4.Bölüm

2.9K 156 1.4K
                                    

Bir hafta sonrası...

Gecenin en karanlık saatlerinde ay üzerine doğduğu ormanı sessizce aydınlatırken iki karartı kendini gecenin karanlığına gizlemişti çoktan. Bu derin sessizliği bölen tek şey telsizlerdeki cızırtıdan başka bir şey değildi.

"Maske, ne dersin başlayalım mı?"dediğinde telsizden cevap gecikmedi. "Pekala hadi biraz ortalığı şenlendirelim."dediğinde yeni bir ses daha cevap vermişti.

"Beyler hadi ama , ben buraya adam öldürmeye geldim"dediğinde iki karartı birine işaret edip ayrılmıştı. Maske kod adlı olan hedefteki evin arka kapısından girmeye karar verdiğinden sessizce çitleri aşıp bahçedeki çalılıklara saklandı.

"Maske bahçede "diyerek kendini iyice çalıya gizledikten  sonra çalının arasından arka bahçeyi kolladı. Üç adam vardı. Biri havuzun önünde biri içerideki kapıyı tutuyordu. Birisi de ona doğru gelmekteydi. Kapının hemen sağ üst köşesinde kamera vardı. Ancak gelmeden önce elektriği kestikleri için şuanda kamera kayıt yapmıyordu .

"Tozkoparan , havuzdaki adamı indir" dedi ve karşılığını beklemeden planına başladı.

Pekala , önce şu ona yaklaşan adamı sessizce almalıydı. Silahını çekip susturucuyu takıp bacağındaki kemere geçirerek yaklaşan adamın gölgesini izlemeye başladı . Evet gelmişti işte şuan önü dönüktü ve evet yavaşça arkasına döndü . Hemen adamın boynuna sarılıp devirirken havuzun önündeki durumu fark ettiğinde çoktan mermiyi yemişti. Bu sefer kapıdaki adam silahını çekmişti ki maske erken davranıp onu anlının ortasına imzasını çakmıştı.

"Maske içeride "dedi ve koşar adımlarla içeri koştu. İçeri girerken omzundaki diğer silahını eline almıştı. Bahçe kapısının yanında konum aldığında dışarıdaki durumu fark eden bir kaç silahlı dışarı fırladığında genç nişancının isabetli atışlarıyla karşılaşmıştı. Bu durumda içeride kalanın olmadığını düşünerek içeri girdi.

******

Diğer akradaşı ona "Sen git ! "dediğinde o hemen evin içindeki merdivene yönelip basamakları üçer beşer çıktı.

Kapıdaki korumaları da pata küte indirdikten sonra rehinenin tutulduğu odaya girmeye sıra gelmişti. Önce kapısı açık olan odaları silahının ucuyla açtı. Bir iki dakika bekleme süresinden sonra girdiği ilk oda boştu. Diğer odanın kapısını açtığında bir mekanızma aktifleşmiş ve el bombasının pimi çekilmişti. Hızlıca kendini dışarı attıktan sonra patlayan basit bir sis bombasıydı.

"Beyler , bizi güzel bir intikam bekliyor"dedi ve sonunda rehinenim tutulduğu odaya ulaştı . Odaya girdiğinde tüm ışıklar yanmış ve odanın kenarında saklanan birisi alıkş yaparak Akif'in yanına gelmişti. Akif gördüğü insanla maskesini çıkardı .

"Gündüz amirim ?"dedi hemen silahı bırakıp amirin kollarına kendini bıraktı.

"Amirim , hangi rüzgar attı sizi buraya?"dediğinde Gündüz , "Birilerinin , iyi bir iş çıkardığını duydum. Akif operasyon mükemeldi"dediğinde tozkoparan lakaplı Yavuz içeri daldı.

"Amirim, hayırdır?"dediğinde Gündüz bey derin bir nefes aldı ,"Çocuklar , bu vatana olan borcunuzu ödeme vakti geldi. "dedi.  Akif ve Yavuz birbirine baktı. Daha sonra Gündüz ,

"Bu kadar çabuk unuttunuz mu yoksa ? "Diyerek gülümsediğinde Yavuz ,

"Düşündüğümüz şey mi yoksa ?"dedi. Akif ,

"Amirim?"diyerek heycanla konuştuğunda  Gündüz başını salladı. Akif kahkaha atarak "Ooo şenlik var desene "diyerek Yavuz ile tokalaştı. Sonra Gündüz müdüre  döndü ,

Namlu -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin