30.Bölüm

781 50 231
                                    

Merhaba

"İntikam , bir çeşit parazittir . Bir kere girdi mi beyine , amacına ulaşana kadar emer insanın ruhunu , hayatını , her şeyini ...

Bir restorantın üst katında gayrı resmi bir şekilde toplanmış olan karanlık iş adamları ev sahibi olan Beyfendi'nin gelmesini bekliyordu. Dikdörtgen  masanın iki yanında karşılıklı oturan dört kişinin arasında görünmeyen gerginlik git gide artıyordu. Faysal eliyle yeni traş ettiği  çenesini kaşıyordu. Bugün ayrılacağını ilan ederek kan kaybedecekti Beyfendi'ye karşı. Hocaya yardıma muhtaç olduğunu söylese de pek başarılı olamamıştılar. Çünkü beyfendi elini ateşe sokmamak için maşa kullaıyordu . Maşasını kaybetmemek için ise bu maşayı konseyin içinden seçip  sözde kadım kuralların arkasına saklıyordu. 

Sonunda sessizliği bozacak bir şey oldu ve  beyfendi içeri girdi. Hafifçe aksayan sağ ayağını bastonu ile desteklerken diğerleri çoktan ayağı kalkmıştı. Beyfendi ağır aksak adımlarla yerine geçip oturduktan sonra kısa herkesi süzdükten sonra ellerini iki yana açarak "Oturabilirsiniz"dedi.  herkes yerine geçtikten sonra Beyfendi ,

"Saygıdeğer üyeler bugün buraya yeni üyemizle tanışmak ve Faysal üyemizin yaptıkları hakkında konuşmak için toplantık "dediğinde herkes durduk yere çıkan bu yeni üyeye odaklandı. Haber bomba gibi düşerken rütbe sırasına göre iki yanda oturan hoca ve Gökmen göz göze geldi. Gökmen Bey koltuğunun verdiği cesaretle , 

"Bundan niye şimdi haberimiz oldu ? Eski kanunlara ne oldu beyfendi? Önceden olsa biz tanımadan birine koltuk asla verilmezdi "dediğinde Beyfendi  gülümseyerek 

"Sen onu zaten tanıyorsun . Hepimiz tanıyoruz "dedi ve adamına döndü ,"Yeni üyemizi içeri alın"dediğinde  tahta kapılar ağır ağır açıldı ve içeri tüm şıkkığıyla Cengiz girdi. Cengiz'in içeri girmesiyle beraber gözler yavaşça üzerine dikilmişti. Cengiz hızl ıadımlarla masanın tam karşısında esas duruşa geçtiğinde Hoca hemen Gökmen'e çeviridi savaş oklarını ,

"Bu nasıl  bir oyun Gökmen ? Nasıl bir oyun çeviriyorsonuz?"dediğinde kumarhane işletmeleri olan Albay Ramiz , "Bu eğer bir şakaysa hiç komik değil"dediğinde Gökmen Bey ağzını açacaktı ki Beyfendi elini kaldırarak herkesin susmasını sağladı.

"Cengiz Bey , bundan sonra silah işinin başında olacak. Tabi siz saygıdeğer üyeler bunu kabul ederse "dediğinde Faysal'dan sonra ikinci hedef olan Hoca ,

"İyi de bu işi yapan bir üyemiz var . Neden bir ikincisine gerek duyalım ki ? Konsey israfı sevmez!"dediğinde Cengiz kendini savunmak için bakışlarıyla Beyfendi'den onay aldıktan sonra  

"Çünkü Faysal son zamanlarda tüm işlerinde çuvalladı. O gece misafirimizin parasının çalınması , jesterin yakalnması ve adamının Albastının ismini vermesi olabilir mi ?"dediğinde Hoca ,

"Bütün bunlar senin koltuğa oturman için bir sebep olamaz"dediğinde Cengiz , "Ama Faysal'ın tüm yarım işlerini ben ve Albastı topladık. O gece ben misafirimizi korumak adına ölüyorduk"dediğinde Gökmen ,

"Senin işin bu! Bu koltuğa oturmak için sıranı beklemen gerekir! Görevlerini yapmış olman bu koltuğu  hak ettiğin anlamına gelmez!"  Eğer bunlar koltuğa oturmak için bir sebebse o zaman Albastı bizimle bu masaya oturmaya hak kazanır"dedi. Cengiz ,

"Bu koltuğa oturmak benim hakkım! Bu konseye en çok parayı kim kazandırıyor sizce ? Ben olmasam o dostlarınıza yaranmak için beslediğiniz dağ ayılarını besleyecek paranız olmaz Gökmen Bey!"dedi. Bu yerde baba oğul ilişkileri gözetilmediği gibi Cengiz bunu bilerek yapmıştı. Babasının onu desteklemesi gerekirken önüne taş koyuyordu. Faysal derin bir kahkaha attı .

Namlu -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin