gonul79 ve duygunazo arkadaşlarıma aramıza hoşgeldin diyorum. Ve yeni bölümü beğenilerinize sunuyorum.
Not: yeni bölüm perşembe günü.....:))
Zaman, zehirli bir sarmaşık gibi sarıyordu etrafımı. Kaderin benimle oyunu hâlâ bitmemişti galiba, her fırsatta çelme takıyordu. Ben ne zaman birşeylerden kaçmak istesem, kader önüme daha zorlu yollarla çıkıyordu. Beni her defasında ya kalbimle ya da vicdanımla sınıyordu. Çırpındıkça battığımı hissediyordum.
Ben yorulmuştum, ama kader benimle oynamaktan yorulmuyordu.Her şeye bir son vermeyi istediğim gece, Kazım 'ın yaralı haliyle, elleri kelepçeli kapıdan çıkmasıyla suya düşmüştü. Vicdanım, hem kalbime hem aklıma hükmederek gitmemi engelliyordu. Evde boş duvarlara bakarken buldum yine kendimi, ne yapacağını bilmeyen bir haldeydim. Aklım, fırsat bu git derken, vicdanım bu insanlığa sığmaz diyordu. Ve kahretsin ki vicdanım haklıydı, en azından Kazım biraz daha iyi oluncaya kadar kalmalıydım. Tüm korkularıma rağmen, kalmaya karar vermiştim. Kapı ve pencereleri iyice kapatıp, ışıkları söndürdüm. Nurcan'a ve Kazım'a bunları yapan adamlar, kimbilir bize ne yapardı. Bu gece ilk kez bişey yaptım ve yukarı kata çıkıp Kazım 'ın odasına girdim. Kapıyı iyice kilitleyip Şahin'i yatağa yatırdım, burası evin en güvenli yeriydi.
Her şeyden habersiz yatan melek yüzlü oğluma bakarken, kapının sesi ile bütün vücudumdan bir şok dalgası gibi geçti korku. Dizlerim tutmuyor, nefes almaktan bile korkuyordum. O anda kapıdaki ses ile tuttuğum nefesi dışarı verirken, kapattığım gözlerimi de açtım.
"Zehra, aç şu kapıyı benim, seni almaya geldim" Kazım 'ın dayısı gelmişti. Yine de emin olmak için pencereden aşağıya baktım, evet oydu ve tekti. Kapıyı açıp aşağıya indim ve bu kez dış kapıyı açtım. Karşımda sabırsız bakışları ve yorgun duruşu ile duran Davut dayı "hazırlan hadi bize gidiyoruz" dedi. Normalde buna karşı çıkardım ama bugün, bütün bu olaylardan sonra burada tek kalmaya korkuyordum. Adam kapıda yaktığı sigarayı içinceye kadar, ben Şahin 'i de alıp kapıya gelmiştim.
"sen oğlunla burada yat, hatta istersen bende burada kalabilirim" Seher yine her zamanki sıcak kanlı halleriyle beni sakinleştirmeye çalışıyordu.
"gerek yok, bizim yüzümüzden yerinden olma, zaten rahatsızlık verdik diye üzülüyorum"
"saçmalama Zehra, olur mu öyle şey. Zaten Kazım söylemese bile biz yine de yanlız bırakmazdık seni"
"Kazım mı istedi bunu?" Şaşkınlığım Seher'in de dikkatinden kaçmamıştı. Yere serdiği yatağın bir ucuna da kendisi oturup, bir süre yüzüme baktı. Sanki söylecek çok şey var da nasıl başlayacak bilmiyormuş gibiydi.
"bak Zehra, Kazım'la aranızda nasıl bir evlilik var bilmiyorum, ama bildiğim tek bişey var. Kazım'ı ben bir kaç yıldır tanıyorum ama sen geldikten sonra onun değiştiğini görebiliyorum. Şu ölen kadın neydi adı,haa Nurcan, onunla burada kaldılar bir kaç gün. Birlikte yatmadılar bile, iki dünya bir araya gelse onların karı koca olduğuna beni inandıramaz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEHRA*TAMAMLANDI*
Historical FictionHem öksüz hem yetim bir kızın kör gözlerde aradığı umutsuz aşkın hikâyesi.