Yarın Yoongi ile güzel bir yer bulabilmek için dolaşıp mekan işini halletmeye çalışacaktık.
Düğünden sonra şatoya gittiğimizde nasıl bir tören yapacağımız hakkında en ufak bir fikrim yoktu.
Anlayacağınız akışına bırakmıştım.
Yoongi kollarını belime sarıp yüzünü saçlarıma gömerek sessizce uzanırken ben de onun kollarının arasında boynunun üzerinden odamdaki küçük cama doğru bakıyordum.
Nasıl bu hale gelmiştik?
Nasıl beni sevmesini sağlayabilmiştim?
Nasıl ona bu kadar tutulmuştum?
Hiçbir sorunun cevabını bilmiyordum. Bildiğim tek şey ne kadar mutlu olduğumdu.
Hayatıma birçok insan girip çıkmıştı.
Her biri beni bir şekilde yaralamıştı, sadece onlar değil ben de yaralamıştım onları.
Her seferinde tamam işte hayatımın aşkını buldum, bu sefer gerçekten çok seviyorum diye yola çıkıp sonunda o çok sevdiğim kişi ile de bir şeyler oluyor ve aramız açılıyordu.
Genelde peşimden koşarlardı, ben ise karşımdaki kişi hoşuma giden biri ise kabul ederdim.
Her seferinde birilerinde gerçek aşkı aramış ve her seferinde bulduğumu sanmıştım.
Fakat her defasında olduğu gibi yine yanılmıştım.
Gerçek aşk sandığım hislerin sadece hoşlantıdan ibaret olduğunu ise hayatımda ilk kez birinin peşinden koşmaya başlayıp, onu kendime aşık etme çabalarına girdiğimde anlamıştım.
Eskiden yaşadığım hislerden daha güçlü bir histi çünkü.
Eski sevgililerimin yanında iken veya bana dokunduklarında heyecanlanmayan ben Yoongi sadece bana baksa bile heyecanlanıyor ve elim ayağım birbirine giriyordu.
Hayatım boyunca hiç kıskanç bir insan olmamıştım.
Arkadaşlarımı olsun, sevgililerimi olsun hiç kimseyi yanında biri var diye kıskanmamıştım fakat Yoongi'nin yanında herhangi birini görsem kalbim göğüs kafesimi hızla dövmeye başlıyor ve sinirleniyordum.
Başkasına bakmasını, gülmesini, dokunmasını görmek beni deli ediyordu.
Bunca senelik hayatımda bana sahiden ilklerimi yaşatıyordu.
Gerçek aşkı, sevgiyi, kıskançlığı kısaca bir çok hissi bana yaşatmayı başarmıştı.
Geceleri onun ile beraber uyuyup sabah uyandığımda ilk gördüğüm yüzün onun olması kadar güzel bir his yoktu.
"Yoonie?" Ona böyle seslenmeyi seviyordum. Her ne kadar birçok kişinin saygı duyduğu, korktuğu ve daha bir çok farklı duygu beslediği kişi olsa da o benim için koruyucu bir melek gibiydi.
Koruyucudan daha da ötesiydi aslında, o benim için her şeydi.
Ailem, sevgilim, arkadaşım, koruyucum, evim, yatağım... her şeyim.
"Efendim sevgilim?" yüzünü saçlarımın arasından kaldırınca başımı yukarıya kaldırıp gözlerimizi buluşturdum.
Öyle güzel bakıyordu ki, bakışlarının altında eziliyordum.
Kimse kimseye böyle bakmamalıydı.
Kimse kimsenin gözlerinin içine karşısındaki kişi dünyanın en kıymetli şeyiymiş gibi bakmamalıydı.
Çünkü karşısındaki kişi bu bakış karşısında yanardı.
Aynı benim yandığım gibi.
Ben aşkı beyaz tenli bir adamın gözlerinde yakalamıştım.
"Sadece iyi geceler demek istemiştim" sevimli kıkırtısı kulaklarıma ulaştığında ben de gülümseyip alnımı boynuna doğru yasladım. "İyi geceler güzelim." Dudaklarımı hareket ettirip boynuna masum bir öpücük bıraktığımda kollarını belime daha sıkı sarıp saçlarımın arasına dudaklarını bastırdı.
Tamamlanmıştım, işte şimdi uyuyabilirdim.
...
Sabah olduğunda Yoongi saçlarım ile oynarken yanaklarımdan öpmüş ve uyanmam için anlamlandıramadığım bir çok kelime fısıldamıştı kulağıma.
Bir türlü uykum açılmayınca beni kucağına alıp banyoya sokmuş ve lavabonun önüne getirerek avucuna aldığı suyu yüzüme doğru fırlatmıştı.
Yüzüme aniden çarpan soğuk su ile kendime gelip Yoongi'nin boynuna sarıldığımda gülerek elini uzatmış ve açtığı musluğu kapattıktan sonra diğer kolunu da belime sarmıştı.
"Yoongi ne yapıyorsun ya!" Sesli bir şekilde gülmeye devam ederken banyodan çıkıp beraber yattığımız odamıza geri adımlamıştı "bir türlü uyanmadın" ıslak yüzümü omuzuna doğru silerken yatağın üzerine oturup beni kucağına oturtmuş ve tişörtünün altını kaldırarak yüzümü tam anlamı ile silmişti.
"İnsan böyle uyandırılır mı?" Avuç içlerini yatağa doğru bastırıp hafifçe geriye eğildi "ben öperek uyandırıyordum seni ama uyanmadın Jimin" ilerek atılıp dudaklarından öptüğümde gülümseyip kalçama doğru vurdu "hadi daha çok işimiz var"
Aklıma yine düğün işleri dolunca heyecanlanıp kucağından kalktığım gibi dolabımın önüne geçip giyinecek bir şeyler buldum ve yatağın üzerine bırakıp Yoongi'ye döndüm "kalbim çok hızlı atıyor Yoongi, o kadar heyecanlıyım ki"
Aynı şeyleri hissettiği söylerken üzerimize düzgün şeyler giyip aşağıya inmiştik.
Koltuklardan birine oturup mutfağa giren Yoongi'yi beklerken telefonum ile uğraşıyordum.
Çok geçmeden Yoongi elinde sandviç ile gelip elindekini bana uzattı "hadi çıkıyoruz, şimdilik bunu ye sonra beraber yemeğe gideriz." Sandviçten bir ısırık alıp ayağa kalkarken gülümsedim ve onu onaylamak başımı salladım.
Beraber evden çıkıp Yoongi'nin motoruna bindiğimizde ben yine onun önünde oturuyor ve elimdeki sandviçi yemeye çalışıyordum. Rahat yiyebilmem için ara sokaklardan yavaşça geçerken elimdeki son dilimi ağzıma atıp sırtımı iyice göğsüne yasladım.
"Yoongi şu sana bahsettiğim yere gidelim öncelikle, onlar genellikle düğünleri sahil kenarında yapıyorlar." Kısaca başını sallayıp ana caddeye çıktığı gibi gaza yüklendiğinde gülümsemiştim.
Kısa sürede söylediğim yere vardığımızda adamlarla konuşmuş ve başka bir mekana geçmiştik.
Gün boyunca birçok yer gezip yorulmuştuk ve en sonunda güzel bir yeri beğenip orayı bir geceliğine kiralamıştık.
O kadar koşuşturmadan sonra yemek yemek için bir yere gelmiş ve şu anda karşılıklı oturmuş etlerimizi yerken arada şaraplarımızdan büyük yudumlar alıyordu.
"Her şey o kadar hayal gibi geliyor ki sanki biri beni dürtecek ve ben de bu rüyadan uyanacakmışım gibi hissediyorum" masanın üzerinden uzanıp elimi tuttuğunda bakışlarım yumuşamıştı "tüm bunlar rüya olamayacak kadar güzel Jimin, endişe etme her şey istediğimiz gibi gerçekleşecek."
Tamam tamam sonraki bölüm düğün ondan sonra da ÖHÖM
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPIRE | yoonmin
Fanfiction"Eğer sakin olmazsan anlatacağım hiçbir şeyi anlayamazsın." Jimin her gördüğü şey aklına gelince daha fazla ağlamaya başladığından Yoongi derin bir nefes verip kendini geri çekmeye çalıştı. "Üzerine bir şeyler giymelisin." Jimin Yoongi'nin kalkmasın...