26.Bölüm

740 53 320
                                    

Merhabalar....

"Ben büyük olmaktan sıkıldım. Bana   küçüklüğümü geri verin. "

Albastı olay yerini terk ettikten beş dakika sonra Yavuz kendine gelmeye başlamıştı.
"Ahhh neredeyim ben ? Başım"diyerek gözlerini yavaşça araladı. Gözlerini açmasıyla birlikte ağır ağır kafasını kaldırdı . Ciddi bir baş ağırısı gözlerini açar açmaz  ışığın etkisiyle daha da fazla artınca farkında olmadan gözlerini kısarak  azaltmya çalışssa da bu hiç bir işe yaramamıştı. Derin nefes aldı ve    anlamsız bakan gözlerle etrafını incelerken elini kafasına götürdü. Anlında  ufak bir kesik oluşmuş ve kanamıştı. Elini anlindan çekerek Ekrem'e döndü,

"Çaylak ! Çaylak kalk aslanım!"dedi . Ekrem ses vermeyince hemen elini boynuna götürüp nabzina baktı . Nabzı atıyordu. O sırada gözlerini camı kırılmış aracından  dışarıya çevirdiğinde gördükleriyle küçük dilini yutmak üzereydi.   Ön taraftaki araçtan alevlerle birlikte yükselen kara dumanlar gökyüzüne yayılırken suçluyu taşıyan araba da ters dönmüş ve şimdi motor kısmından benzin sızdırıyordu.    Yavuz hızlıca emniyet kemerini çözüp kapıyı açtı. Arabadan inmeyi başardığında koşar adımlarla ilerledi. 

Tayfun'un cesedini görünce önce bir duraksadı. Tayfun elinde silahla kafasında derin bir kuşun izilye beraber yatmaktaydı. Tayfun'un nabzını yoklasyıp öldüğüne emnin olduktan sonra jandarma aracına koştu. Şu anda ne yaptığını bilmeden aracın açık kapısından içeriye girip  askerlerin durumuna baktı. Birisi kafasına ağır darbe almıştı ve darbe aldığı bölgede başlayan kanama yüzünden küçük bir kan gölünün içinde yatıyormuş gibi görünüyordu. 

"Kardeşim kardeşim kendine gel !"dedi. Ondan ses almaya çalışırken korkarak savrulmuş sağ elinin iç kısmına dokunup kalp atışını hissetmeye çalıştığında gözlerini kapatıp açtı. Çünkü nabız yoktu. Ölüm bir can daha almıştı ve o artık bir şehitti. 

Yavuz'u girdiği buhrandan diğer  tarafta  sertçe düşmesinden dolayı büyük ihtimal  kaburgada ucu serbest bulunan kemiğin iç organlara batması yüzünden iç kanama geçiren askerin derince inlemesi uyandırdı.

"Ahhh Ahhh!"

Yavuz hızıca sesin geldiği yöne döndüğünde askere  ne yapabileceğine baktı . Şu durumda yapabileceği  pek bir şey yok gibiydi. Genç adamın dudağından hafifçe bir kan sızıyor  açamadığı gözlerini gittikçe sıkmasından canının yandığı kolayca anlaşabiliyordu.,

"Buradayım Kardeşim . Ambulans gelecek birazdan kurtaracağız seni !"dediğinde  genç adam sancılarının verdiği  ölçüde konuşarak  ,

"Ca canım çok acıyor "dediğinde Yavuz kafasını sallayınca adam yalvararak "Acıma son ver lütfen!"demişti. Yavuz ses etmeyince genç asker hafifçe gülümseyerek baktı Yavuz'a . Yavuz adamın elini tutarak ,"Dayan aslanım , ha gayret "desede pek faydalı olmadığını biliyordu. Yavuz'un  sözlerinden sonra hafifçe belli olan gülümseme silikleşti.  sonrasında ise yarı açık gözleri anlamsızlaşıp bir noktaya dikildi. Kan dolu akciğerleri artık işi bırakmış , asker şehit olmuştu. Yavuz gözleri dola dola elini askerin gözleriin üzerinden geçirip kapattı. Gözlerinden çenesine süzülen yaşlarla birlikte duyulan seslerle birlikte  dışarıya  döndü. Gelenlerin seslerinden destek ekip  ,itfaye ve ambulansın geldiği anlaşılıyordu.

Yavuz dışarıya çıktığında gelenleri karşılamaya hazırlanırken  asla bakmadığı o yöne baktı. Ön araçtakiler o ana kadar aklına gelmemişti ama şimdi bir gerçekle daha yüzleşiyordu. Ön taraftaki araçtan geriye sadece yangının kaldığını görmesiyle orada yükselen yangın kalbine de sızladı ve yutkundu.  

Namlu -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin