5.Bölüm

2.6K 154 1.1K
                                    

Merhaba ,umarım bölümü beğenirsiniz .

İyi okumalar.

Bazı bağlar vardır , ne koşulda olursa olsun kopmazlar . Ölüm dahi koparamaz onu ...

Gece bir çarşaf misali her şeyi örtüyordu . Tabi bazı karanlık adamların da işine geliyordu gecenin bu özelliği. Gündüz'ün planlanan suikastten kurtulması karanlık elllerin hoşuna gitmemişti.

"Bu adam dükkanın sahibiymiş. Araştırmalarımıza göre şuan basit bir esnaftan başka hiç bir şey değil .Sorun çıkaramaz."dediğinde yanındaki adam yediği pideden yeni bir lokma alıp dudağının kenarındaki yağı elinin tersiyle sildi.

"Peki diğeri , şu genç olan?"dediğinde adam yeni bir fotoğrafı masanın üzerine koydu.

"Sadece eski bir polis ama bunu atmışlar zamanında . Gündüz ile bir alakası yok. Suikasti bilerek durdurduğunu düşünmüyorum"dediğinde adam yerinden kalktı . Silahını  eline alarak" Sen şimdilik git! Yardım edenlere selamımızı ilet . Ben beyfendiye haber veririm"dedi.
"Peki efendim "diyerek yanından ayrıldı.

"Bu sefer şanslıydın Gündüz Aka. Bakalım yeğenin  de senin kadar şanslı olacak mı ? " Telefonunu cebinden çıkarıp bir numarayı tuşladı.  Bu sırada otelin restorantından ayrılmış çıkışa doğru yürüyordu.  Arabasının yanına vardığında karşısındaki sese gülerek 

"Ben Hoca , beyfendi ile görüşmek istiyorum"dedi. Adı hocaydı Çünkü alemdeki herkes ve her şey hakkında bilgisi vardı. Geniş bilgi ağını işlettiği otele borçluydu. Otelinde kurduğu yasa dışı kirli tezzgahla  nüfüzlü kişilere şantaj yaparak her türlü para ve bilgiye ulaşırdı.

  Arabasının kapısını açıp bindiğinde daha elini kontağa götürmüştü ki bir el arkasından boğazına sarılmıştı. Hiç beklemediği bu durum karşısında debelenmeye başlarken kulaklarında bir kadın sesi yankılandı .

"Beni özledin mi hocam?"dediğinde hoca lakaplı adam yavaşça dikiz aynasından arkasındakine  bakarak konuştu. Aslında konuşamadı demek daha doğru olurdu.

"Aaaa albastı ? Se sen yurt dışında değil miydin ?"dediğinde karşısındaki kadın, hocanın  boğazındaki elini çekerek sinir bozucu bir kahkaha attı.

"Öyleydim ama sen işleri mahvedince geri geldim.Seni öldürmem için emir aldım biliyor musun? Kabusun olup çökmem için"dedi ve ucuna susturucu taktığı silahını çıkardı.Hoca lakaplı adamın dökülen saçarından sonra çıplak kalan kafa derisinden boncuk boncuk terler süzüldü. Hoca  gözlerini kapatıp nefesini kontrol etmeye çalışırken kadın gülerek "Şakaydı tabi ki . Beyfendinin özel istediği ile geldim buraya. Bilirsin ben her zaman çıkmam ortaya"dedi. Hoca titreyerek sordu. Koca adam az önce aslanken şimdi bir kedi gibi titriyordu ,

"Kim için gönderildin Albastı peki ?"

"Şu öldürmeyi beceremediğiniz istihbarat müdürü için "dedi. Hoca ,

"O işle ben ilgileniyorum. Hatta şimdi gidiyorum beyfendiye"dediğinde kadın az önce indirdiği silahını hocanın gırtlağına dayadı. Hoca , sen bu otel  işlerle uğraşa uğraşa kafanı sulandırmışsın anlaşılan. Çok konuşuyorsun . Şimdi yürü bakalım beyfendiye!"dedi. Hoca ,

"Se sende mi benimle geleceksin ?"dediğinde Albastı şuh kahkahasını atıp kan kırmızı ruj dudaklarını araladı.

"Tabiki de evet "dedi.

Düşman gizliden gizliye yol alırken diğer tarafta oynanacak satranç için yeni hamlesine hazırlanıyor, bu santrançın oyuncularından olan Gündüz Bey ise İstanbul'u gören bir tepede oturmuş en büyük arkadaşı ve destekcisi olan Anadlou Hanım ile görüşüyordu. 

Namlu -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin