Bölüm 41

1.6K 115 7
                                    

Arkadaşlar neredeyse her bölüme "Yeni bölüm ne zaman?" yazıyorsunuz diye bir açıklama yazmak zorunda hissettim kendimi. Yeni bölümleri her gün koyuyorum merak etmeyin. Zaten bu bölümü saymazsak 3 bölüm kaldı, bu yüzden yeni bölüm ne zaman diye sormanıza gerek yok, her gün koyuyorum. İyi okumalar tekrardan. ^^

...

Birkaç sahte kırık kemik filmiyle birlikte mahkemeye çıkarıldım, ajan bana nefret kusuyordu resmen. Hatta kendini o kadar rolüne kaptırmıştı ki bir an ben bile ona çarptığıma inanacaktım. 
"Bu adamın hapse tıkanmasını istiyorum!" dedi ağzından tükürükler saçarak. Bu adam gerçekten aktör olmalıydı. Harika oynuyordu. 
Hakim ajana ve bana garip bir ifadeyle baktı, ajan tekerlekli sandalyede, gösteriş amaçlı sarılmış bandajlarla oturuyordu. Ben ise ayakta hiçbir şey söylemeden duruyordum.
"Tüm anlattıkları doğru mu, bir itirazın var mı?" diye sordu bana bakarak.
Başımı öne eğip suçlu gibi görünmeye çalıştım ve "Evet anlattıkları doğru." dedim.
"Suçlunun 10 günlük hapsine karar kılınmış, ajana 500 dolar ödeme cezasına çarpılmıştır." dedi tokmağını masaya vurarak.
Ajan uzun uğraşlar sonunda beni Ronald'ın (şu aptal katil bozuntusunun) olduğu hücereye koyabilmişti. Hemen oraya sevkedildim. 
Kapıdan girdiğim gibi tüm gözler bana dikildi, iri bir adam önüme geçip sağ kaşını kaldırdı ve küçümser bir ses tonuyla "Olayın nedir?" diye sordu, soruyu anlayamamıştım.
"Ağır bir ceza değil, ağır bir suç işlemedim." dedim adama bakarak. Adam önümde durup bana bakmaya devam etti. Ben ise çantamı alıp boş bir yatağa geçtim. 
"Bu adam..." diye titreyen bir ses duydum. "Bu adam beni... Aman tanrım!"
Ona baktığında Ronald olduğunu gördüm. 10 günlük hapis yaşamımda biraz itibar ve saygı kazanma fırsatım vardı. Ona bakıp gülerek "Şimdi beni burada öldürmeye çalışsana?" dedim.
O iri adam elini Ronald'ın omzuna koyarak beni işaret etti "Bu adam sana ne yaptı Ron?" diye sordu. 
Birden cesaret hapı yutmuş biri gibi ayaklanıp "Ben anlatayım." dedim. "Yanlış adama bulaştı. Beni öldürmeye çalıştı. Ve üzerimde bir bomba varken bana ateş edemeyecek de korkaktı." Ronald'a dönerek "Kiralık katil değil, satılık bir korkaksın!" diye bağırdım.
İri adam bir adım geri atarak yanındaki adama "Bu adam kim?" diye sordu. Yanındaki adam kafasını salladı 'bilmiyorum' anlamında. İri adam yutkunup elini uzattı "Ben Sam, burada bana Sam amca derler." dedi. "Dostça geçinmek isterim seninle. Bir sorun istemeyiz, olursa da gel bana."
Dalga geçer gibi gülümsedim ve uzattığı eli sıkmadan iki adım geri attım "Bana sorun yaratacak biri için sana ihtiyacım yok, çünkü benimle sorunu olacak birisi, sonradan kendi sorunlarını yaratacak olan kişidir."
Adamın korktuğu yüz ifadesinden belliydi. Ronald Sam'e bakarak "Bu adamı hallet, canına oku!" diye bağırdı. "Hadi Sam amca korkuyor musun yoksa? Sana diklenen bir insanın böyle dedikleriyle yanına kalmasına izin mi vereceksin?"
Sam birden cesaretlenip omuzlarını silkeledi ve eliyle 'gel buraya' işareti yaparak yumruklarını kaldırdı. O an biraz korkmuştum ama bunu yüz ifademe yansıtmadım. Yatağıma uzanıp "Rahat bırak beni." dedi. Daha da yakınıma geldi, ve tekrardan aynı 'gel' işaretinden yaptı. Ayağa kalkıp elimi omzuna koyarak "Bak, ufaklık." dedim dalga geçerek -ki adam neredeyse benim iki katımdı. "Buradan bir gün çıkacaksın. Ve eğer bu tarz davranışlarına devam edersen, hapishaneden çıktığında aldığın ilk nefesin, ayrıca senin son nefesin olur. Anlatabildim mi?"
Korkarak geri çekildi. Onlara dahiyane bir suçluymuşum hissi verdim. Ki bu beni 10 gün idare ederdi. Tekrardan yatağıma yattım.

PrygtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin