Uzun bir süredir sakince uyuyan yüzünü izliyordum. Arada yavaşça hareket edip yüzünü buruşturmasa oldukça rahat görünüyordu.
Daha önce hiç kimsede görmediğim bir çekikliğe sahip gözleri kapalıydı, gözleri daha çok kedilerin gözlerine benziyordu.
Sevimli bir çekikliği vardı.
Gözlerine oranla küçük bir burnu ve gül renginde dudakları vardı.
Alt dudağı üst dudağına göre daha dolgundu.
Uyurken sevimli duruyordu.
Gözleri açıkken olan tüm o ağır aurası şuanda yanımızda değildi, sanki yanımda uyuyan kişi efendi Yoongi değilde benim sevimli erkek arkadaşımmış gibi hissediyordum.
Ailesiyle neler yaşadığını biliyordum, muhtemelen çok zor zamanlardı onun için. Sonrası da zor olmuştur eminim ki.
Hayatı kolay değildi.
Benim annem babam yanımdaydı onun ise annesi gözlerinin önünde can vermiş babasını kendi sürgün etmişti.
Çocukluğundan beri ona sevgi sözcükleri mırıldanıp saçlarını okşayan bir babaya sahip olmadığından emindim.
Her ne kadar annesi onun zayıf noktası ise babası da kilit noktasıydı.
Düşüncelerimden sıyrılmamı sağlayan şey Yoongi'nin başını yavaşça iki yana sallayarak anlamadığım şeyler mırıldanması olmuştu. Alnından itibaren yüzü nemlenmeye başlamış ve huzurlu ifadesi yerine buruşturduğu yüzü kalmıştı.
Onu sarsmamak için yataktan yavaşça doğrulup yarasına baktım, bandajın üzerinde herhangi bir kan lekesi yoktu. Ki bu iyi bir şeydi, onda ağrı ile attığı dikiş patlamış olsaydı tekrar yapmak zorunda kalacaktı.
Yanakları kızarmaya başlamışken elimi uzatıp nemli alnına avuç içimi bastırdım.
Yüzü resmen yanıyordu.
Yanlış anlamış olduğumu düşünüp üzerine doğru biraz eğilmiş ve dudaklarımı alnına bastırmıştım.
Kesinlikle yanlış değildi, ateşi vardı.
Normalin oldukça üzerinde olduğu da belliydi.
Yataktan fırlayıp odamdan çıktığım gibi oturma odasından gelen televizyon sesi ile oraya yöneldim.
Televizyon acıktı ve karşısındaki koltukta Jungkook ve Taehyung koltuğa uzanmış uyuyorlardı.
Televizyonu kapatmayı boş verip yanlarına yaklaştığım gibi Jungkook'u omuzundan dürttüm.
Birkaç sarsılmanın sonunda uyanırken etrafa bakınmış, üzerlerindeki ince örtüyü Taehyung'un üzerine örtmüş ve ayağa kalkıp bir şey söylemeden odama koşmuştu.
Bende peşinden odama girip yanına yaklaştım.
"Ateşi var." Başını sallayıp odadaki pencereye yönelip perdeleri sonuna kadar çekti ve camı açarak bana döndü "biliyorum, vücudu yorgun olduğu için kendini iyilestiremiyor ve kendini daha çok zorlamasına sebep oluyor bu da vücudunda yan etki yapıyor. Ateşini düşürmemiz gerek aksi takdirde halüsinasyonlar görmeye başlayacak. Sabahın ilk ışıklarına kadar bunu başaramazsak onu götürmek zorunda kalacağım."
"Öyle bir şey olursa ben de geleceğim." Omuz silkip elini Yoongi'nin alnına koyup durumunu kontrol etti. "Islak bir şeyler getir. Bez, tişört, havlu hic fark etmez ama hızlı ol." Dolabının kapağını açıp önüme gelen tişörtlerden birkaç tane kapıp odamın yanındaki banyoya gitmek için odamdan çıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE | yoonmin
Fanfiction"Eğer sakin olmazsan anlatacağım hiçbir şeyi anlayamazsın." Jimin her gördüğü şey aklına gelince daha fazla ağlamaya başladığından Yoongi derin bir nefes verip kendini geri çekmeye çalıştı. "Üzerine bir şeyler giymelisin." Jimin Yoongi'nin kalkmasın...