43.Bölüm

585 47 252
                                    

Bu bölüm biraz kısa oldu.Ancak bir sonraki bölüm upuzun olacak . Umarım beğenirsiniz

Kardeşin için ölümü göze alabilir misin?

Cengiz ve Kazım ise tavuk fabrikasında işlerin başındaydı. Cengiz,

"Kazım malları kontrol et! İki gün içinde büyük bir sevkiyat var. "dedi. Kazım, "Efendim, sevkiyat raporlarını okudum. Geçen ay neden sevkiyat yapılmadı? "Dediğinde Cengiz, "Çünkü Kazım, üretimde aksaklıklar çıktı. "dediğinde Kazım ağzını aramak için "Nasıl aksaklıklar? "diye sordu. Cengiz odasına yürürken arkasına dönüp gözündeki güneş gözlüğünü çıkarıp " Cem neden uzun yaşadı biliyor musun Kazım?" Çünkü burnunu gereksiz işlere sokmadı!"

"Özür dilerim efendim. Sadece düzeni öğrenmeye çalışıyorum. "

"Boşuna zorlama kendini. Birkaç güne öğreneceksin zaten ama anlatayım.
Önce Beyaz gelir, yüklü miktarda uyuşturucu satarız parayı alırız belirlenen zamanlarda da ulak gelir komisyonu alır gider. Öğrendin mi şimdi?!"

"Öğrendin efendim!" dedi Kazım. Cengiz memnuniyetsizce başını sallayarak "İyi şimdi git ve malları kontrol et" dedi. En yüklü sevkiyatında bir sorun çıksın istemiyordu. Bunun için defalarca kontrol edebilirdi.

****
Sana yazılmış bir kadar varken plan yapmak ne kadar da gereksiz bir çabaydı. Çağla sabahtan beri bunu düşünüyordu. İki üç metre ötede bir yoğun bakım odasında yatan kardeşinin haberlerini beklerken izin yazdırmıştı kendine bir haftalık. İzni aldıktan sonra telefondaki hatırlatıcı ona bildirim göndermişti. Bugün bir organizasyon planlayacak ve kendi aralarında kardeşinin bu ani gelişen aşkını kutlayacaklardı. Ancak organizasyonu yapan yapmıştı bir kere. "Aman ya iyi olsun da keşke" diyerek kafasını koridorun başında bekleyenlere çevirdi. Yan tarafında duran çantasının içine attığı su şişesini almak için çantayı kucağına aldığında şişeyi tek seferde aldı ancak suyu bitmişti. Aşağıya inip kantinden su almalıydı. Çantasının fermuarını kapatıp yerinden kalktı. Koridorun başında nöbet tutanlar onu çevirdi.

"Çağla Hanım gidemezsiniz. Dediğinde Çağla karşısında dikilen bu adama garip garip bakarak "Ne demek gidemem. Su alıp geleceğim" dedi. Diğeri, "Çağla Hanım izin verin biz gidip alalım sonuçta sıradaki hedef siz olabilirsiniz. Dedi. Çağla, "Arkadaşlar altı üstü bir su alıp geleceğim. Geceden beri ablukaya aldığınız buraya kim girecek?" diyerek inadını dirediğinde iki nöbetçide ikna olarak yolu açtı. Çağla merdivenlerden aşağıya hızlı adımlarla inerek kantini bulmak için tabelaları inceledi. Kantini bulduğunda kasa kısmına geçip,

"Pardon bir tane su alabilir miyim lütfen?" dedi. Kasanın arkasındaki çalışan "Tabi buyurun." diyerek kibarca suyu uzattı. Ücretini ödeyip merdivenlere doğru yöneldi. Merdivenlerden çıkmaya başlamıştı ki omzuna biri çarptı. Omzunu hafifçe ovup kime çarptığına bile bakmayan adamı kolladıktan sonra sinirle, ""Önüne baksana be adam. Nerde yürüyorsun bir bak! Allah'ım ya rabbim ya. Hep manyaklar be." dedi. Ancak yerde gözüne çarpan kâğıt cümlelerini kesmeye yetmişti bile.

"Al işte, "diyerek yerdeki kâğıda uzandı. Adamdan düşen kâğıdın önemli olduğunu düşündü. Ulaştırması lazımdı. İnsanlık öldüyse de henüz gömülmemişti. Kâğıdı aldığında üzerinde kırmızı kalemle 'Çağla'ya' yazdığını görünce kanının çekildiğini hissetti. Bu, onlardan gelmiş olan bir kâğıt olabilirdi ya da Ceren denen manyağın hastanede olduğunu öğrendiği için uydurduğu bir oyun. Kâğıdı öylece alıp merdivenleri tamamladı. Bekleme salonuna geldiğinde Seher'i görünce, "Kolay gelsin!"dedi ve Seher, "Sağ ol sana da geçmiş olsun Çağla '"Hepimize "dedi ve kırık gülümseme ile beraber yerine geçip oturdu. Çantayı ve suyu yanına bıraktıktan sonra dörde katlanmış kâğıdın iki katını da açarak bilgisayardan çıktı alınarak yazılmış bir satırlık yazıyı okudu.

Namlu -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin