Yoongi'nin omuzuna başımı yaslamış dev ekranda oynamaya devam eden filmi izliyordum.
Fakat odaklanabildiğim söylenemezdi.
Gözüm istemsizce parmağımdaki yüzüğe kayıyordu ve hemen ardından onun parmağına doğru bakma ihtiyacı duyuyordum.
Altın veya gümüş değildi, daha önce görmediğim bir rengi ve yapısı vardı.
İçinde kırmızı bir gül motifi vardı ve gülün etrafında ikimizin isimlerinin baş harfi kazılmıştı.
Görünen yüzünde ise farklı işlemeler çizilmişti.
O kadar güzeldi ki, bunu anlatacak hiçbir kelime bulamıyordum.
"Jimin, gülümsemeyi keser misin? Dikkatimi feci derecede dağıtıyorsun, yüzünü izleyemiyorum." sesini duyup ona döndüğümde gülümseyerek bana bakıyordu.
Kalbim, onun yanında olduğumda hiç eski ritmine dönemiyordu.
"Ya Yoongi tüm bunları hazırlamak için neden bu kadar uğraştın-" Elini uzatıp ağzımı kapattığında susmak zorunda kalmıştım. "Her şeyin en iyisine layıkken böyle konuşman beni sinir ediyor, sadece bana sarılsan olmaz mı?"
Kollarımı boynuna sarıp gülümsedim "bu çok kolay bir istekti" başını sallayıp ellerini saçıma attığında boynundaki kollarımı sıkılaştırdım "ama güzel."
"Yine haklısın."
"Filmden anladığım tek şey senin çok güzel güldüğün, sayende izleyemedim çünkü" yalancı bir sinir ile kaşlarımı çatıp yüzünü görebilmek için başımı geriye çektim "senin gülüşün daha güzel ve ben de senin yüzünden filmi izlemedim."
"Senin gülüşün daha iyi" başımı iki yana sallayıp kollarını boynundan çektim "seninki çok daha iyi"
"Lütfen Jimin, doğruları söylüyorum bu yüzden bu konuyu kapat"
"Senin gülüşünü izlemeyi seviyorum, izin ver de dünyanın en güzel gülüşü olarak seninkini seçeyim" başını salladıktan sonra ellerini yanaklarıma koyup dudaklarımı çekiştirdi ve yüzüme yapay bir gülümseme yerleştirdi "yine de benim favorim sensin"
Dakikalar sonra bir şekilde filme odaklanmayı başarabildiğimizde filmin sonlarına gelmiştik.
"Hiçbir şey anlamadım, hepsi senin ve gülüşün suçu. Sorumluluk al." Yoongi gülerek başını salladı ve parmağındaki yüzüğü geriye itti "alacağım"
"Bu arada Yoongi, düğünümüz nerede olacak? Onları düşündün mü? Açıkçası çok büyük bir yer olmasına ya da çok gösterişli olmasına gerek yok"
"Düşünmedim çünkü bunu sana bırakmak istedim, nerede olacağını sen seç benim için hiç sorun olmaz." Nerede yapmak istediğimi hiç bilmiyordum, herhangi bir yer olabilirdi.
"Aklımda bir yer yok." Yoongi başını sallarken filmin jenerik müziği girmiş, oyuncuların ve yapımcıların isimleri ekranda akmaya başlamıştı. "Herhangi bir yer olabilir sadece düğünden sonra şatoya gidip küçük bir tören ile kitaba ismimizi yazmamız gerekiyor."
"O zaman orada yapalım, sorun olur mu?" Gözüne gelen saçlarını geriye atıp omuz silkti "oraya sadece Taehyung ve Hoseok'u götürebiliriz, diğer sevdiklerini ne yapacağız?"
"Haklısın fakat peki ya senin sevdiklerin?" Gülüp gözlerime baktı. "Jimin benim sevdiğim ve hayatta kalan tek kişi sensin, bir de Jungkook ve Namjoon var tabi fakat biliyorsun. Hem Namjoon ve Seok Jin'de insanlara oldukça alışkın iki vampir, onlar açısından sorun olmaz."
"Pekala o zaman düğünü dünyada yapacak ve sonra şatoya gideceğiz öyle mi?" Kısa bir baş sallama verip gülümsedi "aynen öyle, peki şimdi ne yapmak istersin?"
"Sana sarılarak uyumak" gülümseyerek alnıma küçük bir öpücük bıraktı "o zaman eve gidelim minie"
Elimden tutup ayağa kalktığında ona uymuştum ve sinema salonundan beraber çıkmıştık.
Buraya geldiğimde elimdeki balonları alan adam bir yere bağladığı balonları bana uzatıp tebrik ettiğinde dudaklarımdaki koca gülümseme yüzünden zar zor cevap vermiştim.
Elimdeki balonlar ile sinema salonundan çıktığımızda yüzümü Yoongi'ye doğru çevirip yürümeye devam ettim "balonların birazını çocuklara mı versek?" Gülümseyerek balonların arasına elini daldırdı "bu yüzden bu kadar fazla aldın zaten, ama bir saniye"
Balonların ardından bir tanesini çıkarıp bana gösterdi.
"Bu bizde kalsın"
Kalp şeklinde olan balonun üzerinde Min Yoongi ve Park Jimin yazıyordu. İsimlerimizin hemen altında bir tarih vardı ve sanırım bu tarih onun ile ilk tanıştığımız günün tarihiydi.
"Evet, bunu saklayacağım." Bileğimi tutarak elimi kendine çektikten sonra tuttuğu balonun ipini bileğime bağlayıp uçmaması için sıkı bir düğüm attı ve elimi tutup yürümeye devam etti.
En yakın çocuk parkına gittiğimizde kum havuzunda oynayan üç çocuğun yanına yaklaştık.
"Merhaba?" Çocuklar Yoongi'ye bakıp gülümsedikten sonra selam vermiş ve oyunlarını bizim için bırakmışlardı. "Bu hyungunuzun çok balonu var ve daha fazla tutmaya devam ederse gökyüzüne uçacak, ona yardım etmek için istediğiniz bir tanesini almaya ne dersiniz?" Çocuklar şaşkınlık ve mutluluk karışımı iki ifade ile elimdeki balonlara bakarken yanlarına eğildim ve seçmelerine yardımcı oldum.
"Bak bu bordo balon çok güzel" balonu küçük kıza uzattığımda gülümseyerek almıştı. "Yanıma yaklaş, balonunun kaçmaması için senin eline bağlamam daha doğru olur." Kız birkaç küçük adım atıp Yoongi'ye gittiğinde Yoongi balonun ipini onun bileğini acıtmayacak bir şekilde bağlayıp küçük kızın saçlarını okşadı.
"Ben siyah olanı istiyorum, siyahı çok severim" balonların ortasında kalan siyah balonu ona uzattığımda elimden kapıp Yoongi'nin önüne geçti "sen de siyahı sever misin?" Yoongi çocuğun bileğine ipi bağlarken başını salladı "en sevdiğim ikinci renk"
Elimden açık mavi balonu teşekkür ederek alan çocuk da Yoongi'nin yanına yaklaşıp diğerinin soracağı soruyu sordu "birinci renk hangisi" Yoongi ipi bağladıktan sonra çocuğa doğru baktı "kırmızı"
"Ben de kırmızıya bayılırım" Yoongi gülerek küçük çocuğun saçlarını okşadıktan sonra ayağa kalkıp elimi tuttu. "Güle güle çocuklar, kendinize iyi bakın" gülerek çocuklara seslendiğimde el sallamış ve tekrar teşekkür etmişlerdi.
Çocuk parkındaki diğer çocuklara da balonlardan verdikten sonra geri kalanları da eve giderken yolda gördüğümüz küçük çocuklara vermiş ve nihayetinde eve ulaşabilmiştik.
Eve girdiğimizde diğerleri salonda oturmuş bir şeyler izliyorlardı. Bizim geldiğimizi görünce sarılmışlar ve tebrik ederek birkaç bir şey söylemişlerdi.
"Her şey iyi güzel hoş da siz o kadar balonu ne yaptınız?" Yoongi bakıp güldüğümde göz kırpıp gülümsedi "hepsini küçük çocuklara dağıttık."
"Sizden de bu beklenirdi zaten." Gülümseyerek başımı salladım Yoongi'ye sarılmak için koltukta yanına oturdum. "Bugün yaptığın her şey için teşekkürler, beni yine çok özel hissettirdin"
"Sen her zaman özeldin Jimin, hemde her zaman."
Diğer bölüm evlendirsem mi bunları ne yapsam, yazacak bir şeylerim var hâlâ fakat araya düğünün girmesi gerek xhskshakagkskabsj bir kere ilk başta düğün bölümünün ardından özel bir smut bölümü var yani xhskshskdhkshskanksbs
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE | yoonmin
Fanfiction"Eğer sakin olmazsan anlatacağım hiçbir şeyi anlayamazsın." Jimin her gördüğü şey aklına gelince daha fazla ağlamaya başladığından Yoongi derin bir nefes verip kendini geri çekmeye çalıştı. "Üzerine bir şeyler giymelisin." Jimin Yoongi'nin kalkmasın...