'2.2'

5.4K 579 212
                                    

Motorun iç gıdıklayan sesi kesilip durduğunda başımı sırtından kaldırıp etrafıma baktım.

Baharın tüm güzelligi yer yüzüne dökülmüştü resmen.

Ağaçların çiçeklerinden bir çoğu dökülmüş yeri süslüyorlardı. Biraz ileride üç kişilik bir aile bisikletlerine binmişti ve annesinin arkasında oturan çocuk küçük parmağını etrafa doğrultup sevimli sesler çıkarıyordu. Onların biraz gerisinde kalan genç bir erkek tasmasından tuttuğu köpeği ile sakin bir şekilde yürüyüş yapıyordu. Yaşlı bir çift kendilerini çok yormamak adına normal bir tempoda koşuyorlardı. Herkes mutlu görünüyordu.

Sanırım buraya gelmek için en güzel zamanı seçmiştik.

Biraz uğraşmamın ardından kaskımı çıkardığımda Yoongi elini uzatıp kaskı aldığı gibi motorun üzerine bıraktı. Bir ona birde etrafına bakıp gülümsedim.

Gözlerini kapatan saçlarının arasına elini sokup siyah saçlarını geriye yatırdı ve alt dudağının bir ucunu dişleyip gözlerini kısarak etrafa baktı bir süre.

"Yürüyelim mi?" Sesimi kontrol edip sorduğumda bana bakıp sakince başını sallamasının ardından yanıma yaklaşıp yürümeye başladı. Onunla birlikte bende hareketlenip yanına ulaşınca beraber yürümeye başladık.

Bir şeyler söylemek istiyordum, herhangi bir şey.

Ama sanki biri bunu engelliyormuş gibi ağzımdan tek kelime dahi çıkmıyordu.

Omuzlarının hizasında yürüdüğü için hafifçe sallanan eline yavaşça uzandım, tam parmaklarımı değdireceğim sırada hızla elimi geriye çekip arkamda birleştirdim.

Utanmanın tam sırasıydı sanki.

"Herkes fazla mutlu." Sonunda konuşan kişi o olduğunda neredeyse sevinçten ağlayacaktım çünkü eğer konuşmazsa konuşmayacaktım.

"Bu iyi bir şey." Başını bana çevirip kaşlarını hafifçe kaldırdı. "Yalan söylemek hoş değildir." Etrafımda gülüp eğlenen bir grup gence ve ardından gittikleri yolun yarısında geri dönen yaşlı çifte baktım. "Yalan söylediklerinden nasıl bu kadar eminsin. Mutlu görünmenin yalanı mı olur?"

"Bir insan gülüyor diye mutlu olduğunu söyleyemezsin. Biri ağlarken gülebilir ya da gülerken ağlayabilir. Sizler her zaman iyi olduğunuz hakkında yalan söylüyorsunuz, neden?" Söyledikleri ile beraber az önce göz gezdirdiğim kişilere tekrar baktım.

Şu arkadaşlarının yanında en çok gülen çocuk geceleri ağlarken ailesi onu duymasın diye hıçkırıklarını yastığı ile bastırabilir ya da onun yanındaki sevimli kızın güzel bir gülümsemesi varken ailesi ile arası hiç iyi olmayabilir.

Sanırım biz çok sığ düşünüyoruz. Gülen herkese çok mutlu, ağlayana çok mutsuz diye damgayı basıyoruz fakat Yoongi'nin de söylemek istediği gibi aslında herkes gerçek kendini gizlemek için olmadığı biri gibi davranıyor olabilir.

Hatta olabilir değil, herkes öyle yapıyor.

Daha fazla sorusunu bekletmemek adına gözlerimi etraftan çekip gözlerine sabitledim. "Karşımızdaki kişiyi üzmek istemiyoruz çünkü, eğer üzgün olduğumuzu söylersek ve o kişi bizi seviyorsa bunu kafasına takıyor."

"Sana bencil olmanı söylediğimi hatırlıyor musun?" Asla unutmamıştım. "Hatırlıyorum."

Elini omuzuma koyup beni yönlendirerek bankların olduğu tarafa çekti. "Sözlerimin arkasındayım. Birileri seni mutlu görsün veya seni üzgün görüp üzülmesin diye kendini sıkma. Kötüysen kötü olduğunu söyle. Bu kadarcık bencillikten kimse ölmez."

Mavi, yeşil arası huzur dolu görünen bir banka oturmamı sağlayıp etrafına baktı ve tekrar gözlerim ile gözlerini buluşturdu. "Şimdi senden istediğim tek şey burada beni beklemen ama yanlız kalma. Etrafındaki insan çoğunluğu nereye giderse oraya git ben seni bulurum."

Arkasını döndüğü sırada kolundan tutup tekrar bana dönmesini sağladım. "Nereye gidiyorsun?"

"Eğer beni beklersen daha rahat bir şekilde gezeceğiz, etrafta dolaşan bazı kişileri bulmalıyım sadece dediğimi yap bu yüzden." Kolunu kurtarıp yanından ayrılırken arkasından baktım.

Neler olduğunu anlayamamıştım.

Etrafta kimler dolaşıyordu?

Dahası bu bizi neden ilgilendiriyordu?

Kaşlarım çatık bir şekilde etrafı gözlediğim sırada neden öyle söylemek istediğini anlamıştım sanırım.

Bilekliği yok etmek isteyen vampirler burada olabilirdi. Bu yüzden kalabalık yerlerde durmamı söyleyip yanımdan ayrılmış olmalıydı. Onları bulup icaplarına bakmak için.

Çatılan kaşlarımı düzeltip başımı salladım, başka bir seçenek olamazdı zaten.

Etrafıma bakarken oturduğum bankın sağ tarafında oturup bana bakan bedeni görmem ve irkilip geriye çekilmem aynı anda olmuştu. "Hey, sakin ol."

Rahatsız edici derecede gülümsüyordu ve gülümsemesi korkunçtu.

Biraz daha gerilediğim sırada bankta kayarak yanıma yaklaştı. "Uzaklaşman benden kaçabileceğin anlamına gelmez." Kaşlarımı çatıp ayağa kalkacağım sırada kolumdan tutup tekrar banka oturttuğunda bileklik bulunan kolumu arkama doğru aldım. "Ne saçmalıyorsun?"

"Eğer bana istediğimi verirsen gitmene izin veririm, şimdi beraber bir anlaşma yapalım ne dersin? Ben senin canını bağışlayayım sende bana bilekliği ver." Arkamda duran elime doğru yaslanıp çatık kaşlarımı daha çok çattım. "Canımı alsan bile o bilekliği size vermeyeceğim."

"Fazla mı cesursun yoksa Min Yoongi'ye mi güveniyorsun?"

Cesur değildim, beni tanıyan herkes cesur olmadığımı bilirdi. Bu durumda kesinlikle Yoongi'ye güveniyordum fakat bunu tabii ki bilmesine gerek yoktu. "Sadece defol git."

Hızlı bir hareketle yaklaşıp çenemi sıkıca tuttuğu gibi başımı hafifçe yukarıya kaldırdı. "O bilekliği senden her şekilde alacağımı biliyorsun fakat ben biraz eğlenmek istiyorum." Çenemin acısı yüzünden gözlerim hafifçe buhulanınca geriye çekilmeye çalıştım fakat daha sert bir şekilde sıkıp kendine biraz daha çekti.

Gözüm omuzunun arkasındaki bedene kayınca gözlerimi kırpıştırıp buhulanmasını gidermeye çalıştığımda buhulanma kendini sıcak bir gözyaşına bırakıp yanaklarıma akınca gözüm netliği kazanmıştı ve koşarak bize gelen Yoongi'yi görmemi sağlamıştı. Gülümseyerek ona baktığım sırada sakin olmamı ister gibi göz kırpıp yanımıza yaklaşınca çenemi sıkan vampir arkamda duran elime ulaşmaya çalışıyordu.

Yoongi tam onun arkasında durunca ilk önce işaret parmağını dudaklarına götürüp sessiz olmamı ardından ise avuç içlerini gözlerine kapatıp gözlerimi yummamı istedi. İstediğini yapıp gözlerimi kapattığım sırada küçük bir çığlık duyup istemsizce gözlerimi açtım.

Yoongi önümdeki vampirin başını iki yanından tutup çevirmiş ve boynunu kırmıştı.

Gözlerim kocaman açılırken biri gördü mü diye etrafıma baktım fakat etrafta bizden başka kimse yoktu. Etrafıma dolanan kolların sahibine bakıp Yoongi olduğunu görünce kollarımı kaldırıp ona sardım.

"Sen cesur bir insansın Jimin."







Yanlışım varsa diye şimdiden özür dilerim kontrol edemeden direk atıyorum çünkü (◕‿◕✿)

Birde oylar beni çok üzüyor. Okunma sayısına göre oldukça orantısız.

VAMPIRE | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin