24.Bölüm

797 58 246
                                    

Merhabalar . Aşağıya spoi bir söz bıraktım ona göre.

"Siz benim çocukluğumu çaldınız ! Ben de sizden en sevdiklerinizi alacağım..."

"Borcumu hemen ödeyeceğim efendim"dedi. Beyfendi gülerek yerinden kalktı,
"Borcunu ödemenin bir bedeli var Faysal . Kabul edebilecek misin?"dediğinde Faysal elinde olmayan sebeplerle bunu kabul etmek zorundaydı  ,

"Ederim"dedi ezilerek .Beyfendi eline geçen bu fırsatı son anına kadar kullanmaya kararlı gibi görünüyordu. Elinde tuttuğu purodan yeni bir nefes alıp odanın içerisine üfleyerek  ,

"O zaman konseyden çekileceksin"dedi. Faysal üzerinden dökülen kaynar sularla birlikte dudaklarını  sanki felç geçirmişçesine zorlanarak hareket ettirmeyi başararak "Ne?" dedi.  Beyfendi bakışlarını Faysal'a çevirip içtiği puroyu içi dolan küllüğe basıtırıp ellerini masanın üzerine koyarak

"Yaklaşan toplantıda vazgeçtiğini koltuğunu bırakacağını söyleyeceksin .Yoksa gerisine karışmam"dedi. Faysal ilk şoku atlatmanın verdiği özgürlükle birlikte bir adım ileriye atıp sesini da uyarı tonuna çıkararak ,

"Bu yaptığınız kurallarımıza aykırı ama! Bunu yapamazsınız!"dedi.

Beyfendi yerinden kalkıp elini masaya vurdu. Gereksiz gibi görünen bu hareketle birlikte asıl amacı karşısındakini bastırmaktı. Doğanın kanununda da yok muydu bu ? Düşmana  karşı kendini büyük göstermek için görünümünde oynama yapan hayvanlar vardı.  "Faysal burda devlet de benim kanunda ! Ben çekileceksin diyorsam çekileceksin"

"Göreceğiz Birol  Bey ! Kim kimin kuyusunu kazıyor anlayacağız"dedi ve odadan izin bile istemeden kapıyı çarparak çıktı. " O odadan çıkarken beyfendi kahkaha atarak "Kendi ipini kendin çektin"dedi .

Faysal odadan çıktığında Beyfendi hemen bir telefonundan bir arama yaparak "Albastı , adamı indir!"dedi.

***

Gün doğarken Çağatay huzursuzca yerinden kıpırdandı ve  gözlerini açmayı başardı. Çağatay gözlerini açtığında sabahın erken saatleriydi . Yattığı yeri hatırlamak için kafasını koltuktan kaldırarak etrafına bakınırken bir yandan da kollarını açıp esnemeye çalışırken yaralanan kolunundaki dikişlerin çektirmesiyle birlikte ahlayarak geri indirdi. Bu ufak sızı onu  tam anlamıyla ayıltmayı başarmış ve sonunda uykulu gözleri açılmıştı.  Baş ucundaki koltukta Çağla'yı gördüğünde kaşarını çattı.  Çağla yattğı koltuğun solunda kalan berjerde ayaklarını küçücük koltuğa toplamış kollarıyla onarı sararken diğer yandan da kafasını dizlerine yatırmıştı. Bu yatış pozisyonunda saçları neredeyse ayak ucuna değiyordu.

"Bu kızın yerinde olması gerkemez miydi ya? Niye buraya gelmiş ki ? Hadi geldi niye orda iki büklüm yatmış ki?"dedi. Eliyle Çağla'nın  koluna dokunup seslendi.

"Çağla , Çağla ! Hadi kalksana!"dediğinde Çağla ,"Lütfen , lütfen baş dakika daha izin verin. Söz bir daha yapmayacağım!"diyerek  kafasını kaldırıp öbür yana çevirdiğinde Çağatay yerinden kalkıp "Benim Çağla , Çağatay ! Hadi ama uyan"diyerek yüzünü örten saçlarını sağ elinin baş parmağıya geriye atarken Çağla ,"Çağatay?"dedi tek gözünü açıp . sonra bir anda sanki az önce uyuyan kendisi değilmiş gibi  irkilerek "Ha ne oldu?Ateşin felan mi çıktı?"dedi. Çağatay ellerini  çıkarmaya üşendiği pantolonunun cebine atarak

"Ya yok bir şey . Bir sakin ol ! Sabah oldu sadece."dedi. Çağla ayakllarını indirerek esnedi ve

"Ay ben de bir şey var sandım"dedi Sonra ilk mahmurluğu atarak esnedi ve koltuktan doğrularak gerindi .

Namlu -1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin