Bölüm 11

4.1K 254 32
                                        

Gazetede bana uygun hiçbir meslek bulamadım. Temizlikçi, hademe, taksi şöförlüğü ve veterinerlik mi? Dalga geçiyor olmalılar...

Her neyse ki tam o sırada telefon çaldı, arayan doktordu. 

"Tom, ben Edgar." dedi. "Nasıl gidiyor?"

"İş bulmam gerekiyor, gazete ilanlarına bakıyordum." dedim. 

"Bahsettiğim o değil." dedi. "Herhangi bir baş ağrısı veya fiziksel değişim var mı?"

"Sanırım hayır. Ve o şeyi de kontrol altına alabiliyorum artık." dedim. "Ama cidden, iş bulmam gerekiyor. Yoksa devlet ajanları gelip beni öldürmeden önce açlıktan öleceğim."

"Senin tek derdin iş olsun Tom, onu hallederim ben." dedi gülerek. "Yanımda asistan olarak çalışabilirsin."

"Asistan mı?" dedim şaşkın bir ses tonuyla. "Tam olarak ne yapacağım ki?"

Bir sonraki gün eldivenlerimi giyip hastaneye gittim, Edgar beni kapının önünde karşıladı. Ardından "Tüm işlemleri hallettim ben, aylık 900 dolar alacaksın. Sabah 10'dan, öğlen 6'ya kadar. Tamam mı?"

Başımla onaylayarak hastaneye geçtim. Doktor beni çoğu kişiyle tanıştırdı. Ne yapıyordu bu, dikkat çekmeye mi çalışıyordu? Her neyse, onun öyle bir şey yapmayacağını biliyordum. En azından güveniyordum biraz da olsa. 

Doktorun odasına girdik birlikte. Düzenli bir odaydı. "Mesain başladı, ilk görevin kapıyı kilitlemek." dedi.

Aklıma türlü türlü bel altı şakalar geldi, ancak yine de dediğini yaptım. "Kapıyı kilitletme sebebin bana taciz edecek olma değildir umarım." dedim gülerek. 

"Ciddileş Tom." dedi gözlerini kısarak. "O sana çarpan kamyonu süren şöförü hatırlıyorsun değil mi? O adam, sen evinin önünde bayıldığında da seni hastaneye taşımıştı. Benim biraz kafam karıştı. Eğer o adam ajanlardan biriyse, neden orada durup seni öldürmedi ki?"

"Toplumun içinde dikkat çekmek istememiştir belki de, ben olsam ben de öldürmezdim." dedim.

"Ama..." dedi ve biraz durakladı. "Sana çarpan kamyon şöförünün evinin önünde bulunması ne kadar tesadüf olabilir? Seni takip ediyor Tom. Bu yüzden buralarda dolaşman en iyisi. Ve merak etme, hükümet dedikodularını biliyorum. Seri katile görevini verirler, sonra da bu işin peşini bırakırlar. Biraz fazla güveniyorlar. Demem o ki eğer bu seri katili öldürebilirsen, hayatın tehlikede olmayacak."

"Huh, rahatladım bir an. Ama bir sorunumuz var." dedim alaycı bir ifadeyle. "Beni öldürmeye çalışan birini nasıl öldürebilirim?"

"Bir çok yolu var." dedi Edgar gülerek. "O seni takip ediyorsa demek ki sürekli yakınında bulunacak. Etrafına bak. Ama seni yalnız bırakamam. Bunu al, yanında bulunsun." 

Bana bir silah vermişti. Biraz dikkatsizdi sanırım, hastaneye silah getirmek de neyin nesiymiş? Her neyse, o ne kadar dikkatsizse ben de o kadar umursamazdım. Silahı aldım ve belime koydum.

"Pekala, asistanım." dedi gülümseyerek. "Şimdi kapıyı açabilirsin."

PrygtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin