'0.5'

7.5K 632 432
                                    

Öyle güzel uyumuştum ki. Sanki tüm zamanlar boyunca sadece gözlerimi kapatıyordum.

Neden bu kadar huzurlu uyuduğum hakkında en ufak bir fikrim dahi yokken gözlerimi aralayıp hâlâ avucumda duran ele ve ardından o beyaz elin sahibine baktım.

İçimdeki his gece uyumadığını söylesede görüntüsü pekte öyle söylemiyordu. Her zamanki gibi dinç duruyordu.

"Günaydın." Sesimi duyup başını diğer elinde tuttuğu kitaptan kaldırdı ve kitabı tek bir hamle ile kapatıp bana döndü. "Günaydın insan." Gülümseyip avucumdaki elini bıraktım, sıkılmış olabilirdi çünkü. "Gece elimi bırakmamışsın." Kafasını sakince yukarıya ve aşağıya doğru salladı. "Aslında elimi çekmeye çalıştım fakat sen iki elinle tutup kendine çekince böyle uyumana izin verdim."

"Özür dilerim." Kafasını iki yana sallayıp ayağa kalktı. "Önemli değil. Seni korumaya yeminliyim bu kadarı bir hiç bile değil."

Nedense birden bire onu uyurken izleme fikri geldi aklıma. Nasıl görünürdü acaba? "Dün gece uyudun mu?" Yataktan aldığı kitabı raflardan birine koydu. "Hayır, kitap okudum." Kaşlarımı hafifçe çatıp yatakta doğruldum. "Ne hakkında?"

"Büyücüler, vampirler ve birkaç misterik varlıklar hakkında." Heyecanla yatakta onun olduğu tarafa yanaştım. "Bende göz atabilir miyim?" Hafifçe gülümsedi. "Çözebilirsen tabii ki." Kaşlarım çatılırken başımı hafifçe yana eğdim. "Nasıl yani?"

"Şöyle ki bu kitap senin dünyada okuduğun kitaplardan oldukça farklı. Bakarsan her bir sayfası farklı dillerde yazılmış ve çoğu kişinin anlayamayacağı resimlerle dolu. Üstünde durursan çözebilirsin ama benim bu kitabı anlamam beş sene sürdü." Üzgünce homurdandım. "Yani ben asla çözemem."

"Hayır öyle düşünme. Kitap herkese farklı görünüyor, içinde yazanlar ve resimler aynı şeyleri anlatıyor fakat farklı bir biçimde. Zihninin çözebileceği en zor şeyleri görüyorsun bu kitapta ama gerçekten çözmek istersen başarabilirsin." Yanaklarımı şişirip sesli bir nefes verdim. "Ya da sen bana neler olup bittiğini anlatamaz mısın?" Gülüp eline ne zaman aldığını bilmediğim kırmızı sıvının bulunduğu kadehi dudaklarına götürdü. "O da bir yol tabii ama sen çözersen daha çok eğlenirsin."

"Ama bunun için fazla üşegeçim. Sen arada akşamları bana okursun değil mi?" Kafasını salladı. "Sen istiyorsan anlatırım." Gülümsedim. "İstiyorum."

Kapı çalındıktan saniyeler sonra içeriye bekçilerden biri girdi. "Efendi Yoongi, kraliçe Victoria geldiler, sizinle görüşmek istiyorlar." Kafasını salladı. "Salonda beklemesini söyleyin biz geliyoruz." Bekçi selam verip geldiği kapıdan çıktığında Yoongi'ye döndüm. "Bende mi seninle geleceğim, özel konuşacağınız birşeyler olabilir."

"Seni koruyacağım için ikimizde birbirimizin hayatının büyük bir bölümünü işgal edeceğiz yani eğer gerçekten ciddi bir mesele yoksa herşeyi bilmene izin veririm." Hoşuma gitmişti. Sahi bu neden benim hoşuma gitmişti. Çok özel hissettirmişti.

Koltuktan aldığı pelerini bana uzatınca eline uzanıp pelerini aldım ve sırtıma geçirip iplerini boğazımın olduğu noktada birleştirdim. Onun peşinden kapıdan çıkıp gölgesi gibi arkasından takip ettim ve dediği salona girdik. İlerleyip koltuklardan birine oturup eliyle yanını işaret edince düşünmeden oturdum. Salonun diğer kısmından içeriye giren uzun pelerinli, taşlarla bezeli bir elbise giyen kadın kocaman gülümsemesiyle yanımıza geldi. İki elini açıp hafifçe eğilip selam verdikten sonra koltuklardan birine geçti. "Geldiğinizi neden haber vermediniz efendi Yoongi? Resmen hizmetçimden aldım haberinizi."

"Gerek duymadım." Kadın bozulur gibi olsada korkutucu derecede büyük olan gülümsemesini hemen yüzüne yerleştirdi. "Bu gece beraber bir yemek yeriz değil mi? Sen gitmeden önce açılan konuyu kesinleştirelim diyorum."

VAMPIRE | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin