"Merhaba Holly" Yoongi'nin sesini ve hemen ardından havlamaya başlayan köpeğimizin sesini duyduğumda elimdeki bardağı mutfağın tezgahına bırakarak tam karşımdaki camdan bahçeye doğru bakmış kahverengi tüylü köpeğimizi kucağına almış tüylerini okşayan eşimi görünce gülümseyerek mutfaktan ayrılıp dış kapıya ulaşmıştım. Kapıyı açarak bahçede onların yanına ulaştığımda Yoongi Holly'yi bir koluna alıp diğer kolunu belime sarıp beni kendine yaklaştırdı ve dudaklarını bir süreliğine dudaklarıma bastırdı. Holly ise bu sırada yerinde rahat durmayarak ağzından çıkarttığı dilinden damlayan salyalar ile Yoongi'nin omuzunu ıslatıyordu.
Geri çekildiğimizde ben de gülümseyerek Holly'nin yumuşak tüylerini okşadığım da daha fazla bahçede zaman kaybetmeyerek açık bıraktığım kapıdan evin içerisine girdik.
İki sene gibi bir süredir şehirden uzakta bu ağaçların arasında bize yetecek kadar büyük bir evde yaşıyorduk. Holly'yi ise eve taşınacağımız ilk gün bir barınaktan sahiplenmiştik. Bizi ilk gördüğünde heyecanlanıp kuyruğunu hızla sallayarak ayaklarımızın dibinde dönmeye başlaması öyle sevimliydi ki, ikimizin de ona aşık olduğunu açıkça söyleyebilirdim.
Sabah şehrin gürültüsü yerine burada kuşların ve farklı böceklerin sesleri ile uyanmak kesinlikle dünyadaki en güzel şeydi.
"Tüm gün neler yaptın" koltuklardan birine oturduğumuzda Holly Yoongi'nin kucağından atlayarak içeriye kaçmıştı. "Seni beklemek haricinde mi?" Gülerek sorduğumda gülümseyerek başını sallamıştı. Saat ikiye gelirken Jungkook'un çağırması sonucunda evden ayrılmak zorunda kalmıştı ve saatler sonra yani havanın kararmasına az bir zaman kala geri dönmüştü. O bir vampirdi ve bu yüzden ihtiyaçları oluyordu. Sık sık Jungkook ile beraber ava çıkıyor ve susuzluklarını gideriyorlardı. Jungkook hakkında konuşmuşken Taehyung ve onun nişanlı olduğu ayrıntısını atlamayı kesinlikle istemiyordum. Jungkook onun ailesi ile tanışmış ve her şeyi dünyadaki işleyişine göre yapmaya karar vermişlerdi, bizim yaptığımız gibi düğünden sonra şatoya gideceklerdi fakat bundan Taehyung'un ailesinin haberi yoktu tabi ki.
Hoseok ise bu sıralar hayatına birini almadığını ve yeni sahiplendiği yavru köpeği ile gayet mutlu olduğunu söylüyordu fakat bir süredir peşinden koşan birinin olduğunu biliyordum, çocukla konuşuyordu fakat inadını kırarak bir türlü tam anlamı ile bir sans vermiyordu.
Son olarak Namjoon ve Jin ile iyice yakınlaşmıştık. Yedimiz de birkaç senedir iyi arkadaşlardık ve her cuma gecesi bizim evimizde toplanarak film izliyor, biraz şarap içiyor ve bolca eğleniyorduk.
Bana sorarsanız mutlu yuvamda eşim ve tabi ki şu anda ağzında parçalamaya çalıştığı bir terlik ile yanımıza koşturan köpeğimiz ile oldukça huzurluydum.
"Yorgunum fakat susuzluğum olmadığı için daha iyi hissediyorum" koltuğa uzanıp başını kucağıma yerleştirerek konuştuğunda ellerim saçlarına gitmiş ve siyah tutamlarını okşamaya başlamıştım. Holly terliği bir köşede bırakıp yanımıza koşarak koltuğa tırmanmaya çalıştığında bir süre boyu yüzünden koltuğa ulaşamamasına gülmüştük fakat Yoongi onu daha fazla uğraştırmamak için uzandığı yerden kalmadan onu almış ve karnının üzerine oturtmuştu.
Holly bir süre patilerini Yoongi'nin tişörtüne sürdükten sonra gerinmiş ve biraz daha ilerleyip patilerini kendine çekerek Yoongi'nin göğsüne doğru uzanmıştı.
Bu hayatta bunları hak edecek nasıl bir iyilik yaptığımı bazen düşünmeden edemiyordum. O her şeyi ile mükemmeldi ve bana aitti. Bunu söylemek o kadar güzel bir histi ki her yerde bundan bahsetmek ve her yere bunu yazmak istiyordum.
"Odamıza gidelim mi Jimin, yemeği daha sonra yiyebiliriz."
Uzun bir süre öyle sakince durduktan sonra Yoongi konuştuğunda Holly havlamış ve başını Yoongi'nin yanağına yaslamıştı. Bakın, bu kalbinize hiç iyi gelecek bir görüntü değildi.
Cevap niteliğinde kucağımda duran başına doğru eğilip dudaklarından öptüğümde uzandığı yerden kalkmış ve köpeğimizi yere bıraktıktan sonra odamıza adımlamaya başlamıştı.
Ardından gülümseyerek gittiğimde açık olan odamızın kapısının önünde durarak peşinden gelen minik köpeğe bakmış ve kıkırdayarak başımı iki yana sallamıştım.
"Odamıza giremezsin Holly, babalarının birazcık işi var."
***
Aşk sahiden tesadüfleri severdi.
Peşinden koşmadığınız sürece elbette bir yerlerden çıkıp sizi bulurdu.
Peki gecenin bir vakti kimselerin olmadığı karanlık bir sokakta tanıştığım beyaz tenli adama aşık olacağım kimin aklına gelebilirdi ki?
Eh, söyleyebileceğim pek bir şey yoktu. Tesadüfen karşılaştığınız bir insan her an hayatınızın merkezinde yer edinebilirdi.
Ben tesadüflere inanmaya bu şekilde başlamıştım ve hikayem bu şekilde gelişmişti.
O zaman elimde bulunan bu şarap kadehini bu ölümlü dünyada tesadüfen karşılaşıp kalbimize aldığımız ruhlar ile ölümsüz olmanın şerefine içelim.
Jenerik müziği alabilir miyiz?
Kitabımız bitti de.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE | yoonmin
Fanfic"Eğer sakin olmazsan anlatacağım hiçbir şeyi anlayamazsın." Jimin her gördüğü şey aklına gelince daha fazla ağlamaya başladığından Yoongi derin bir nefes verip kendini geri çekmeye çalıştı. "Üzerine bir şeyler giymelisin." Jimin Yoongi'nin kalkmasın...