Yoongi'den
O motorun önünde başını omuzuma yaslayıp ses çıkarmadan uyurken ben gecenin karanlığında motorun farları sayesinde gördüğüm bir tarafı ormanlık diğer tarafı uçurum olan yoldan ilerliyordum.
Motorun iç gıdıklayıcı tuhaf sesi bir zaman sonra beynimi meşgul etmeyi bırakmıştı, o tuhaf sese bir zaman sonra alışıyor ve etraftaki sesler ilginizi çekiyordu.
Ormandan gelen kuş ve çeşitli hayvanların sesini en ince ayrıntısına kadar duymak çok güzel olmasada onlara fazla kulak asmayınca aynen motorda olduğu hibi o seslerde yavaş yavaş uzaklastirdi beynimden.
Çok az bir yolumuz kalmıştı.
Otobandan çıkıp Jimin'in evinin yoluna doğru içeriye girdiğimde sokaklarda tuhaf bir canlılık vardı.
Birkaç insanı es geçip onun evine ulaştığımda motorumu durdurup bir ayağımı yere bastım ve dengede durmamızı sağladım.
Başımdaki kaskı çıkarıp dağılan saçlarımı ellerim ile geriye atıp motorun arkasındaki çantadan şapkamı alıp geriye attığım saçlarımın üzerinde geçirdim.
Jimin'i uyandırmak yerine başındaki kaskı çıkarıp dağılan saçlarımı biraz düzeltmiş ve bir kolunu bacaklarının altına diğer kolumu ise boynunun bulunduğu kısıma koyup onu kucağıma çekmiş ve motoru çalışır bir vaziyette bırakarak evlerinin bahçesine yönelmiştim.
Susadığımı hissediyordum.
Jimin'i evine bıraktıktan sonra biraz avlanmam gerekecekti.
Pek büyük olmayan bahçeden geçerken görevlendirdiğim kediyi etrafta görememiştim.
Ve etrafta tuhaf bir gerginlik vardı.
Öyleki iliklerime kadar bu gerginliği hissediyordum.
Kapıyı birkaç defa çaldığımda sanki bunu bekliyorlarmış gibi hemen açmış ve başımıza çullanmışlardı.
"Uyumuş mu ya" kısa bir baş sallaması verip onları yavaşça kenara itim ve Jimin'in odasına gitmek için yürüdüm.
"Nereye gittiniz?" Omuzumun üzerinden Taehyung'a bakıp geri önüme döndüm "ona sorarsınız" hepsinin damarlarında gezinen kanların o ince damarlardan geçerken bıraktığı sesleri duyuyordum ve bu dudaklarımı yalama isteğimi ortaya çıkartıyordu.
Bir an önce buradan çıkamazsam biri bu gece bu evde az sonra yaşanacakları yarın asla hatırlamayacaktı.
Jimin'i yatağına bıraktığım gibi cama doğru ulaşıp etrafa göz attım ve gülümseyerek tekrar Jimin'e ulaşıp elini kendime çektim. Cebimden çıkardığım şeyi bileğine taktıktan sonra bilekliğini çözüp cebime attım ve üzerini güzelce örtüp odadan çıktım. Gülümseyerek aşağıya indiğimde dişlerim karıncalanmaya başlamıştı.
Şimdiden uzadıklarına emindim.
"Gidiyor musun?" Gülümsememi bozmadan Hoseok'a döndüm "evet, sonra görüşürüz" ikisi peşimden kapıya kadar gelirken ben bahçeye çıkıp motorumun yanına ilerledim ve kaskı takmayı es geçip motora oturdum.
Sonuçta şu anda yanımda korumam gereken biri yoktu.
Son kez hâlâ kapıdan bana bakan ikiliye gülümsedikten sonra motoru tam anlamı ile çalıştırıp ara sokakta gözden kayboldum.
Belli bir uzaklığa ulaştığımda motoru bir kenara çekip arkadaki çantadan bileklik için özel olan kabı çıkardım ve cebimdeki bilekliği dikkatlice içine koyup birkaç saniye etrafıma göz attım. "Eğer gelirsen yanlış adama çattın" bilekliğin kutusunu tekrar çantaya attıktan sonra bara doğru ilerledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE | yoonmin
Fanfiction"Eğer sakin olmazsan anlatacağım hiçbir şeyi anlayamazsın." Jimin her gördüğü şey aklına gelince daha fazla ağlamaya başladığından Yoongi derin bir nefes verip kendini geri çekmeye çalıştı. "Üzerine bir şeyler giymelisin." Jimin Yoongi'nin kalkmasın...