VAMPIRE | yoonmin

'3.5'

Günler günleri kovalıyordu, her gün bir önceki günden daha çok yakınlaşıyorduk.

Her şey çok güzel ilerliyordu beraber şarap içip küvette oturduğumuz günün üzerinden neredeyse iki ay geçmişti.

Kötü şeyler de olmuştu fakat iyi olan şeyler kadar fazla değildi.

Arada sırada dünyaya gidiyor ve orada oyalanıyorduk.

Hayatım yeterince güzel geçiyordu.

Bu süre içerisinde Taehyung'a sormak istediklerimi hâlâ soramamıştım ama bir an önce soracaktım.

Ona daha önce olduğumdan daha çok bağlanmıştım onun da hisleri değişmişti, bunun da oldukça farkındaydım.

Önceden öperken sadece öpüyordu benim heyecanlanmam dışında onun pek hissettiği bir şey yoktu fakat birkaç zamandır öyle değildi, daha farklı öpüyordu.

Daha güzel.

İşlerinin olduğunu söyleyip yanımdan ayrılmasının üzerinden bir saat kadar uzun bir süre geçmişti ve ben ilk defa yanına gitmemiştim.

Çalışma odasında olduğunu düşünüyordum.

Oldukça da sıkılmıştım.

Yoongi'nin kitaplığını karıştırmak artık cazip gelmiyordu bu yüzden oturduğum yatağın üzerinden kalkıp odanın kapısını araladım ve biraz yürüyüp önüme ilk gelen kişiye nerede olduğunu sordum.

Diğer vampirler ile salonda görüştüğünü öğrenince adımlarımı oraya yönlendirip kapalı tuttukları kapının önüne geldim.

Kapıdaki muhafız beni durdurup yüzüme baktığında kaşlarımı çatıp durdum "geldiğimi haber verir misin?" Muhafız başını iki yana sallayıp beni reddetti "içeriye girmeniz yasak, Efendi Yoongi'nin kesin emri" başımı sallayıp oradan ayrıldım.

Sahiden içeride önemli konular konuşuluyor olmalıydı.

Merdivenlerin başına oturup çenemi avucuma yasladım ve işini bitirmesini beklemeye koyuldum.

Bir yarım saatin daha geçmesinin ardından salonda duran vampirler bulundukları yerden çıkıp kendi şatolarına gitmek üzere yanımdan geçerek ayrıldığında en arkalarından Yoongi çıkmış ve arkasındaki bekçiler ile yanıma yaklaşmıştı "odamıza gidelim Jimin" başımı salladığım gibi ayağa fırladığımda Yoongi arkasındakilere döndü "kesinlikle onlara karşılık vermeyin, bir zaman sonra vaz geçeceklerdir" bekçiler saygıyla eğilip yanımızdan ayrıldığında Yoongi'nin bana doğru uzattığı kollarının arasına girip başımı omuzuna yasladım "sorun ne?"

"Canımı sıktılar sadece, halledeceğim" ondan ayrılıp elini tutarak odaya çıktım.

Gömleğini çıkarıp koltuğa bıraktıktan sonra sırt üstü yatağa uzanıp beni yanına çağırdı. Yanına uzandığımda kollarını beline dolayıp bana döndü ve çenesini saçlarımın arasına yerleştirmeden önce küçük bir öpücük bahşetti "yanımda olduğun için teşekkür ederim seni seviyorum"

Evet, bende seni seviyorum.

Bir saniye, neden bahsediyor bu?

Gözlerimi açıp yerimden doğrulmaya çalıştım "gitme, dur burada" sözlerini umursamadan kollarını çözüp açtığım gözlerim ile yüzüne baktım "bekle-" yatakta oturur hale gelip omuzlarından sarstım "yaa şimdi uyumanın sırası mı aç gözlerini, ne demek seni seviyorum. Hangi anlamda?" Gözlerini açmadan güldüğünde kaşlarımı çatıp kapalı gözlerini örten saçlarını geri çektim "Yoongi lütfen düzgünce açıkla ama ya lütfen, hadi. Hangi anlamda olduğunu söyle" başını iki yana sallayıp inadına gülmeye devam edince omuzuna vurup mızmızlandım "söylesene!"