Yüzleşme B-22-

540 25 23
                                    

Bölüm.22. Yüzleşme

Temas ailesi yeni bir bölümle geldim.

Umarım severek okursunuz.

Oy vermeyi ve satır arası yorum bırakmayı unutmayın lütfen.

Keyifli okumalar...

Hatıraları zihnimizde capcanlı tutan şey onlara verdiğimiz değerdir. Bu değer acısıyla tatlısıyla bir bütündür esasında. Bunun yanı sıra beyin denen mekanizma öyle değişik bir organdır ki; bana göre mutlulukların ömrünü kısa tutarken acıların ömrünü uzatıyor. Mutluluk denen olguyu kısa sürede diplere gömerken acıyı hafızamıza canlı tutuyor. Kim bilir beklide canını yakan eylemlerin bir daha tekrar etmesini istemediği için sürekli güncel tutuyordur. Biraz düşününce bu daha mantıklı geliyor insana. 

Ömür, öne doğru eğdiği başını kaldırıp bakışlarını arkadaşlarının yüzünde gezdirdi. Bakışlarında gözle görülür bir şeklide kahır vardı. Elbette onlara kahırlanmakta haklıydı. Geçmiş zamanda dört arkadaş birbirlerine sözler vermişlerdi tutulmak üzere; ama yaşamın ters-düzü verdikleri sözleri unutturmuştu onlara…
İlkem, vefalı arkadaşını daha fazla bekletmek istemedi. Onun gözlerinin ta içine bakıp gülümserken, “Bizim ağacımız, yani çınar ağacı…” dedi.
Genç kadının verilen sözü hatırlaması Ömür’ü sevindirmişti fakat hala çehresinde bir burukluk vardı. İlkem’e gülümserken bile dudaklarının kenarına minik bir kinaye yerleşmişti.  Sanki bir tür hayal kırıklığı yaşıyor gibiydi. Belli ki ilk hatırlayan Sude, olsun istiyordu.

Genç adamın, kelimelere yüklediği sitem dudaklarının kıvrılmasına neden olmuştu. “Evet, doğru. Bizim ağacımız, çınar ağacı. Hep birlikte diktiğimiz çınar ağacı. Hani o minicik fidanı diktiğimiz gün birbirimize sözler vermiştik? Büyüdüğünde her yıl gelecek gölgesinde anılarımızı paylaşacaktık. Hani dostluğumuzu ve arkadaşlığımızı pekiştirecektik? Görüyorum ki; herkes verdiği sözü unutmuş.” Ömür, geçmişi hatırlatmak isterken öyle bedbaht görünüyordu ki; susarken bile gözlerinde elem vardı.

İlkem, arkadaşının hatırlatmalarını dinlediği sırada tuttuğu nefesi geri bıraktı ve gözkapakları birbiri ardına kapandı açıldı. “Evet, hatırlıyorum, cidden o gün orada birbirimize sözler vermiştik ama hiçbirimiz verdiğimiz sözü tutamadık. Bu biraz da bizlerin elinde olan bir şey değildi. Hayat oradan oraya savurdu bizleri.
Sude, susmuş onları dinliyordu. 

Ömür, yine sözlerine kinaye yüklemişti. “Galiba ben bu buluşmayı fazla abartmışım. Biliyor musunuz, ben yıllarca o günün hayalini kurdum ve bu hayalle yaşadım. Bir çocuk gibi baktım büyüttüm o küçücük fidanı. Belki bir gün verdiğiniz sözü hatırlar da gelirsiniz diye. Belki gelirsiniz de birbirimizle yeniden görüşme fırsatımız olur diye…” 
Ömür’ün kahırlı sözleri ortamın sıcak havasını anında dağıtmıştı.

İlkem, tane tane ama arkadaşının gönlünü almak için alttan alarak konuşmaya başlamıştı. “Haklısın arkadaşım, hem de yerden göğe kadar haklısın. Sözler veriliyor ama maalesef tutulmuyor. Biliyor musun, biraz önce de değindiğim gibi bu bizlerin elinde olan bir şey değil. Hayat adil değil çünkü.”

Ömür’ün konuşmak için dudakları aralandığında bakışları hayali bir noktaya bakmaya başladı. “Belki verilen sözleri tutmak elde değil ama sizler gidendiniz ben kalan. İnanın bana kalmak gitmekten daha zordu.” dedi.
Sözlerinin bitiminde karizma çocuk, parmak uçlarıyla saçlarını karıştırdı. Bu hareketi havasına hava katarken Sude, hayranlıkla ona bakıyordu. Ömür, işaret parmağıyla Sude’yi ve İlkem’i göstererek. “Bak şimdi bir aradayız ama hala verdiğimiz sözü yerine getirmedik. Sürekli bahanelerin arkasına saklanmak yerine bazen de verilen sözleri tutmak için birazcık çaba gerekir.”

SICAK TEMASHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin