Merhaba, Temas ailesi biz geldik;)
Nasılsınız?
Sizlerden bol bol yorum ve beğeni bekliyorum. Birlikte kocaman bir aile olabilmemiz için desteğiniz şart...
Keyifli okumalar diliyorum;))
Bazen durduk yere huzurunuzu kaçıranlar olur. Sizin varlığından bile haberdar olmadığınız yabancı eller, boğazınıza yağlı bir urgan geçirir ve nefesinizi keser. Siz o yağlı urgandan kurtulmak için ne kadar çabalarsanız çabalayın o yabancı eller sizin kâbusunuz olmaya devam eder; sanki başka derdiniz yokmuş gibi.
Kapısına kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından zarf bırakılıyor, tehdit kokan yazılar yazılıyor ama İlkem Öğretmen, bunun nedenini bir türlü çözemiyordu. Acaba tehdit mesajları babasına mı yoksa babasının üzerinden kendisine mi yapılıyordu? Sürekli bunu düşünüyor bir cevap bulamayınca da kısır döngüye giriyordu.
Zaman su yüzündeki köpük gibi akıp giderken kâbusu andıran o olaylı günün üzerinden tamı tamına bir hafta geçmişti. Zaman geçip gitmişti ama o günden sonra da hiçbir terslik olmamıştı. Bu İlkem Öğretmene, rahat bir nefes aldırırken diğer taraftan da sabırsızlıkla tayin dilekçesinden cevap bekliyordu. Biliyordu bu işler öyle hemencecik olmazdı ama onunki de bir umuttu işte...
Saatin tik takları birbiri ardına vururken ömürden gün çalmaya devam ediyordu. Zaman acımasızdı ömrümüzden günlerimizi çalarken. Acımasızdı yaşam bizi sollayıp geçerken. Günler görünmez bir el tarafından domino taşları gibi birbiri üzerine devrilirken, İlkem Öğretmen'in tayin başvurusu üzerinden tam olarak iki hafta geçmişti ama hala bir haber yoktu.
Bu sabırsız bekleyiş İlkem'i hayal kırıklığına sürüklüyor her yenilgi gibi tayin konusunda da yenildiğini düşünüyordu. Tayin dilekçesini verdiği gün yaşadıkları ise bir daha tekrar etmemişti, en azından bu konuda içi rahattı; ya da kendisi öyle sanıyordu...
Mevsim sonbahar aylardan eylülün üçüncü haftasıydı. İlkem, gözlerini yepyeni bir pazartesi gününe aralarken saat 8.30. gösteriyordu. Hala raporlu olduğu için tatilde sayılırdı ama alışkanlıktan olsa gerek her zaman erken kalkma gibi bir huyu vardı. Bu sabah uyanmak için geç bile kalmıştı.
Yatağından kalktı yana kaymış pijama üstünü düzeltti, dizine doğru toplanmış paçalarını bacaklarını sallayarak aşağı inmesini sağladı. El parmaklarını birbirine geçirip kollarını esnetirken pencereye doğru yöneldi. Pencere önüne geldiğinde tül perdeyi sol eliyle yana kaydırdı boşta kalan diğer eliyle de pencerenin sağ kanadını açtı.
Hava parçalı bulutuydu fakat öyle yağmur bulutuna benzemiyordu gökteki beyaz bulutlar. Sonbaharın gelmesiyle bahçedeki ağaçların yaprakları hafiften renk değiştirmeye başlamıştı ama buralarda ağaçlar yapraklarını geç dökerdi. Öyle karasal iklimdeki ağaçlar gibi erkenden sararıp solmazlardı, inadına direnirlerdi mevsim değişikliklerine.
Başını camdan dışarıya çıkararak sabahın bakir havasından bolca çekti ciğerlerine. Aklına gelen şeyle telaşlandı. Bu sabah kahvaltıya misafiri vardı, hemen hazırlık yapması gerekiyordu; nasılda aklından çıkıp gitmişti. Neslihan Hanım, dün akşam aramış haber vermişti kahvaltıya geleceğini. Üstelik dakik bir kadındı dediği saatte gelirdi.
![](https://img.wattpad.com/cover/190161884-288-k483283.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SICAK TEMAS
Teen FictionElleri bornozun kuşağına giderken bütün uzuvları titriyordu. Hala gözleri kapalıydı. Kuşağı çözdü bir omuz hareketiyle bornoz bedeninden kayarak ayakları dibine düştü. Her dokunuş ruhunda sarsılmalara neden oluyor, parmak uçları göğüs çevresinde da...