Bölüm 31

2.3K 135 5
                                    

Saatler sonra iyi haberi aldım. Jesse artık yürüyebilecekti. O kadar rahatlamış, o kadar mutlu olmuştum ki o an sarılabildiğim ilk kişiye, yani doktora sarıldım. Ardından Jesse'nin alındığı odaya girdim direk. İzin bile istemeden.
"Nasıl hissediyorsun dostum?" diye sordum. 
Biraz iç geçirip "Harikayım." dedi. "Biliyor musun aslında günlerce burada kalmak insanın düşünmesi için bir fırsat oluyor."
"Düşünmek..." dedim. "Nasıl yani neyi düşündün?"
Bir iç daha geçirip "Senin değişimini." dedi. "Tom, ne hale geldiğine bir baksana? Paranın canı cehenneme ya, para umrumda bile değil. Edgar'dan önce nasıl biriydin biliyorsun değil mi? O halini düşün. Ölümü bile umursamayan insan... Nasıl oldu da bir anda bu kadar değişebildi?"
"Edgar'dan önce umursamaz biri olduğumu kabul ediyorum." dedim dalgın bir ifadeyle. "O benim kendi benliğimdi. Doğuştan duygusuzdum yani. Ama bu nasıl oldu ne oldu... Ben de bilmiyorum dostum. Ama iyi ki de oldu. Sanki..."
"Sanki ilk defa yaşadığını hissediyormuşsun gibi, değil mi?" diye sordu gülümseyerek. "Öncelerde kanser haberini aldığında bile tınlamayan, öleceğini bile bile hiçbir halt yapmayan, içten içe sinir olduğum, ama bir yandan da ona yaşama umudu vermeye çalıştığım Tom'a ne oldu?"
"Bir şeyleri umursamamı sağlayan şey neydi bilmiyorum." dedim. "Sanırım senin bana olan bağlılığın... İlk olarak mahkemede. Orası can alıcı noktaydı. Ve şey, beni koruyup kollaman. Sonunda ilk defa birisinin gerçek samimiyetiyle beni önemsediğini hissedebilmek, bu benim gerçekten yaşadığımı hissetmeme yol açtı. Artık gözlerim açık. Artık umursuyorum."
Bir an sessizlik çöktü. Jesse'nin bir şey söyleyeceği yoktu, o yüzden ben konu açarak "Bir hafta sonra yeniden yürüyebilecekmişsin." dedim gülümseyerek. 
"Bu iyi haber." dedi o da gülümseyerek. "Parayla ne yapmayı düşünüyorsun?"
"Ben mi?" diye sordum şaşkın bir ifadeyle. "Jesse, bu para ikimizin. Ama eğer fikrimi dinlemek istersen anlatabilirim?"
Başını sallayarak onayladı. Ben de anlatmaya başladım.
"Bu parayı savurmayacağız." dedim. "Elimde 1 milyon 100 bin civarı kaldı. Bu parayı bir işe yatırmayı düşünüyorum, herhangi bir iş yeri... Yani ikimizin de işletebileceği bir mekan. Ne bileyim, bir restoran, bir otel, düzenli para kazanmamızı sağlayacak herhangi bir yer. Çünkü para ne kadar çok olursa olsun. İlla bir gün bitecek ve ikimiz de işsiz kalacağız. Ben şuan bir otel düşünüyorum ama..."
"Bowling salonu olur mu?" diye sordu hevesli bir şekilde. Öyle bir şekilde söyledi ki, sanki bir çocuğun 'dondurma alabilir miyim' demesi gibiydi. Tabii ki de benim için neresi olduğu önemli değildi. Eğer Jesse Bowling salonu istiyorsa, bir Bowling salonu alacaktım.
"Şey, tabi ki de neden olmasın?" dedim ben de. "Bir Bowling salonu alıp ortak olacağız. Öyle mi?"
"Hayır." dedi. "Ben kendi payımla bir Bowling salonu alacağım. Sen de başka bir yer alabilirsin. Tom burada bir milyon yüz bin dolar paradan bahsediyoruz. Sen bir otel, ben bir Bowling salonu alsam paranın yarısı bile artar. Karı arttırmayı düşünmedin mi hiç?"
"Ben sadece..." dedim duraksayarak. "İkimizin de ortak işleteceği bir işe girmeyi düşünüyordum. Düzenli para olduğu sürece miktarı önemli değil bence. Ama yine de sen bilirsin."
"Şey ben özür dilerim." dedi Jesse yerinden doğrularak. "Eğer öyle istiyorsan öyle de yapabiliriz dostum. Ben sadece daha fazla kar kazanmak istersin diye düşünüyordum."
"Tamam sen iyileş, gerisine sonra bakarız." dedim samimi bir gülümsemeyle. 
İş konusundan çok aklıma en çok değişim konusu takılmıştı. Cidden Edgar bana ne yaptı da bu kadar değiştim ben? Prygton'un etkisi olamazdı. Jesse'nin bana olan bağlılığı, samimiyeti falan da olamazdı, buna inanmıyordum. Çünkü annemin bana karşı olan sevgisi de samimiydi. Hayır bu başka bir şeydi.
Ve bunu bulmalıydım. Neyin benim bir anda umursamama vesile olduğunu bulmalıydım. Çok uzun uzun düşünmem gerekecekti ama... Bulacaktım.
Bulmak zorundaydım. Yoksa hayatım boyunca hiçbir zaman rahat uyuyamazdım. Hem, beni neyin değiştirdiğini bilmek, tekrardan eskisi gibi olmamam için bir önlem olurdu değil mi? Kesinlikle.

PrygtonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin