*36*

9.7K 419 10
                                    


user13547484 arkadaşıma hoşgeldin diyorum ve yeni bölümü beğenmeniz umuduyla diyorum....

Not: yeni bölüm pazartesi geliyor..


Ne tuhaftır aşk, hiç beklemediğimiz ve hiç ummadığımız bir zaman da kapının önünde, yaralı bir halde çıkıverir karşımıza. Nefret ve aşk arasında çok ince bir çizgi vardır derler. Kazım o gece bana bu ince çizginin neresinde olduğunu göstermişti. Benim anlamadığım ya da anlamak istemediğimi de Nurcan anlamıştı. Bu güne kadar Kazım 'ın beni burada tutmasının tek sebebi aile büyüklerinin bizim hakkımızda aldıkları karar sanıyordum. Bana her baktığında gözlerinde gördüğüm öfkeyi, hamile oluşuma bağlıyordum. Başka bir adamın nikahsız kadını olduğum için beni aşağılıyor, benden iğreniyor diye düşünüyordum. Aslında gerçek sadece kıskançlıktı, bütün öfkesi bunun içindi.

O gece Kazım, o sözlerin ardından kendinden geçmişti. Üzerimdeki şok dalgası geçer geçmez, Ayşe 'nin evine koştum. Kocası ve Ayşe 'nin yardımıyla Kazım 'ı içeri taşıdık. Sağ olsun Ayşe 'nin kocası gidip Kazım 'ın dayısına da haber verdi. Adam gece yarısı demeden koşup gelmişti.

Kazım'ı O halde görünce gözleri dolmuştu. Titreyen elleriyle Kazım 'ın baş ucuna oturup saçlarını okşadı.

"oğlum aç gözlerini, ben geldim bak. Sen bana anacığının emanetisin, böyle mi sahip çıktın oğluma derse ben ne derim ona. İki elim yakanda olur demişti bana aç oğlum gözlerini"

Koskoca adam ağlıyordu. Kazım 'ın o halini kim görse yüreği dayanmazdı. Vücudunun her yeri bıçak yarasıydı, kıyafeti kanlar içinde ve paramparça olmuştu. Kulağından, burnundan ve ağzından hâlâ kan geliyordu. Gözünün biri tamamen kapanmış ve morarmıştı. Bir insan böyle bir zararı nasıl verebilirdi, hayvan bile yapmazdı. Kapı sesi gelince koşarak gittim. Kapıda Hanife teyzenin oğlu vardı,elinde bir takım kavanozlarla gelmişti. Başıyla selam verip aceleyle içeri girdi ve Kazım 'ın üzerindeki gömleği çıkardı. Şimdi daha da kötü görünüyordu, işkence etmişlerdi her yerinde bıçak eksikleri vardı. Ayşe koluma dokunduğunda bile gözlerimi Kazım dan alamıyordum.

"hadi Zehra gel biz mutfakta bekleyelim, ağlama hadi o iyi olacak merak etme" diyene kadar gözlerimden akan yaşların farkında değildim.

"bunu kim yaptı Ayşe,onun haline bak insanlığa sığar mı bu?" Aslında bir tahminim vardı ama bunu söyleyemezdim. Nurcan ile kavga ederken eli silahlı adamlardan bahsediyor ve endişesi yüzünden okunuyordu. Nasıl bir işe bulaşmış olabilirdi ki sonuç bu kadar korkunç olmuştu.

Sabahın ilk ışıkları kendini gösterirken, uykusuz geçen gece herkesi perişan etmişti. Adının Osman olduğunu öğrendiğim Hanife teyzenin oğlu bütün gece elindeki merhemleri Kazım 'ın yaralarina sürüp sarmıştı. Dayısı ve Ayşe 'nin kocası da yardım etmişti.

"yapılması gereken herşeyi yaptık, artık beklemek lazım. Ne zaman uyanır bilmiyorum" dedi,Osman abi. Ayşe 'nin söylediğine göre Osman abi şifalı bitkiler ve tedavi konusunda çok iyiymiş.

"peki iyileşecek değil mi Osman, oğlum doğruyu söyle ne olur" Kazım 'ın dayısı perişan bir haldeydi. Adamcağız bütün gece kendi kendine kahretmiş ve ağlamıştı.

"Allahtan umut kesilmez Davut amca, her gün bırakacağım merhemi sürüp tekrar sarın yaraları ve vitaminli yiyeceklerle besleyin" diyerek toparlanmaya başladı.

"dur bende seninle geleyim, pazara gideyim sen yolda anlat bana neler iyi gelir ona alayım hepsinden" deyip oda Osman abiyle beraber çıktı. Ayşe ve kocası bütün gece bizimle beklemenin yorgunluğu ile evlerine gidince, bir başıma kalmıştım. Usulca Kazım 'ın yanına yaklaştım, bütün vücudu sargı bezleri ile kaplanmış ve kendinde değildi. Kazım 'ın dayısının kalktığı sandalyeye oturup uzun uzun seyrettim onu. Kazım 'ı ilk gördüğüm günden bu güne kadar geçen tüm zaman gözlerimin önünden geçip gitti. Buraya ilk geldiğim zamanlar Kazım 'la çok ortak yanımız var diye düşündüğüm o gün belkide yanılmamıştım. İkimiz de öksüz ve kimsesiz büyümüştük. Çocuk yaşta sevgiden mahrum kalmış, güven duygusunu kaybetmiştik. Şimdi bir ortak yönümüz daha vardı. İkimiz de bizi sevmeyen asla sahip olamayacağımız bir sevda ateşinde yanıyorduk. Kendi zindanımız da kendi kalplerimizi prangaya vurmuş, can çekişmesini izliyorduk.

ZEHRA*TAMAMLANDI*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin