'2.1'

5.8K 501 503
                                    

Yoongi üzerimi giyinmem için beni odada yanlız bırakıp tekrar arkadaşlarımın yanına gittiği için oldukça hızlı davranmaya çalışarak üzerimi giyiniyordum.

Çünkü tanrı aşkına onlar sabah Yoongi'ye Bob hakkında bir şeyler söylemişlerdi.

Bu çok utanç verici bir histi.

Üzerime hızlıca geçirdiğim tişörtten sonra aynı hızla pantolonumu giymiş ve fermuarımı çekerken odadan çıkıp seslerin geldiği mutfağa koşmuştum.

Yoongi'nin eli çenesindeydi ve mutfağın balkonundaki camdan dışarıyı seyrediyordu.

Hoseok ise dikkatlice onun yüzünü inceleyip kendi kendine tuhaf tepkiler verirken Taehyung normal büyüklükteki tavada yumurta yapıyordu.

En azından bir şeyler anlatmıyor veya sormuyorlardı, bu iyi bir şeydi.

Mutfağa tam anlamı ile girip Taehyung'un yapmaya çalıştığı yumurtaya baktım.

Kesinlikle rezil bir görüntüydü.

Yoongi'ye asla böyle bir şey yediremezdim çünkü bu benim onun yanındayken yediğim yemeklere kıyasla berbat bir şeydi. Altının yandığı oldukça belli oluyordu fakat Taehyung telefonundan her kime mesaj atıyorsa bunu hâlâ fark edememişti.

Omuzunu hafifçe dürtüp çenem ile yumurtayı işaret ettim ve kulağına eğilip fısıldadım. "Yakmışsın seni ahmak. Yoongi'ye bunu yediremeyiz." Telefonunu sonunda arka cebine kaldırıp yumurtanın altını kapattı ve çatal ile altının ne kadar yandığını kontrol etti. "Neden Yoongi kraliyet ailesinden mi geliyor?"

Aslında bir bakıma doğruydu. Krallık olarak nitelendirebileceğimiz bir ortamda yaşıyordu ve oldukça önemli biriydi. Tabii ki bunu şu anlık iki arkadaşıma söyleyemezdim.

"Ben onlarda kalırken sofrada bir kuş sütü eksik oluyordu şimdi çocuğa altı yanmış yumurta mı yedireyim?"

"Fikir ver o zaman akıllı şey. Ne yapalım?" Hoseok'un bakışından hiç rahatsız olmamış bir şekilde Hoseok'a bakan Yoongi'ye döndüm ve hemen ardından Hoseok'a baktım. Yüzünde hâlâ daha tuhaf bir ifade barındırıyordu. "Bence kahvaltıyı dışarıda yapalım isterseniz gelmeseniz de olur bizim için sıkıntı olmaz." Elindeki çatalı bana doğru sallayıp güldü. "Bence eve sipariş edelim."

"O da bir seçenek haklısın, o zaman sen sipariş ver buraya getirsinler."

Aslında beraber sabah kahvaltısını dışarıda yapmak eğlenceli olurdu fakat Taehyung'un suratındaki 'peşinizden geleceğim' ifadesi yüzünden dışarıya çıkmaktan vazgeçmiştim.

Evde oturmak iyi bir karardı. Şimdilik.

Taehyung yumurtayı küçük bir kaba koyup sokağa bırakacağını söyleyip mutfaktan çıkarken bende Yoongi'nin yanındaki sandalyeyi çekip oturdum.

Hoseok sonunda Yoongi ile olan göz kontağını kesince kolumdan çekiştirip beni sandalyem ile beraber yanına çekti. "Yüzü nasıl bu kadar kusursuz? Jimin bu adam Busan gibi bir yerde hiç güneş görmemiş mi nasıl böyle beyaz kalabildi? Tanrı aşkına yarım saattir bir sürü soru düşünüyorum ama yok olmuyor işin içinden çıkamadım."

"Çok kafa yorma bence, cevabını bende bilmiyorum."

Sonuç basitti aslında. Yaşadığı yer oldukça soğuktu, yakıcı bir şekilde bunaltan bir güneş bile hiç çıkmıyordu. Cildinin güzelliği ise vampir olması ile kaynaklanıyor olabilirdi.

Yoongi bakışlarını bahçeden çekip bana çevirince yüzümü aptal gibi bir gülümseme esir aldı.

"Bahçede beyaz bir kedi var ve benden kaçmadı. Normalde insan kokusunu alsa bile dört nala koşması gerekirdi." Elindeki boş kap ile mutfağa giren Taehyung'u dinlerken bakışlarımı Yoongi'nin yüzünden çekmemiştim. Şimdi ise Taehyung'un söylediği şeylerin hemen üzerine gülümseyerek göz kırpmıştı.

VAMPIRE | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin