Bölüm 15

3.8K 221 18
                                        

Dreamer 10 bin olduğundan dolayı bir hediye olarak her hikayeme bir bölüm koymaya karar verdim bugün. Lafı uzatmadan, iyi okumalar diliyorum! ^^

...

Eve gittiğimde olayı unutmaya çalıştım. Öteki gün başka bir şeyler düşündüm. Hastanenin yolunu tuttum yine.

Hastanenin kapısından girdiğim gibi Doktor Edgar iki adama beni işaret ediyordu. "İşte orada!"

Neler oluyordu? Adamlar birden silahlarını doğrulttular. Bakın, eğer isteseydim onları etkisiz hale getirebilirdim. Ama alışık değilim ki. Adamlar silahlarını bana doğrulttuğunda ellerimi havaya kaldırdım. Adamlardan biri silahını ateşledi. Ayağıma. Acı içinde bağırıp yere kapaklandım. Ardından biri gelip koluma bir iğne batırdı. Birkaç saniye içinde gözlerim karardı. Gözlerimi açtığımda bir hücredeydim. Daha neler olduğunu anlayamıyordum. Ellerim bayağı bayağı zincirlerle bağlanmış, bir de en kalınından eldiven takılmıştı. Gözlerimi açtıktan sonra neler olduğunu anlamaya çalıştım.

Ama buna fırsat bile bulamadan kapı açıldı, adamın biri girip "Tom Hawkins?" dedi. Başımla onayladım. "Jesse Kendirck'i öldürmeye teşebbüsten hücre hapsine mahkumsunuz. Birazdan mahkemeye gideceksiniz. Sessiz kalma hakkına sahipsiniz. Söylediğiniz her şey mahkemede aleyhinize delil..."

Adamın daha çok konuşmasına fırsat vermeden "Bir dakika neler oluyor?" diye bağırdım.

"Doktor Edgar Jesse'yi öldürmeye çalışanın siz olduğunu söyledi." dedi adam, her şey rayına oturuyordu. Adam bana ihanet etmişti. Ama neden? Konuşmaya devam etti. "İçkisine fare hapı attığınızı söylüyor."

"Bir dakika..." dedim. "Bak, Jesse benim en yakın arkadaşım. Onu neden ben öldürmeye çalışayım ki? Hem zaten... Doktor bana onun öldüğünü söylemişti zaten."

"Görünüşe göre yalan söylemiş." dedi. "Hükümetin gizli saklı sebeplerinden dolayı ellerinizi zincirlemek ve eldiven takmak zorundaydık. Emir kuluyum ben de. Neden bilmiyorum. Her neyse."

Bir şey söylemem fırsat vermeden koluma bir iğne batırıp beni bayılttı. Gözlerimi açtığımda bir mahkkeme salonundaydım. Gerçek anlamda aklımı kaçırmaya başlıyordum. Neler oluyordu?

Sağ tarafımda Doktor Edgar vardı. Gözümü açtığım gibi ilk onu gördüm zaten. Sol tarafımda da Jesse. Edgar'a dönüp "Bunu neden yaptın?" diye bağırdım.

"Bana geldiğinde içkiliydin." dedi doktor. "Ve yalan söyleyemedin. Onu zehirlediğini ve pişman olduğunu söyledin. Geldiğinde nabzı atmıyordu. Ama kendi yöntemlerimi kullanıp onu resmen İsa gibi hayata döndürdüm. Fare zehri mi? Ciddi olamazsın. Umarım müebbet hapis alırsın seni aşağılık herif!"

Gelmiş geçmiş tüm dinlerin kitaplarını getirin onların üstüne yemin ederim ki, aklımı kaçırdığımı sanıyordum. Belki de rüya görüyordum. Hayır... Bu tamamen gerçekti. 

Madem doktor bana böyle bir oyun oynamıştı. Nedenini öğrenmeden tek kelime konuşmayacaktım. Ama eğer sessiz kalırsam müebbet yerdim. Doktor Edgar da gelip benimle konuşacak değil ya? Tüm gerçekleri dökmeliydim. Sırasıyla.

Aklımı toparlamalıydım öncelikle. 

>Doktor Edgar bana Jesse'nin kiralık katil olduğunu ve öldürmem gerektiğini söyledi. Bana risin verdi. Ama burada 'fare zehri' diyor. 

>Risini araştırmıştım ve gerçekten de önlenemez bir zehirmiş. Ama doktor ne yaptı da risin verilen bir insanı iyileştirdi? 

>HER ŞEYDEN ÖNCE... Doktor bana neden ihanet etti? Amacı ne bu adamın? Bana yardım etmek değil bu kesin. 

Tüm bunları düşünürken hakimin sesini duydum. Klasik giriş cümleleri. "Bla bla Tom Hawkins yargılanacaksınız bla bla..." 

Onu dinlemedim bile. Konuşmasını bölüp "Doktor Edgar'la özel olarak görüşmek istiyorum." dedim.

"Böyle bir şeye izin verebileceğimi sanmıy..." 

"Eğer..." dedim. "Onunla konuşmama izin veriseniz, o zaman tüm gerçekleri itiraf edeceğime yemin ediyorum. Her şeyi, neler olduğunu. Gerçekleri duymak istemiyor musunuz? Jesse'ye sorun. Onu öldürmeyi neden istemiş olabilirim ki?"

Jesse'ye dönüp sordum. "Jesse ben seni neden öldürmek isteyeyim?"

Bilmiyorum - anlamında başını salladı. Hakim en sonunda bana izin verdi. Doktora öfkeli bakışlarımı hakimden gizlemeye çalıştım. Ama sonunda Edgar hakime bakıp "Sayın hakim bey, bu adamı böyle bağlamanız gösteriyor ki bu adam çok tehlikeli şeyler yapabilir." dedi. "O yüzden onunla yalnız görüşmek benim güvenliğimi tehdit ediyor. Bu görüşmeyi kabul edebileceğimi sanmıyorum. Eğer mümkünse böyle bir görüşmenin gerçekleşmemesini tercih ederim. Tek tanığınızı kaybetmek istemezsiniz değil mi?"

Hakim doktordan şüphelenmeye başlamıştı. Garip davranıyordu, bunu ben bile anlayabiliyordum. En sonunda "Kabul edildi." dedi. "Tom Hawkins. Eğer sessiz kalma hakkını kullanacaksan, hayatın boyunca ağırlaştırılmış hapis yatacaksın o hücrede. Pazar günleri hariç hiçbir zaman dışarı çıkamayacaksın. Ama eğer tüm olanları hiçbir yalansız anlatırsan... O zaman cezanı hafifletebiliriz. Doktor güvenliğinden şüphe ettiği için görüşmeye izin veremem. Ne diyorsun? Anlatacak mısın, yoksa sessiz mi kalacaksın?"

Cidden o an başımdan aşağı kaynar sular döküldü gibi hissettim. Her şey aleyhime gidiyordu. Her şeyi anlatmaya karar verdim. "Peki, anlatıyorum." dedim. Tam o sırada Jesse söz hakkı isteyip, tüm davayı değiştiren bir şey söyledi...

PrygtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin