birini yakaladı. Yakalanın adamın sorgusunda adam hocanın adını verdi." Dedi. Seher, "İyi de amirim, bu olabilir bu durum. İçimizdeki -Ekrem'i gözleriyle devirerek -hainler yüzünden öğrenmişlerdir. Nerede bu adam gidip sorgulayalım hemen." Dediğinde Gündüz,

"Çağla'ya her ne şekilde ulaşıldı bilmiyorum ama Çağla ile beraber sizin de aileniz tehlikede. Hepiniz, ailelerinizi bu konuda uyarsanız iyi olacak. Birazdan gerekli yerlerle görüşüp hepinizin ailesi için sivil bir ekip ayarlayacağım. "Dedi. Yavuz, "amirim adam konuşmuş ama siz sanki adamın konuşmasına inanmışa benzemiyorsunuz" dedi. Gündüz, "Çünkü adam çok çabuk konuştu. İlk sorguda onun adını verdi. Akif, Yavuz, Ekrem, Seher gidin ve o adamın beynindeki son damlasını buraya getirin." dedi.

Müdürlerinin bu derece sert bir karar aldığını gören ekip şaşırırken Gündüz, "Resmi olmayan ortamda yeniden sorgulanmasını isteyen isim ben değilim. Anadolu Hanım" dedi. Sonrasında, "Şimdi hepiniz gidip arkadaşınızı görün ama sakın, Çağatay bu takip meselesini bilmesin. Ağzınızdan tek bir kelime dahi kaçmayacak. Unutun onu arkadaşınızın yanında, Çağla, Çağatay'ın mesleğe dahil olmasını istemiyor. Nedenini biliyorsunuzdur herhalde değil mi? Daha sonra da herkes iş başına geçsin."

Namlu -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin