Uyandığımda biri adımı sesleniyordu. Ellerime kelepçe takıp beni bir odaya getirdi. Odada ajan vardı, etrafı inceliyor, kamera veya bir dinleme cihazı tarzı bir şey var mı diye bakıyordu. Beni görünce kapıyı kapatmamı söyledi.
"İstediğin şeyi getirdim." dedi. "Üzerinde risin yazan küçüp bir tüp değil mi? Şey... Biraz tuza benziyordu."
"Evet o." dedim ve elimi uzattım. "Şimdi, Ronald'ı halletme işini bana bırakabilirsin. Aynı koğuştayız zaten. Ancak kadını nasıl halledeceğim? Tamam yan koğuşta ulaşılması kolay gibi, ama aslında değil."
"Sana biraz 'devlet hizmeti' tarzı gereken şeyler yaptıracağım." dedi ayağa kalkarak. "Yani kantindeki acemi çıraklardan biri olacaksın. Getir götür işlerini yapacaksın. Tek çırak olacak, bu yüzden o kadının içeceğine o halt her neyse ondan atabilirsin. Ama bilmiyorum, senin burada olduğunu henüz bilmiyor. Eğer öğrenirse şikayette bulunur."
"Benim yerime başka bir çocuk yollarsam o zaman içeceğinden şüphelenmez." dedim. "Bunu da ayarlayabilirsin herhalde değil mi?"
Bir iç geçirip "Tamam." dedi.
Tam o sırada kapı çalındı, birisi kapıyı açıp "Tom'a telefon var, PDAM şirketinden aradıklarını söylüyorlar."
O sırada ne olduğunu bilmiyordum, ajanla el sıkışıp odadan çıktım. Koridorun sonuna kadar yürüyüp telefona baktım. "Evet?" diye telefonu açtım.
"Tom." dedi adamın biri, bu ses garip bir şekilde tanıdık geliyordu. "Biz Prygton deneyini yürüten doktorlarız. Adlarımızı söyledik mi hatırlamıyorum ama hatırlamayacaksın zaten. Birileri bana senin Marie'yi zehirlemeye çalıştığını söyledi. Tom, bunu yapmaman senin için en iyisi olacak."
Bir an şok geçiriyor gibi oldum, kekeleyerek "N... Ne?" diyebildim ancak.
"Edgar bulduğu her deneyi kullanmıştı, bilmiyorsun diye söylüyorum." dedi. "Adam akrabaları dahil herkesi kullandı. Çocuğu olsa onu bile kullanırdı... Her neyse! Yani şu bahsettiğimiz Marie vardı ya, onun üzerinde de kullandı. Şuan o 2. aşamada ve eğer ona risin verirsen de işe yaramayacak. Neden işe yaramadı diye sormaman için bunları sana söylüyorum."
Tanrım, ne biçim oyunlar dönüyordu burada? Aklımda binlerce soru vardı ve hepsini sormaya kararlıydım. "Bunu yapacağımı size kim söyledi?" diye başladım. "Ayrıca Edgar bana niye bundan bahsetmedi, eğer bu kadının mirası almaya çalışacağını, ve hatta bunu yapmak için katil bile tutacağını neden söylemedi?"
"Tom beni dinle." dedi ısrarcı bir ses tonuyla. "Bak şimdi. Daha dün elime geçirdiğim bir mektupta Edgar'ın adı yazıyordu. Ölmeden önce yazdığı bir mektup. Yani her şeyi planlamış, misyonu da şu; şu kadın hariç Prygton projesine katkısı bulunan herkesin güvenliğini sağlamak. Devlet bunu umrusamıyordu. Edgar bunu kendisi yapmayı planlamış. Yani yaşayan deneklerin ismini ölen deneklerinkiyle bile değiştirmiş, sırf onların güvenliklerini sağlamak için. Bu adamı seviyorum... Bak anlatmak istediğim şu, Marie olayını da planlamış, ona verdiği deney ilaçları onu en az risin kadar iz bırakmayan bir zehirle karıştırılmıştı. Etkisi uzun sürüyordu sadece. Bir ay kadar, ve verdiğinin üzerinden 25 gün geçmiş. Birkaç gün sabredersen doğal yollardan ölecek."
Hislerimi anlatmak istemiyorum, çünkü o an aklımdakileri biri okumaya çalışsaydı bu bir intihar girişimi olurdu. Aklıma takılan ilk soruyu sordum "Benim yapacağım şeyi size kim söyledi?" diye tekrarladım.
"Tesadüflerin ardı arkası kesilmiyor, sanki tüm kaderi Edgar çizmiş gibi." dedi adam. "Şu ajan var ya, o da deneklerden biriydi."
Gülerek "Bu Edgar tüm şehri denek olarak mı kullanmış tanrı aşkına?" dedim.
"Hayır, sadece çok iyi bir dikkatle ayarlanmış." dedi. "Nasıl bir beyni var bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum. Ama eğer onun koyduğu kurallara göre oynarsak, güvendeyiz."
İç geçirip "Ne yapmam gerekiyor?" diye sordum.
"Marie'yi bırak, sen bu akşam üstü o katili zehiremeye çalış." dedi. "Sonra da hapis sürenin bitmesini bekle yoksa şüphe çekersin. Kalp krizi olarak görünecektir. Merak etme ben kontrol ettim, Ronald denek olarak kullanılmamış. Hapse girerken alınan kan tahlilinde de Prygton saptanmadı. Sen bu akşam işi bitir, ama Marie'ye dokunma."
Tekrardan iç geçirdim ve "Teşekkür ederim..." diyerek telefonu kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prygton
Science FictionAmerika hükümeti ülkenin en iyi bilim adamlarını ve cerrahlarını toplayarak bir deney başlatılar. Deneyin amacı, bir ilaç yardımıyla, deneklerin beyinlerini tüm kapasiteyle kullanmalarını sağlamak. Ancak sonrasında içlerinden birinin "Bu insanlar b...