'1.0'

6.2K 554 489
                                    

Bana bakmadan büyük oymalı dolabının önüne geçip birkaç dakika giyecek birşeyler aradı ve eline aldığı eşyalarla odada bulunan giyinme kabininin arkasına geçti.

Kırmızı tonda olan transparan kabin vücudunu sadece siyah bir silüet gibi gösteriyordu.

Kollarını kaldırıp giyeceği gömleği geniş omuzlarından geçirirken de hafifçe eğilip beyaz bacaklarına dar pantolonunu giyerken de onu izlemeyi sürdürmüştüm.

Ne zaman bu kadar arsız olduğum hakkında hiçbir fikrim yoktu fakat ay ışığının altında ona dair daha fazla şey görmek istediğimde oldukça açıktı.

Transparan kabinin arkasından çıktığında üzerindekileri görmem daha da kolaylaşmıstı.

Bacaklarını iyice saran dar siyah bir pantolonun üzerine kol kasları belli olsa dahi bileklerine doğru inerken hafifçe bollaşan beyaz gömlek giymişti. Gömleği pantolonunun içine özenle yerleştirilmiş sanki hiç bozulmayacakmış gibi düzenli duruyordu.

Kısa adımlar atarak yatağa ulaşıp yumuşak yatağın üzerindeki kan kırmızısı işlemeli kuşağı aldı ve ince beline geçirdi.

İnce uzun parmaklarını nemli saçlarına atıp biraz daha dağıttıktan sonra masasına doğru ilerlemiş ve parmaklarını yüzükler ile donattıktan sonra sağ kulağına kıkırdaktan başlayıp kulak memesine kadar inen altın küpesini yerleştirdi. Sol kulağına haç işaretine benzeyen fakat bir o kadar da farklı olan uzun, altın küpeyi yerleştirip arkasına döndü.

"Neden bu kadar çok hazırlanıyorsun ki?"

Kuruyan, gül kurusu rengindeki dudaklarını pembe diliyle ıslattıktan sonra ağır adımlarla bana yaklaştı, bir yandan da gömleğinin hala açık olan birkaç düğmesini ilikliyordu. Bana iyice yaklaştığında en üstten sadece son iki düğmesini açık bıraktı.

"İşlerimi geceleri hallederim."

Beyaz ellerini bana uzattığında tereddüt dahi etmeden elimi uzatıp ondan destek aldım ve oturduğum yerden kalktım.

"Ne tür işler?"

Odasına son bir bakış atıp beni iki bölmeli kapıdan çıkartırken yüzüme kısa bir bakış attı.

"Her tür işler."

Merdivenlerden ağır ağır inerken bir elim hâlâ elinin arasında duruyordu.

"Bunu bana biraz daha açar mısın?"

Sabah olduğundan daha kalabalık olan koridorda indiğimizde herkes yine kendi halinde birşeyler yapıyorlardı.

"Önemli görüşmeler, şatoyla ilgili birkaç şey yani yarın olacak balonun hazırlıkları gibi."

Gözlerimi etrafta gezdirmeye son verip gözlerine çıkardım.

"Yarın bir balo mu olacak?"

Kısa bir baş sallamanın ardından solumuzda bulunan görkemli salonu işaret etti.

"Herkes hazırlık yapıyor, yarın gerçekleşecek baloya birçok yerden vampirler katılacak. Bu balo her asırda sadece bir kere bu şatoda yapılır. Vampirler yeminlerini yenileyerek sabaha kadar danslar edip eğlenirler."

Salonun kapısından içeriye bakıp çalışan vampirlere göz gezdirdim.

Birkaçı süslemeler ile uğraşıyoken iki kişi uzun masanın üzerine gül kurusu bir renkte olan örtüyü örtmeye çalışıyordu. Diğerleri ise masayı donatmaya ve etrafı güzelleştirmeye çalışıyordu. Süslemelerin rengi, görünüşü kısacası her şeyi bu balonun kusursuz olacağını fısıldıyordu herkesin kulağına.

"Peki balonun yarın olmasını özel bir nedeni var mı?"

Yanımıza gelen vampir elinde tuttuğu altın tepsiyi bize uzatıp taşlarla işlemeli iki kadehi gözler önüne serdi.

Yoongi kendi kadehini alırken elimi bırakıp gözleri ile diğer kadehi göstermişti.

"İçebilirsin senin için."

Boşta bıraktığı elimi uzatıp kadehi parmaklarımın arasına alıp kısa bir teşekkür mırıldanırken vampir çoktan gözden kaybolmuştu.

Yoongi kadehini dudaklarına götürüp minik bir yudum aldıktan sonra az önce sorduğum soruyu cevaplamak adına dudaklarını araladı.

"Yarın tüm gün gece olacak. Bu her asırda bir kez olur ve kutlanması gereken bir olaydır."

Anladığımı belirtircesine başımı salladıktan sonra elimdeki kadehin içine göz atıp dudaklarıma yaklaşırdım ve tadına baktım.

Ekşiydi fakat ağızda bıraktığı tadı çok yumuşaktı.

"Vişneden yapılan bir içecek, alkol olarak da kullanılıyor fakat çok hafiftir."

"Çok güzelmiş."

"Yarınki baloda kan içemeyecek olan vampirler için özel yapıldı."

Kadehten bir yudum daha alıp dilimi hafifçe uyuşturmasına izin verdim.

"Kan içemeyecek olan derken ne demek istedin?"

Sağ elinin orta parmağındaki yüzüğü kemiğine kadar çıkardı.

"Birçok vampir birçok sebepten dolayı cezalıdır, en düşük olan ceza ise kan içmesini önlemektir."

"Nasıl içmediğinden emin olabiliyorsunuz?"

Salonun önünden ayrılıp odamın bulunduğu koridora giriş yaptığımızda vampirler yanımızdan hızla geçse dahi selam vermekten geri çekilmiyorlardı.

"Büyülüler, yani eğer kan içerlerse ölürler."

Başımı ağır ağır sallayıp koluna tutundum, yürürken ellerimin boşta kalması hiç hoşuma gitmiyordu.

Odama girdiğimizde biten içeceğimi eline alıp kendi içeceği ile birlikte masaya bıraktı ve büyük adımlarla yatağa ulaşıp siyah örtünün bir köşesini kaldırdı.

"Yatağa gel."

Yanına yaklaşıp açtığı yerin içine kıvrılınca örtüyü üzerime örtüp yatağın önünden dolandı ve diğer tarafa oturup sırtını demir başlığa dayadı.

Yavaş hareketlerle yanına ulaşıp başımı göğsüne yaslayıp bir elim ile elini tuttum.

"Böyle kalabilirim değil mi?"

Başını sallayıp elimi daha iyi kavradı.

"Tabii ki."

Gülümseyip yerime iyice sinerken içtiğim hafif alkolün ve kokusunun etkisiyle gözlerim ağır ağır düşüyordu ki uykuya dalmadan önce duyup kafamı salladığım son cümle şu oldu.

"Uykunu iyice alsan iyi olur çünkü yarın istesen dahi uyuyamayacaksın."

Acaba baloda neler olacak?
Açıkçası bunu bende bilmiyorum JAĞDKSHWİDMWGÜSJQĞSLDÖSNSÜ neyse çaktırmayın bende biliyormuş gibi yapayım

VAMPIRE | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin